Tarihi 25 Kasım 2015

Neler oluyor?

Türkiye'yi yönetecek yeni Bakanlar Kurulu açıklanıyor. ABD Genelkurmay 2. Başkanı Türkiye'de... Ertesi gün Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov iptal etmeseydi Türkiye'ye gelecekti. Peşpeşe hareketli saatlerin yaşandığı Türkiye'de gözler sınırın hemen ötesinde.
Esad rejimi ve İran'dan gelen Hizbullah milisleri karadan DAEŞ'in hedefindeki soydaşlarımıza, Türkmenler'e saldırıyor. Aynı saatlerde Rus uçakları da sınırımızın hemen ötesindeki Türkler'i vuruyor. Ve sınırımızı ihlal eden bir Rus uçağı sabah saatlerinde angajman kuralları gereği düşürülüyor.
Tuhaf şeyler oluyor, bu kadar hızlı temponun ardında ne var?
Tabii ki Suriye'de yaşananlar ve geçtiğimiz haftalarda ard arda yapılan açıklamalar.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Suriye'de 6 ay içinde silahların duracağı, geçiş döneminin yaşanacağı bir barış ortamından bahsediyor.
Bölgedeki bir diğer ülke Rusya ve tabii ki Türkiye... Masalar kuruldu, şimdi herkesin konuştuğu ve cevap aradığı tek soru var; "Masanın etrafındaki koltuklara kimler oturacak?" Birileri bizi o masaya çekmeye çalışırken, birileri de uzak tutmak için çaba harcıyor. Kartlar karılıyor, herkes o masada güçlü olmak için tüm kozlarını öne sürüyor. Bugün tüm yaşananlara bu açıdan bakmadığımız sürece sadece "Neler oluyor?" diye sormaktan öteye geçemeyiz.
Türkiye Bayır Bucak Türkmenleri'ne yardım gönderirken, birileri o yardımları götüren TIRLARA operasyon düzenliyordu.
Ankara bugünlerin yaşanacağını, oradaki soydaşlarımızı ÖLDÜRMEK için birilerinin harekete geçeceğini çok önceden görürken, içimizden birileri bunu engellemek için öne sürülüyordu. Muhafazakar görünümlüler o operasyonu savcı cüppesi ve üniforma ile yaparken, sol basından da akla hayale gelmeyecek bir destek yağıyordu. Kirli ittifaklarla Bayır Bucak Türkmenleri'ni yalnızlaştırmak, kaderine terk etmek ve Türkiye'yi masadan uzaklaştırmak isteyen GÜÇLER vardı. Buna benzer ihanetler yeni değildi. Abdülhamid Han zamanında Balkan ordularının başına geçirilen Hasan Tahsin Paşa vardı. Macaristan'dan ordunun iaşesini sağlarken yolsuzluk yaptığı tespit edildi ve rütbeleri indirilerek sürgüne gönderildi.
Hasan Tahsin Paşa ittihatçıydı, asla MİLLİ değildi. Aradan yıllar geçti, İttihatçılar Abdülhamid Han'ı indirip Selanik'e sürgüne gönderdiler. İşte o dönemde Selanik'teki 15 bin kişilik Osmanlı Ordusu'nun başına sürgündeki Hasan Tahsin Paşa'yı rütbesini yükselterek atadılar. Abdülhamid Han'dan intikam alma operasyonu başlamıştı.
Hasan Tahsin Paşa, kendisi gibi general olan oğluyla Abdülhamid Han'ı öldürme girişimleri yaparken Yunanistan'da ayaklanma başladı. 15 bin kişilik orduyu ayaklanmayı bastırmak için kullanmak yerine, o Hasan Tahsin Paşa tek mermi atmadan Yunanlılar'la anlaşma imzaladı.
Ülke anahtarını verip oğluyla Paris'e kaçtı. Bugün Yunanistan'ın kurucusu o Hasan Tahsin Paşa'dır. Vatana ihanetten yargılanmış, idama mahkum edilmiş, kaçtığı Paris'ten Yunanistan'a getirilip, kutsanarak gömülmüştür. O günden beri her yıl 9 Kasım'da Yunanistan'ın kuruluşunu kutlama töreni, Hasan Tahsin Paşa'nın mezarı başında yapılmaktadır.
Suriye sınırımızdaki o dağlarda yaşayan Bayır Bucak Türkmenler'i ise, Osmanlı tarafından Hicaz yolu ve hacıların güvenliğini sağlamak için oraya yerleştirilmiştir.
Hemen arka tarafı Lazkiye limanıdır, Akdeniz buradan göz hapsinde olduğu için STRATEJİK öneme sahip bir konumdadır. O Türkmenler bu ülkeye hiç ihanet etmedi. İçlerinden hiç ittihatçı Hasan Tahsinler çıkmadı. Ve şu anda da canlarını ortaya koyarak Türkiye'nin hayati çıkarları uğuruna yaşadıkları bölgeyi savunuyorlar.
İçimizdeki bazı Hasan Tahsinler onlara giden yardımları engellemek, anahtarı teslim etmek için çırpındı. Dışımızdaki Esed ve Hizbullah askerleri de onların kaldığı yerden devam ediyor. Rusya da uçakları ile bomba yağdırıyor. Moskova'nın tek hedefi masaya güçlü oturmak. Bunu Türkmenleri vurarak ve sınırımızı ihlal edip tahammül gücümüzü ölçerek yapıyor. Ve içimizde Hasan Tahsinler, DIŞ Politikada bir krizin yaşandığı dönemde MİLLİ RUH'la hareket etmek yerine sosyal medyada ülkesine saldırıyor. Devlet eski bakanı Kamuran İnan vefat eti dün. Dış politikada müthiş birikime sahip olmasına rağmen Milli ve Yerli duruşu nedeniyle asla Dışişleri Bakanı yapılmadı. O Kamuran İnan "Bu ülkede var olan vatan hainleri sayısı, yeryüzünde başka ülkede yok" diyordu. Allah rahmet eylesin...