Ticaretimizde, ikili ilişkilerimizde, ortaklıklarımızda, alışverişimizde, doğruluk ilkesine riayet etmeliyiz. Namazla, hacla, imanla, camiyle ve Kur'an'la yalan bir arada olmaz. Doğruluk mutlaka kazandırır. Yalan ve sahtekârlık üzerine dünya kuranların ikbali yoktur.
Hz. Ebubekir (ra) bir gün dilini tutar ve şöyle der: "Benim bütün çektiklerim senin yüzündendir." Gerçekten de insanı musibete uğratan, belalara hedef yapan dilin boş bulunmasıdır. Onun içindir ki, "Diline sahip olana cenneti garanti ederim" diyor Hz Peygamber. Yine o ufuk insanı şöyle buyurdu: "Allahım! Dilimin şerrinden sana sığınırım." Bir Peygamber dili şer üretmez, şer konuşmaz, şerre geçit vermez. Bütün bunlarla beraber Hz Peygamber'in "Dilimin şerri" sözü ciddi bir uyarı niteliği taşır. En azından bizim gibi dili her şeye müsait olanlar için. Hz Peygamber (sav) bir defasında şöyle buyurdu: "Evet, insanı yüzüstü cehenneme sürükleyen şey, dilinin ürettiği kötü sözlerdir." (Tirmizi, İman 8, İbn Mace Fiten 12) "İnsan ya doğru ve güzel söz söylemeli veya sükut etmeli, susmalıdır." (Tirmizi, Zühd 60) Dilin bela ve afetlerinden korunmak için şu hususlara dikkat etmek gerekiyor.