ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 24 Şubat 2011

Haybeden prenses olunmuyor demek ki!

Mahallenin ne güzel kızıydın sen Manolya abla... Türkiye güzeli olmuş, Kadir İnanır'la film bile çevirmiştin. Sonra ne yaptın? Mahallenin oğlanlarına sümüklü çocuk muamelesi çekip, gittin yaban ellerde Şah'ın karısı oluverdin. Şimdi başına kakıyoruz sanma ama biz sana dememiş miydik, 'Abla parayla saadet olmaz' diye... İşte bizim o Manolyo Onur bu gün hala, yaptığı izdivacın 'dertleriyle' uğraşıyor. Biliyorsunuz kendileri gencecik bir yıldız adayıyken Haydarabad Nizamı Bereket Şah'ın gönlünü çelmiş, evlenmiş ve Nilüfer kız doğmuştu. Kız prensesti ama sadece baba tarafından. Üç dört yıl süren tantanalı hayattan sonra evlilik bitmiş bu kez, post kavgası başlamıştı. Çünkü Şah Bereket bizim ablaya zırnık koklatmıyordu. Bu arada anlaşıldı ki, Manolya Onur, Hindistan'daki Çırağan Sarayı'nın 100 milyon dolarlık arazisinin, kızı Prenses Nilüfer'e kalması için, Şah'a bir belge imzalatmış! Ama adam da kaçın kurası, cicim ayları bitince, "Ben belge melge tanımam, her şeyi eski karıma ve çocuklarıma bırakıyorum" deyivermiş. Hatta esi karısı Birgen hanım, DNA testi için Nilüfer prensesin saç telinden bir tutam kesmek için hamletmiş ama Manolya da, kadının eline bir şaplak vurup, çek elini kızımın saçından demiş... Hikaye heyecanlı gidiyor aslında, içinde her şey var; Hırs, miras, entrika, para... Bir tek ne yok; Aşk. Diyeceksiniz ki, 'Zaten bu hikayenin neresinde aşk olmuş ki baştan beri! Sadece bir takım 'altın taçlı' onursuzluklar söz konusuymuş." Haklısınız, haysiyetin para ile alınıp satıldığı günümüzde aşkın lafı mı olur? Olmuyor işte. Olmayınca haybeden prenses de olunmuyor ve 100 milyon dolarlık sarayın sahibi de... Ama belki rezil olunabilir.

* * *
Kalk bakayım o döşekten!
"Kız ahlaki kötülüğün farkındadır. Bu olaylara ruhsal yönden karşı koymaya muktedirdir..." Bu cümle var ya bu cümle, işte insanlığın bittiği yerdir. 13 yaşında el kadar kıza, ismi lazım olmayan bir kentte (çünkü Türkiye'nin her hangi bir kentinde de yaşanabilirdi) sırayla ve aylarca tecavüz etmiş, 26 adet 'yetişkin" sapık. Ve mahkememiz aklamış beyleri 'iyi hallerinden' ötürü. Mahkeme ne derse desin, bir tabur hayvanın ırzına geçtiği bu çocuk, bu gün hepimizin kızı olabilirdi. Diyelim ki kız bu işi kendi rızasıyla ve para kazanmak için yapıyordu. Peki o öküzlerin hiç olmadık birinin, demesi gerekmez miydi, çocuğun küçücük ve inkişaf etmemiş bedenini görünce, "Çabuk kalk bakayım o döşekten. Sen daha çocuksun ve böyle bir şey yapmamalısın. Ha paraya ihtiyacın varsa, ben sana bu parayı, o tecavüz için arakada kuyruğa girmiş kazık kadar heriflerden toplarım. Böylece bu pis işi yapmana gerek kalmaz. Hadi bakalım şimdi evine ve varsa okuluna! Tam 11 yıl sonra tecavüzcüleri masum ilan eden mahkeme üyelerinin de aklına böyle bir ihtimal gelememiş olacak ki, adamlar en az cezayla yırttılar. En çok kanıma dokunan da içlerinden birinin, kızı "Benimle birlikte olmazsan tecavüze uğradığını ailene söylerim" diye tehdit etmesi. O bile aklanmış. Ve 10 yıl değil 4 yıl yatacakmış. Belki de yatmış çıkmıştır bile... Bir de iyi halden cezasından indirim yapılmış. Bu sefer beni affetmeyin, resmen çüş diyeceğim... Söyleyecek hiçbir şey yok aslında. Hakim kırmış kalemi kesmiş cezayı. Ama dilerim AHİM'e gider N.Ç'nin avukatları ve Türkiye'yi kallavi bir para cezasına mahkum ettirirler. Benim vergilerimle ödeniyormuş, ödensin
valla...

* * *
Kontrolsüz alerji
İngiliz bayan Charlotte Davies'in çok farklı bir alerjisi varmış. Fazla mutluluktan kaynaklanan "aşk alerjisi"ymiş adı. Haberi okuyunca bir yaşıma daha girdim. 63 oldum. Bu 32 yaşındaki Charlotte, sevgilisi Dean'ı her gördüğünde göz kapakları golf topunu andıracak derecede şişmeye, büyümeye başlıyormuş! Adamı her görüşünde yani. Düşündüm de, bende de o yaşlarda bir alerji vardı. Adı neydi o kontrolsüz alerjimin bilemem ama sevgilimi gördüğüm anda başlıyor, yanına yaklaştıkça alerjim arttıkça artıyordu. Ama Allahtan son yıllarda böyle bir alerjimiz kalmadı da kendimizi işe güce verdik.

* * *
Ben sporcunun
Çevik kuvvet mi fanatik kuvvet mi?

Turgutluspor- Göztepe maçı sonrasında, Turgutluspor taraftarı fanatik polisler, kalkıp karşı takımın otobüsünü taşlamışlar! "Sizi gidi eşoğlu beş kulaklar" diye. Sebep? "Dur" demişler durmamış otobüs. Geçmişte Pol-Der/ Pol-Bir bölünmelerinde neler yaşandığını hatırladım niyeyse... Ama bu iş hiç birine benzemez, adı Fanatiklik çünkü. Ve uyarmak gerekir. Düşünsenize, Türk Telekom Arena'da Cimbom- FB derbisi var ve maç esnasında fanatik polisler birbirini coplamaya başlıyor ve bir yandan da karşılıklı slogan atıyorlar. Onları ayırmak da bu kez taraftara düşüyor. "Bu kadar da olmaz yahu" demeyin. Bu ülke, "olmazları olur hale getirmede" uzmandır bilirsiniz.

* * *
Dünyanın gözü kör olsun
Libya lideri Kaddafi'nin bir dolu fobisi mevcutmuş. Deniz üstünde uçakla seyahatten korkuyormuş mesela. Ayrıca klostrofobi (kapalı alan korkusu) yüzünden asansöre binemiyor, akrofobi (yükseklik korkusu) nedeniyle de yüksek katlarda duramıyormuş. Ancak şu sıralar, en büyük korkusunun, Libya'dan defolup gitmesine yol açacak korku olduğunu düşünüyorum. Biz buna kısaca
"yallahfobi" dedik.

* * *
GICIK ADAM
"Sanat için 72 milyonun karşısında öpüşmem de sevişmem de!" Simge Tertemiz
"Oyunculuk kostümlere bürünmek değil, çırılçıplak soyunmak demektir" Glenda Jackson

* * *
EŞEK ARISI
"Madonna gibiyim... Dünyaca ünlü bir tenor olmak istiyorum." Özcan Deniz
"Suriye'nin PKK'yı, Türk turizmine engel olmak için bombaladığını biliyoruz." Gülgün Feyman
"İsmini vermek istemeyen bir izleyici Filiz Ovar, İngiltere'den arıyor..." A Takımı