ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 27 Ocak 2011

Naziler'in torunları Polat'a karşı

Her şeyin bir ilki vardır" klişesi aslında asap bozucu bir laftır ama 'iki tane ilk' bir arada yaşanırsa pekala yazı konusu olabiliyor. Biri benim, diğeri uluslar arası bir 'ilk!' Kurtlar Vadisi hakkında ilk kez içimden bir şeyler yazmak geldi. Önce hemen belirteyim, diziyi çok az izledim ve pek öyle sempati duyduğum da söylenemez. Ama ne zamanki 'Kurtlar Vadisi Filistin' filmi Almanya'da yasaklandı. İşte o zaman şöyle bir ayağa kalkmışım ki breh breh!
Tabii tepkim tamamen milli hislerle sınırlı değil. 'Özgür' geçinen ve medeniyetin 'beşiği' olduğunu her fırsatta gözümüze sokan Alman ilgililer... Ne yapıyor bu 'sanatsever' adamlar? Kendilerini zerrece ilgilendirmeyen konuyu ele almış filmi yasaklıyorlar! Biz yapsak 'uluslararası skandal' diye tefe koyarlar...
***

Aslında Kurtlar Vadisi Filistin'in, bu gün Almanya'da gösterime başlaması gerekiyordu.
Seçilen tarih rastlantı mı yoksa bizimkilerin hinliği mi bilemiyorum ama Almanlar için özel ve hassas bir günmüş! Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü...
Açılımı da; Hitler ve katil Naziler'inin bir ırkı yok etmelerinin 'özür günü' olmasıymış.
Ama sonucu çıkarmak da mümkün; Almanlar'ın, İkinci Dünya Savaşı'nda yaptıkları soykırımın üzerlerine yapışıp kalmasından duydukları rahatsızlık! Bir filmden bile nem kaptıklarına göre.
***

'Alman sansür kurulu' (adı böyle değil ama işlevi bu) yasaklama nedenini şöyle açıklıyor; Kurtlar Vadisi Filistin, Amerikan karşıtı, İsrail karşıtı ve anti-semitist duyguları körükleyen bir yapımdır. Öyle bile olsa size ne?
Bırak körüklesin. Hep demez misiniz "Altı üstü bir film yahu" diye... Biz de demez miyiz, "Bir filmden, bir diziden, bir kitaptan korkmanın ecele faydası yoktur" diye...
Tabii işin içinde kaderin cilvesi de var; Filmin çıkış noktası Mavi Marmara baskını malum... Almanya'da yasaklandığı gün ise, 'Mavi Marmara' hakkında İsrail'in hazırladığı 'dandik' raporun, Amerika tarafından onaylanması söz konusu. Rapor; baskında, İsrail'in uluslar arası kurallara uygun davrandığını belirtiyor!
Yok ya!
Şimdi gelin, Türk genci ağzıyla, 'Biri yıllarca Yahudiler'i, diğeri Kızılderililer'i katletmiş, şimdi başımıza demokrasi havarisi kesiliyorlar' demeyin. O gençlerin aklından geçeni de söyleyeyim oldu olacak; Hepinizi Mavi Marmara'ya bindirip, sonra da gemiyi açık denizde batırmak istiyorlar haberiniz olsun. Ama 'büyüklük onlarda kalsın' diye ses etmiyorlar fazlaca. Bir de durup dururken Polat Alemdar gibi koftiden kahraman da olmak var.

* * *
PRENSES SÜREYYA DA KISIRDI!
Ne zaman biri çıkıp 'kısır tartışmalar' dese benim aklıma direkt 'kısır yemeği' gelir, çok severim çünkü. Bir de Prenses Süreyya'yı anımsarım kısır sözcüğüyle... Hani çocuk doğuramadığı için tahtı mahtı terk etmişti ya zavallı...
Ama bu gün güzel gözlü Süreyya ile yakından uzaktan ilgisi olmayan fakat 'kısırlıktan' yana pek bir benzeşen Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ve kirvelerinden söz edeceğim, mecburen. Ve sonunda diyeceğim ki; Sizler ne zaman terk edeceksiniz hayırlısıyla o CHP tahtını acaba?
Yahu insan bu kadar mı 'üretkensiz' olur? Bu kadar mı çok konuşur da tek bir laf edemez?
Alın size son örnek; Kılıçdaroğlu'nun yardımcılarından biri olan Süheyl Batum durup dururken diyor ki; Ergenekon sanıkları Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın CHP milletvekili adayı olmasını Parti Meclisi'ne önerelim, böylece onları hapisten kurtaralım!" Diğerleri de sormuyor, 'Kısırcığım, sorun sadece bu iki isimde mi? Ya geri kalanlar? Adalet herkes için değil midir?" diye.
***

Ama dışarıdan birileri merak ediyor tabii, Batum da cevaplıyor; "Onları gazeteciliklerinden dolayı sembolik oldukları için söyledim!" Arkadan Kılıçdaroğlu'nun öneriyi veto ettiğini öğreniyoruz.
Peki diğer başkan yardımcısı Gürsel Tekin, 'kısır tartışmayı' başlatan Batum'a inat yapar gibi mikrofonlara ne diyor; "Bunlar gündemi değiştirme tartışmalarıdır. Kısır tartışmalardır..."
Aslanım Gürsel abi!
Hep söylerim bu taht sonunda sana kalacak...