Tarihi 23 Ekim 2015

Devşirmeler-2

Bugün Ortadoğu'yu anlamanın yolu Hindistan'ı anlamaktan geçiyor. Çünkü bugün Ortadoğu çakallar için neyse 200 yıl önce de Hindistan aynı konumda hayati önem taşıyordu. İşgal ettiler, yüzbinlerce insanı katlederek, zulmederek, ülkeyi soydular. Yanlarında hep onlara alkış ve çanak tutan işbirlikçi devşirmeler vardı. Peki nasıl devşiriyorlar? İlginçtir bu devşirme işlerine okullardan başlıyorlar. Hindistan'da İngilizler'in ilk yaptıkları işlerden birisi de, bütün okulları kapatmalarıdır.
Mevcut alimleri, din bilginlerini, yerli ve milli idarecileri şehit etmeleridir.
Böylece öncelikle halka önderlik edecek kabiliyette yerli ve milli (değerlerine ve kültürüne bağlı) bilge insan ve yönetici yetişmesine engel olmaları, ta kaynağından bu önemli milli eğitim misyonunu kesmeleri ve kökünü kurutmalarıdır. İngilizler, kontrol altında tuttukları bütün İslam ülkelerinde, İslam alimlerini, hakiki din bilginlerini, yerli ve milli aydınları, din kitaplarını, doğru din eğitimi veren okulları yokettiler, itibarsızlaştırdılar. Çakma ve sahte hain işbirlikçilerini her meslekte ön plana çıkardılar. Tam bir din cahili gençlik yetiştirdiler. 1834 yılında Kalküta'ya gelen meşhur İngiliz Lord Macauley, Farsça ve Arapça her türlü kitabın basılmasını ve yayılmasını yasakladı. (PKK öncelikle niye okul yakıyor, öğretmen öldürüyor, dini aşağılıyor, imamları ve din bilginlerini hedef yapıyor acaba?) İngilizler Hindistan'da Müslümanlar'ın üniversite ve okullarını kapatırken yerlerine tam 165 yeni kolej açtılar. Bu kolejlerde yetiştirdikleri gençleri, babalarının ve atalarının dinlerine-kültürüne düşman ettiler. Beyinlerini yıkadılar.
Hindistan'da zulüm ve vahşet yapan İngiliz Ordusu'nun üçte ikisini, bu şekilde beyinleri yıkanmış, kendi milletine ve değerlerine düşman edilmiş, asimile olmuş, Hristiyanlaşmış, paralı asker-lejyoner hale getirilmiş yerli işbirlikçiler (devşirmeler) oluşturuyordu! İngiliz asker ve sivilleri hedef sömürge ülkelerinde başlangıçta İslamiyet'e saygılı davranırlar. Bayramlarda ve dini günlerinde toplar attırır, cami ve mescitlerin tamirine yardımcı olurlar. Hatta cami, medrese, tekke, türbe ve İslami vakıflarda İngiliz gönüllüler çalışırdı. Ama 1833 kanunlarından sonra hakimiyeti sağladıklarına emin olduklarında, bütün bu faaliyetler ve şirin görünmeler durdurulur.
Kandırmaca dönemi artık sona ermiştir.
İngiliz'in gerçek yüzünün ortaya çıkmasında hiçbir mani kalmamıştır. Bu üst aklın İslam karşıtlığının veya İngilizin İslam düşmanlığı siyasetinin temelinde, evvela dost görünmek vardır. Müslümanlar'ı sevdiklerini, yardım ettiklerini söylerler.
İslamiyet'e sahip çıkıp hizmet eder görünürler. Başlangıçtaki güler yüzlü siyasetle dünyaya başka bir görüntü verir, aldatmacalarını algı operasyonlarıyla sürdürürler. Sonra ikinci aşamaya geçilir.
İslamiyet'in esaslarını, kitaplarını, okullarını, eğitim yuvalarını, alimlerini ve dini rehberlerini aşağılama, itibarsızlaştırma, sahteleriyle ayrıştırma, bölme ve fitne çıkarma faaliyetleri başlar. Bu iki yüzlü siyasetleri ile müslümanlara ve İslamiyet'e en büyük düşmanlığı yaparlar.
Kökünü kuruturlar. Hıristiyanlaşmış ya da kendi dini ve değerlerine yabancılaşmış devşirme işbirlikçi yetişme zeminlerini oluştururlar. Bu maksatla tamamen misyonerlerin kontrolundaki okullarında İngiliz dili ve edebiyatı, hristiyanlık kültürü ağırlıklı olarak öğretilir. Buradan yetişen devşirmelerin kendi ülkelerinde yönetime yerleşmelerinin ve her meslekte öne çıkmalarının önü açılır. Paraya, ekonomiye, idareye hakim yerli işbirlikçilerini kendi siyasetleri ve çıkarları doğrultusunda kullanmayı başarıyla uygularlar! Devşirmeler işte böyle yetişiyor. Türkiye'de sağınızda veya solunuzda bolca gördüğünüzde şaşırmayın. Çünkü Osmanlı'yı da aynı yolla hallettiler ve bu topraklardan hiç çıkmadılar. ABD'nin eski dışişleri bakanlarından Williams Jennings Bryan'dır! "İngiliz hakimiyeti" kitabında şu değerlendirmeyi yapıyor: "Hindistan'ın yaşayan halkına mutluluk getirdiğini iddia eden İngilizler, aslında milyonlarca Hintliyi mezara gömmüştür. İşgal ettikleri her yerde sömürü sistemlerini kurmuşlar, resmen yağmalayarak halkları iliklerine kadar soyup soğana çevirmişlerdir. Soymak kelimesi biraz ağır kaçsa da, İngiliz idaresinin kötülüklerini başka türlü açıklamaya imkan yoktur!"