Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan'ı aradım. Mete Kalkavan ile ilgili yapılan açıklama sonrası yaşananları değerlendirdi. Ülke futbolunun geçmişteki hataların bedelini ödediğini söyledi. "Neydi o hatalar?" diye sordum. "İlk önce adaletin sağlanamaması. Bunu sağlamak için de gerekli adımların atılmaması. Senelerce hakemlerden şikayet edilip, sorunun çözülememesi. Ve finalde bütün ihalenin kulüplere yıkılması" cevabını verdi.
KRİTİK TARİH 5 OCAK
"Peki ne olacak?" sorusuyla devam ettim. Şöyle yanıtladı: "Bekliyoruz. Verilen sözler var. 5 Ocak'ta hakemlerin klasman değerlendirilmesi yapılacak. Radikal kararların alınacağı belirtildi. O tarihte her şey belli olur." Konuşmamızı şu ifadelerle bitirdi: "Söyleyeceklerimizi söyledik. Yani söz bitti! Artık icraatı göreceğiz." Başkan Ertuğrul Doğan'ın sözleri sonrasında kafamda birçok resim tam olarak netleşti. Bir müddettir Türkiye'de futbolla ilişkisi olan 100 kişiden en az 90'ının hemfikir olduğu mesele var. Türkiye Futbol Federasyonu tutarsız. Bir gün söylediğini ertesi gün değiştiriyor ve yaptığı her değişikliğe bir kılıf buluyor. Ya da bulduğunu zannediyor ama aslında bulamıyor çünkü artık herkes her şeyin farkında.
MHK AYNI FİKİRDE!
Belki sokaktaki insanlar unutabiliyor, bazı kulüpler bazı gerçekleri göz ardı edebiliyor ama Trabzonspor camiası için çok kritik bir dönüm noktası var. Fenerbahçe-Trabzonspor maçının skorunu belirlemeye çalışan ama başarılı olamayan o hakemin yaptıklarını en ayrıntısına kadar hatırlıyor. Bu kulübün haklı tepkilerine karşı, o sıcak günlerde bazı sözler verildi ve bu sözlerin istisnasız her birinden dönüldü. Bu sözler neydi?
- "Yerden göğe haklısınız."
- "Biz bu hakeme artık görev vermeyeceğiz"
- "MHK Başkanı da bizimle aynı fikri paylaşıyor"
-"Sadece Mete Kalkavan değil Suat Arslanboğa ve Hüseyin Göçek de artık düdük çalmayacak."
HABERİ YOK MU?
Bu sözleri nerede verdiler? Kulüpler Birliği toplantısında. Yani orada neredeyse tüm kulüp başkanları vardı ve bizzat federasyon başkanının ağzından duydular. Peki sonra ne oldu? "Süper Lig maçları için demiştik" bahanesiyle aynı hakemi aldılar, birinci lig maçında VAR'ın başına oturttular! Peki bunu Sayın Büyükekşi'nin bilgisi olmadan yapabilirler mi? Bence yapamazlar. Ardından... Hiçbirimizin istemediği ve istisnasız tepki gösterdiği vahim bir saldırı gerçekleşti. Hakemimiz yumruklandı, tekmelendi. Ama bu vahim olayı birileri derhal kendi avantajına kullandı. Bir hakemimizin mağduriyetini devşirerek yeniden ayağa kalktılar. Verilen bütün sözlerden dönülmesini sağladılar ve bunu çok kurnazca yaptılar. Aslında MHK'nın içinde sözünü geçiren ve nereye gittiğini bilen grup var. Belki de bir kişi, belki iki kişi, bilemiyorum. Ve bunlar "Sizin sözünüz geçmez, bizim sözümüz geçer" diyorlar. Verdikleri mesaj net olarak bu. Üstelik, bunu son derece üzücü bir olayı kullanarak, adeta fırsata çevirerek yapıyorlar. Bakın iki şey çok farklı. Futbol sahalarında kimsenin kimseye elini kaldırma hakkı yoktur. Ama arkasına sığınıp alınan bütün kararları ters yüz etmeye cüret edenlerin niyetleri de araştırılmalıdır. Bu basit bir mesele değil. Bu bir başkaldırı. Farkına varın!
İŞTE EN ÖNEMLİ İSİM!
"Ocak ayını bekleyin, sözlerimizi biraz değiştirdik ama yine de bir şeyler yapacağız" diyorlar. Şunun şurasında neredeyse iki hafta kaldı diye hadi bunu da bekleyelim. Trabzonspor'un da hiç adeti olmamasına rağmen sessiz kalmasının sebebi de bu bence... Bu durumun 'fırtına öncesi sessizlik' olduğunun da altını çizeyim. Şahsen ocak ayı başında klasman dedikleri şeyin de bir yere geleceğine pek inanmıyorum. Ancak başka önemli bir detay daha var. TFF Başkanvekili Yalçın Orhan. Verilen sözlerin bizzat şahidi. Şahitlik ettiği bu olayın gerçekleştirilmesindeki veya gerçekleştirilmemesindeki iradesi önemli. Bekleyelim bakalım..
