Başkan Erdoğan'dan ağlatan Sezai Karakoç şiiri! ''Ey sevgili...''

Şair, yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç, 88 yaşında hayata veda etti. Karakoç'un vefatının ardından Başkan Erdoğan'ın AK Parti 4. Kongresi'nde konuşmasının başında okuduğu ve kitleleri ağlattığı Sezai Karakoç şiiri öksüz kaldı. İşte Başkan Erdoğan'ın sesinden Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' adlı şiiri...

Son dakika haberine göre Türk edebiyatının büyük ismi şair ve mütefekkir Sezai Karakoç 88 yaşında Hakk'a yürüdü.



Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Karakoç'un vefat haberini Twitter hesabından duyurdu.
Kalın paylaştığı mesajında, "Diriliş şairi Üstad Sezai Karakoç rahmet-i Rahman'a kavuştu. Örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebî miras bıraktı geride. Mevla mekanını cennet, makamını âli, ruhunu şâd eylesin." ifadelerine yer verdi.


Türk edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Sezai Karakoç'un en çok bilinen şiirlerinin başında gelen Sürgün ülkeden başkentler başkentine şiirinin sözleri:


SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE

Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
-Erken erken karlar ortasında
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-
Bana geri getirir eski günleri
...Paslanmış demir bir kapı açılır
Küf tutmuş kilitler gıcırdarken
Ta karanlıklar içinde birden
Bir türkü gibi yükselirsin sen
Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
Söyleyemediğim ateşten kelimeleri
Şuuraltım patlamış bir bomba gibi
Saçar ortalığa zamanın
Ağaran saçın toz toprağını
Bana ne Paris'ten
Newyork'tan Londra'dan
Moskova'dan Pekin'den
Senin yanında
Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den
Kucağıma dökülen
Altın leylak

III

Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla
Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma
Kimi ırmaklardan yansıma
Kimi kayalardan kırpılma
Kimi öteki dünyadan bir çarpılma
İçi ölümle dolu
Dönen bir huni
Doğarken güneş
Kesilmiş ölü yüzlerden
Bir mozayik minyatürlerden
Dokunur tenimize
Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay
Ve birden senin sesin gelir dört yandan
Menekşe kokulu sütunlardan
Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan
Gözlerine ait belgeler sunulur
Ey aşkın kutlu kitabı
Uçarı hayallere yataklık eden
Peri bacalarının yasağı
Gönlümün celladı acı mezmur
Bana bıraktığın yazıt bu mudur
Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi
Senden bir gök
Senden yıldızlar ördüler
Ateş böcekleri
O gece dört yanıma
Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı
Sen bir anne gibi tuttun ufukları
Ve çocuklar gülle anne arasında
Seninle güller arasında
Tuhaf bir ışık bulup eridiler
Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler
Aramızdaki sırra
Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar
Gençlik monologları
Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından
Bana getiren
Yasamız vardı
Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne
Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben

IV

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti saban ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Sezai Karakoç Hakk'a yürüdü


SEZAİ KARAKOÇ'UN KISACA HAYATI
22 Ocak 1933 doğumlu olan Sezai Karakoç Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde doğmuştur. Çocukluğu doğduğu ilçe olan Ergani'de geçmiştir. Eğitimine de Ergani ilçesinde başlayan Sezai Karakoç 1944 yılında ilkokul eğitimini tamamladı. Ortaokula Maraş ortaokulunda başlayan Sezai Karakoç burada parasız ve yatılı okumuştur. Lise eğitimi için Gaziantep'e giden Sezai Karakoç, Gaziantep lisesinden 1950 yılında mezun olmuştur. Lise öğrenim boyunca Felsefe dersine ilgi duydu ve Felsefe okumaya karar verdi. Sezai Karakoç üniversite eğitimi için İstanbul'a geldi. Babası onun ilahiyat fakültesinden mezun olmasını istiyordu. İmkanlar doğrultusunda eğitimine devam etmek için tercih etmesi gereken yatılı olan tek bölüm Siyasal bilgiler fakültesi idi. Üniversite sınavlarına hazırlanırken kazanamama ihtimalini de göz önüne alarak her ihtimale karşı Felsefe bölümüne kayıt yaptırdı.


Sınav sonuçları açıklanınca Siyasal bilgiler fakültesini kazanmıştı. Ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesine başladı. 1955 yılında üniversite eğitimini tamamlayarak mezun olmuştur. Siyasal bilgiler fakültesinin mali şubesinden mezun oldu. Daha sonra zorunlu hizmet neticesinde Maliye Bakanlığı bünyesinde dış tediyeler muvazenesi bölümünde çalışmaya başladı. Ardından maliye müfettişi olmaya karar veren Sezai Karakoç, müfettişlik sınavına girdi. Sınavı kazanarak müfettiş yardımcısı olarak görevine başladı. Sezai Karakoç Anadolu'yu çok seviyordu.

Görevi icabı ile de pek çok kez Anadolu'yu gezdi ve yöre halkını yakından tanıdı. İstanbul'da diriliş dergisini kurdu. Ardından siyasete atılmaya karar verdi ve Diriliş partisini kurdu. Böylelikle siyaset hayatı başlamış oldu.1990 yılında kurulan Diriliş partisinin ömrü 7 yıl olmuştur. Ardından 2007 yılında kapanan eski partisi üzerine yeni partisi olan Yüce Diriliş partisini kurdu.


Sezai Karakoç'un Eserleri

- Diriliş Neslinin Amentüsü

- İslam'ın Dirilişi

- Mevlana

- Yitik Cennet

- İnsanlığın Dirilişi

- Kıyamet Aşisi

- Yunus Emre

- Leyla İle Mecnun

- Diriliş Muştusu

- İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü

- Ayin Çeşmeler

- Varolma Savaşı

- Günlük Yazılar 3 ( Sur )

- Çağ ve İlham Sevgi Devrimi

Sezai Karakoç'un Sözleri

" Putlar tanrısızlık ortamında üreyen ruh mantarlarıdır. "

" Benim gözlerim yeşildir. Evet evet, onun gözleri ise kara. Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.

" Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter. "

" Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır. "

" Allah'ın yolu kaybolmaz. Ama ondan ayrılan veya onu ihmal eden, bir daha doğmamacasına batar. Yolundan ayrılanlar ise kaybedecektir, Allah'ın kaybı yoktur. "

Sezai Karakoç'un Şiirleri

- Monna Rosa-ı Aşk ve Çileler

- Anneler ve Çocuklar

- Donuk Aşk

- Kar şiiri

- Ben Kandan Elbise Giydim

- Balkon

- Köse

- Sevgi

- Adak Işığı

- Kara Yılan

- Sessiz Müzik

- Çocukluğumuz

- İnci Dakikaları

- Rüzgar

- Liliyar

Sezai Karakoç'un Sözleri

"Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter. "

"Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır. "

"Allah'ın yolu kaybolmaz. Ama ondan ayrılan veya onu ihmal eden, bir daha doğmamacasına batar. Yolundan ayrılanlar ise kaybedecektir, Allah'ın kaybı yoktur. "

Bunlar da Var
Adana’da pitbull dehşeti! Sahibini ve 2 kişiyi yaraladı: O anlar kamerada 02:25
Adana'da pitbull dehşeti!
24.04.2024Çarşamba
CANLI YAYIN