Tarihi 29 Temmuz 2014

Ayılar, tavşanlar ve öküzler

Mersin'de Türk Bayrağı yakılmıştı geçtiğimiz yıllarda.
Türkiye ayağa kalkmıştı.
Bayrak büyük hassasiyetti bu ülkede.
Damarın damarıydı.
O dönemde ABD Genelkurmayı ile Türk Genelkurmayı arasında İncirlik Üssü krizi vardı.
Amerikalılar bazı önemli konularda tavizler istiyordu.
Türk tarafı da vermiyordu.
Damara girmek lazımdı.
Öyle yaptı Amerikalılar.
Çocuklara bayrak yaktırdılar.
İki takım elbiseli yabancının çocuklara para verdiğini söylüyordu görgü tanıkları.
O iki takım elbiseli asla bulunamadı.
Bunun karşılığında Doğu-Batı gerginliği tavan yaptı bu ülkede.
Evlere Türk bayrakları asıldı, Kürtler'e öfke yağdı.
Öfkeyi gösterenler "Bayrağımıza dokunamazlar... Her şey bu vatan için" diyordu.
Ancak ortaya konan öfke sadece ve sadece Amerikan Genelkurmayı'nın işine yarıyordu.
Biz böyle bir ülkeydik.
Bizi çok kolay bölüyorlar, kamplara ayırıyorlar, kutuplaştırıyorlar ve horoz gibi dövüştürüp üzerimize bahis oynuyorlardı.
Hiçbir bahsi kaybetmiyorlardı.
Kazananlar hep onlardı.
Çünkü onlar için bu çocuk oyuncağıydı.
Zira AKIL tutulması yaşıyorduk son 200 yıldır.
Sadece olaylara bakıyorduk.
Perde arkasındaki alçakları görecek AKIL gözlüğümüz yoktu.
TRT'de üst düzey yöneticilik yapan ve halen de TV dünyasında duayenlerden olan bir dostum, önceki gün beni yıllar öncesine götürdü.
Tarihe Maraş katliamı olarak geçen, resmi rakamlarla 100, gayr-ı resmi rakamlarla 800 kişinin öldürüldüğü o günlere taşıdı.
Camiyi bombaladılar diye tüm şehre yayılan asılsız dedikodu, bir anda cinnete dönüşmüştü.
Sünni-Alevi çatışmasına taşınan bu AKIL tutulmasında birçok ocak sönmüştü.
İşte o günlerde TRT'de görev yapan dostum "Derhal bir ekip hazırladık Maraş'a göndermek için" dedi.
TRT ekibi Ankara'da uçak biletleri ve muhasebe önünde harcırah işleri ile uğraşırken, BBC canlı yayın yapıyordu Maraş'tan.
Halbuki olaylar daha yeni başlamıştı.
BBC'nin Maraş'tan canlı yayına geçebilmesi için olaylar başlamadan önce oraya gelmesi gerekiyordu.
Koca bir şehrin asılsız bir dedikodu ile yangın ve katliam yerine döneceğinden haberleri olması gerekiyordu.
Ve öyle de oldu.
Çünkü bu tezgahı biliyorlardı.
Zira oradaki olaylarda BBC'nin patronu Kraliçe'ye bağlı İngiliz istihbarat servisinin de payı vardı.
Bu ülkede darbe yapılmalı, 50 yıl daha geriye götürülmeli, böylece ekonomik batağa sokularak borçlandırılmalıydı.
70 cente muhtaç edilmeliydi.
Ancak böyle EMİR yağdırılabilirdi bu ülkeye.
Maraş katliamından anında yayına geçen BBC şimdi Gazze'de çocuk katliamlarına AYI'ların kış uykusu haliyle takılıyor.
Görmüyor, duymuyor, göstermiyor, duyurmuyor.
Bizde Gezi olaylarından 18 saat canlı yayın yapan CNN İnternatonal, Gazze'den 18 dakika bile çocuk katliamlarında kalmıyor, tavşan gibi kaçıyor.
Çünkü hepsinin arkasında İsrail Öküzü'ne kalpten bağlı sermaye römorkları var.
Ortadoğu'da hatta tüm dünyada yaşanan tüm katliamlar, kaosların İsrail'e ve ona göbekten bağlı sermayeye milyarlarca dolarlık katkısı var.
Kasalarını kanla dolduruyorlar.
Ve onun içindir bu ülkede maşaları vasıtasıyla her daim gerilim ve kaos peşinde koşuyorlar.
Onun için Erdoğan'ı KÖŞK'e çıkarmamak adına her daim planlar üzerine planlar yapıyorlar.
Operasyonlar ve proje isimlerle saldırıyorlar.
Ve saldırmaya da devam edecekler.
10 Ağustos öncesi mutlaka yine gelecekler.
Çünkü kudurmanın tedavisi yok.
Tek çözüm; Yakalayacaksın ve tecrit odasına atacaksın.