Ramazan şerbeti nasıl yapılır iftarlık lezzet!

Osmanlıdan günümüze ulaşan geleneksel lezzet Ramazan şerbeti iftar sofralarının vazgeçilmezidir. Misafirlere ikram olarak sunulan Ramazan şerbetinin Türk mutfağındaki yeri de önemli ve başkadır. Yaz ya da kış fark etmeksizin keyifle tüketilen, ferahlatan ve tatlı ihtiyacını bastıran Ramazan şerbetinin evde pratik bir şekilde yapılışını sizler için derledik. Hem vaktinizi çok almayacak hem de lezzetine doyum olmayacak Ramazan şerbetini sevdiklerinize sunabilirsiniz. Peki Ramazan şerbetinin malzemeleri nelerdir, nasıl yapılır?

Giriş Tarihi 26 Nisan 2020, 17:26 Güncelleme 27 Nisan 2020, 17:15
Ramazan şerbeti nasıl yapılır iftarlık lezzet!

İÇİNDEKİLER

Eskiden sebillerde Allah rızası için şerbetler dağıtılır ve düğün dernekte şerbet ikram edilmezse ayıp karşılanırdı. Günümüze kadar ulaşan bu lezzet küçükten büyüğe herkesin damak tadına hitap etmiştir. İftarda yemeklerin yanında içeceğiniz Ramazan şerbeti ferahlık verecektir. Ramazan ayının başlamasıyla birlikte sıkça araştırılan Ramazan şerbeti tarifini haberimizde bulabilirsiniz.

PRATİK VE LEZZETLİ RAMAZAN ŞERBETİ TARİFİ

Malzemeler
:
1. 5 litre su
1 su bardağı (bir parmak eksik) şeker
2 çubuk tarçın
1 çay kaşığı karanfil
1 adet kök zencefil
Bir kaç tane kırmızı erik varsa kırmızı üzüm
Varsa kırmızı gıda boyası

Yapılışı:
Zencefil, karanfil ve çubuk tarçını tencereye al üzerine suyu döküp kaynatalım.
Bir kaç dk kaynatıp diğer kalan malzemeleri döküp kaynatmaya devam edelim.
İyice soğutup ince süzgeçten süzüp içelim.

RAMAZAN ŞERBETİ TARİHÇESİ

Eskiden saray, konak ve köşk sofralarında çeşitli şerbetler özel ibrikler içinde bulunur ve yemekte su yerine şerbet içilirdi. Kahve ve çay pek yaygın olmadığından gelen konuklara şerbet ikram edilirdi. Anadolu'da da doğumlardan sonra şerbet ikram edilmesi de bir gelenek hâlindedir.

Osmanlı mutfağında şerbet, ziyafet sofralarının gözde içeceği olmasının ötesinde daha büyük anlama sahipti. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman sıcak bir yaz günü Yeniçeri ortalarını ziyaret ederken, susamış. Ona bir kap içinde soğuk şerbet ikram etmişler. Kanuni "Sarayımda böyle şerbet içmedim!" dedi, boşalan tası altınla doldurtup, geri gönderdi. Bunun bir nevi uzlaşma işareti sayıldığı bilinir. Bu olaydan sonra padişahların yolları yeniçeri ocağına her düştüğünde durup bir bardak şerbet içmeleri gelenek haline geldi. Savaşlarda bile cepheden bu taslar saraya gönderilir ve altınla dolu olarak geri gelmeleri beklenirdi.

Mevlana Celalettin Rumi "Hayatta en sevdiğim üç şey; sema, hamam ve şerbettir" der. Mevlana eserlerinde geçen şerbetler bal şerbeti, gül suyu şerbeti, şeker şerbeti, lütuf şerbeti, tanrı şerbeti, gül sulu şeker şerbeti, düğünlerde sunulan şerbetler ise nardenk şerbeti ve saf şeker şerbetidir. Mevlana, şerbet ve gülbeşekerinden de sıkça bahseder.