FENERBAHÇE Devler Ligi hezimetlerine yenisini ekledi.
Dinamo Kiev en çaresiz haliyle güçlü bir Fenerbahçe'yi elediyse, biri ortaya çıkıp suçu üzerine almalı.
Bunu kim yapar? Hiç kimse!
Peki bu hesaplar ne olur?
Meselenin içine bolca talihsizlik soğanı katılır, biraz hakem salçası, biraz yağcı medya sosu.
Gerisi inleyen nağmeler.
Not: Masaya Dinamo Kiev'den önce oturup, Dinamo Kiev'den sonra kalkanlara bulaşıkları yıkamak düşer ama nerde o günler!
***
Yalan değil Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'i eleyeceğini sanmıştım.
İlk maçtaki ofansif zenginlik, iki takım arasındaki güç dengesi, her şeyden önemlisi İstanbul'daki atmosferin buna yeteceğini düşünmüştüm.
Ama "genç" başladıkları maçı "ihtiyar" bitirenlerin kendilerini Devler Ligi'ne yakıştıramadıklarını hesaba katmamışım.
Uzatmalarda saha ortasında su içmeye "yatan" Fenerbahçeli futbolcularla, kendi teknik direktörlerinin başında kazanmanın krokisini içerken "dimdik ayakta duran" Dinamo Kiev futbolcuları arasındaki fark her şeyi anlatmaya yeter.
***
"Taraftarımız oyundan memnun kalmıştır" diyen ve neleri kaybettiğinin farkında bile olmayan Jorge Jesus'un tüm söylemleri alçıya alınmalıdır.
Fenerbahçe'nin teknik direktörü, İsmail'in kırmızı kart görmesini maçın kırılma anı saymakla, rakibin emeklerine saygı duymak arasındaki sınavdan da yenik çıkmıştır, Şampiyonlar Ligi hayalini yok etmekten de.
***
Topu taca atmanın kitabını yazanlara gelince. Varsın Şampiyonlar Ligi özlemini ikiye katlasınlar, böylesine içler acısı bir sonucun görkemini de medyadaki yağcılarıyla birlikte kutlasınlar.
