Demek ki 'kart zampara' değilmiş!

Eklenme Tarihi 4 Temmuz 2011
Demek ki neymiş? Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birinde olsanız da, belden aşağı komplolarla ayağınız pekala kaydırılabilirmiş! Ama bir farkla; 'Temize çıkmanız için' sizin adınıza uğraşıp didinen birileri olurmuş! Ve bunun için iki ay yeterliymiş!
IMF Başkanı Dominique Strausse-Kahn'ın büyük ihtimalle masum olduğu ortaya çıktı, hem de görüldüğü gibi en kısa sürede.
Oysa biz bu adama, bu sütunlardan etmediğimizi bırakmamıştık. Ne gözü dönmüşlüğü kalmıştı, ne kıçının kılının ağardığı, ne sapıklığı... Oysa olayın perde arkası hiç de düşündüğümüz gibi değilmiş.
Şimdi bizde olmayan bir şey oldu ve düne kadar tüm siyasi kariyerinin bittiği gözüyle bakılan DSK (adının baş harfleri) tek bir duruşmada özgürlüğüne kavuştu! Ve büyük ihtimalle çok yakında mahkemesi de düşüp tamamen aklanacak... Böyle bir durum olursa da belki Fransa'nın da kaderi değişecek. Belki de DSK sosyalist oylarla Cumhurbaşkanı seçilecek ve Sarkozy tarih olacak...
Seçilmese de olacak ya, o ayrı bir konu...
İşin bizim açımızdan en inanılmaz yanı ise, tüm bu tantananın sadece iki ay içinde olup bitmesi... DSK, bir buçuk ay önce tutuklandı. Birkaç gün içinde mahkemeye çıktı, 6 milyon dolar kefaletle ev hapsi kararı verildi ve Cuma günü ikinci duruşmasında salıverildi. Savcılık suçlamaların büyük bir bölümünü geri çekti...
Duruşma sadece 10 dakika sürdü... 18 Temmuz'da da son kararı verecek. Topu topu iki ay... Üstelik bu sadece Dominique Strausse-
Kahn'a özel bir durum değil. Çünkü bazı 'ileri demokrasilerde' bu işler böyle oluyor.
İnsanın, 'başım belaya girsin ama bu ülkelerde girsin' diyesi gelmiyor mu?

* * *
TÜRKİYE'NİN EN SEKSİ SESLİ ERKEĞİ!
Bunu ben demiyorum elbette, bizim apartman hanımları söylüyor. Dün bizde toplanmışlardı yine, her Cumartesi olduğu gibi. (Ki bana da bol malzeme çıkar bu sohbetlerden, bilirsiniz.) Konuları ise bu kez, 'Ülkenin en seksi sesli erkeği!' Önce her kafadan bir ses çıkıyor. Yaş ortalamaları bir hayli yüksek olduğundan, gençler kafadan klasman dışı kalıyor tabii. Biri oyunu, eski haber spikeri Mesut Mertcan'dan yana kullanıyor. Bir diğeri Erol Evgin diyor hararetle. Ama ikisi de eleniyor. Mesut'un tipi yeterli bulunamıyor, Erol ise tüm yakışıklılığına rağmen 'o kadar aile babası havasında ki, sadece alıp bağrımıza basabiliriz' gerekçesiyle şansını kaybediyor.
Derken ortaya Ömür Göksel çıkıyor!
Şimdi ben ellemeyeceğim, sadece salondan gelen sesleri aktaracağım sizlere! "Aaa!
Tamam kızlar, işte budur!"
"Doğru söylüyorsun, müthiş iç gıcıklayıcı bir sesi var. Hatırlasanıza, 'Sana bağlandım, yollara düştüm, gitme seninle gelemem artık…' derken ki sesini!" "Bende gülüşüne bitiyorum, çok hoş valla!" "Üstelik kalıplı adam!" "Bir de hatırlayın, sahnede asla ellerini öyle abuk subuk sallamaz!" "Bari biraz da saçı olaydı!" "Senin kocanın var da n'oluyo?" "Yahu size ne adamın kılından tüyünden, siz duruşuna bakın bir kere!" "Evet arkadaşlar, ilan ediyorum, ülkemizin en seksi sesli erkeği Ömür Göksel'dir!" "Üstelik son elli yılın!"
Odamdan çıkıp salona doğru yürüyorum ve sesime olabildiğince seksi bir ton verip sözüm ona çay kaldı mı diye soruyorum...
Yüzüme bile bakmadan koro halinde bağrışıyorlar; "Sana bağlandık, yollara düştük..."
Beni kastetmedikleri kesin.

* * *
YAPMAYIN BEYLER!
Bir diğer yazıda Ömür Göksel var. Ömür Kadıköylü. Bu eski ve nadide semtin çocuklarından biri. Ben de oralıyım. Hayatımız o sokaklarda, kavgasız gürültüsüz ve sonsuz mutluluklarla geçmiştir.
Bu yüzden, dün gece sabaha karşı barlar sokağında çıkan arbede bizim gibi eski Kadıköylüler'in tüylerini diken diken etmeye yetti. Neden Kadıköy? Yoksa gidişat, Tarlabaşı veya Ortaköy gibi yapmak mı orayı da?
Peki bu arkadaşların ellerine ne geçiyor? Adı üstünde; Barlar sokağı... İnsanlar biraz içki biraz muhabbet için geliyorlar oraya... Siz ellerinizde bıçaklarla saldırıp yaralayın diye değil.
Hem sonra size ne elalemin içkisinden?
Yoksa siz, bilmediğimiz bir yasağın uygulayıcıları, kolluk kuvvetleri misiniz? Size bu yetkiyi kim veriyor?
Neden dönüp kendi işinize bakmıyorsunuz ayrıca?
Yeni hükümetin, bu ülkede yapması gereken pek çok şey, 'durun' demesi gereken bir sürü işgüzar var. Söyledikleri dirlik-düzenlik başka türlü sağlanamayacak yoksa.