Kemal Sunal'ın doğum gününde eşi Gül Sunal'dan yürek sızlatan paylaşım: "Daha çok gülecektik, Nil'im de dedesiyle büyüyecek..."

Kemal Sunal'ın doğum gününde eşi Gül Sunal'dan yürek sızlatan paylaşım geldi. Kemal Sunal 3 Temmuz 2000 tarihinde uçakta geçirdiği kalp krizi sonucu 56 yaşında hayata veda etmişti... Gül Sunal, eşi Kemal Sunal'a özlemini sosyal medya paylaşımıyla dile getirdi. Kemal Sunal'ı 78'inci yaş gününde duygulandıran bir paylaşım yapan Gül Sunal, "Daha çok gülecektik , esas şimdi gülecektik" dedi. Ardından torunuyla paylaşım yapan Gül Sunal, "Ni'lim de dedesiyle büyüyecek. Narin ve Nova gibi" notunu yazdı.

Giriş Tarihi 11 Kasım 2022, 11:54 Güncelleme 11 Kasım 2022, 12:06
Kemal Sunal’ın doğum gününde eşi Gül Sunal’dan yürek sızlatan paylaşım: Daha çok gülecektik, Nil’im de dedesiyle büyüyecek...

İÇİNDEKİLER

Kemal Sunal'ın doğum gününde eşi Gül Sunal'dan yürek sızlatan paylaşım geldi. Türk sinemasının efsane oyuncularından Kemal Sunal, 3 Temmuz 2000 tarihinde hayata gözlerini yumsa da filmleri hala milyonlarca insan tarafından izleniyor. Kemal Sunal, geçtiğimiz temmuz ayında ölümünün 22'nci yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anılmıştı.

KEMAL SUNAL'IN ÖLÜMÜ

Kemal Sunal, hayatı boyunca yaptığı yolculuklarda daima kara taşıtlarını tercih etmiş, uçak ve deniz taşıtlarından korktuğunu dile getirdi. Çeşitli festivallerde, ödül törenlerine kara taşıtıyla yetişemeyen sanatçının uçak fobisi yaşamı boyunca yenemediği bir korkusu olarak kaldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde, 'Balalayka' isimli filmin çekimleri için bindiği Trabzon uçağında kalp krizi geçirdi.

Ölümüne bir dizi ihmaller zincirinin neden olduğu düşünülmektedir. Zeki Alasya, Sunal'ın vefatıyla ilgili görüşünü şöyle dile getirmiştir; "Kimseleri filmin çekileceği yere otobüsle gitmek sıkıntısında bırakmamak için kendini zorlayarak bindi o uçağa, imkanı yok binmez."

"İYİ Kİ DOĞDUN KEMAL"

Gül Sunal, 55 yaşındayken hayata veda eden eşini 78'inci doğum gününde andı. Sunal paylaşımına "11 Kasım.... İyi ki doğdun Kemal .. İyi ki varsın... Daha çok gülecektik, esas şimdi gülecektik..." notunu düştü.

Sunal'ın paylaşımına oğlu Ali Sunal "Annemmmm" yazarken kızı Ezo kalp emojisi bıraktı.

Ardından torununun bu karesini paylaşan Gül Subal, bir kez daha yürek sızlattı.

Gül Sunal, yıllar önce verdiği bir röportajda Kemal Sunal ile tanışma hikayesini ve aşklarını anlatmıştı:

"Ben 20, Kemal 29 yaşındaydı. O sahnedeydi, ben seyirciler arasında. Havuz sahnesi var. O havuza girmiş, bekçi geliyor, çamaşırları kucağında duruyor. Yani repliği yok, öylece durduğu bir sahne. Orada göz göze geldik. Sonra 2.5 sene mektuplaştık... En çok gözlerinden etkilendim. Kemal'in gözleri, birçok insana albenisi olmayan bir çift göz gibi gelebilir ama çok derin bakardı. Çok hüzünlüydü bir kere. Ona ne yaparsanız yapın ya da o size ne yaparsa yapsın en sonunda 'Aman üzülmesin' dersiniz."

"Bebek gibi. Ezo bile ilkokuldayken ona bebek gibi bakıyordu. Hepimize merhamet duygusunu çok ağır yaşatıyordu. Annesi de söylerdi, çocukluğundan beri bir mahzunluk vardı. Ama tabii çok eğlenceliydi de... Kemal utangaç biriydi. Çok mütevazıydı. Böyle Kemal Sunal falan dedikleri zaman ne yapacağını şaşırır, kabuğuna çekilirdi. Mesela siz buraya gelseniz, yine yadırgar ama sonra güvenirse çok keyifli olurdu. Bir çok arkadaşımız var, söyleyip gülüyorlar, söyleyip gülüyorlar, öyle değil."

"Ağzının içinden mır mır bir şey söyler, onu yakalarsanız günlerce gülersiniz. Çok güzel gözlem yapardı. Sabahları uyanır, ben salonda bir şeyle uğraşıyor olurdum. O Ciguli taklidi yapardı. Başka gün başka biri gibi girerdi. Şimdiki evliliklere bakıyorum. Daha net görüyorum. Biz çok mutlu yaşamışız. Bunu bilinçli yapmadık. O zaman öyle yaşadık gittik, herkes öyle zannediyorduk. İlk farklı aileleri okul açtığım zaman gördüm. Çünkü biz daha önce akrabalarımızla, arkadaşlarımızla görüşüyorduk. Herkes memnun ama bizler farklıydık."

"Ben kendimi değiştirmedim. Kemal de sıradan bir ev erkeğiydi. Biz onun star olduğunun farkında bile değildik. Bazı arkadaşlarımız var -belki zamanın ruhundan kaynaklanıyor- menajerleri var, ulaşmak zor. Kemal telefonlarını kendi açardı, oynayacağı şeye kendi karar verirdi. Hiçbir zaman şoförü olmadı mesela."

"Ben de o da çok tutucuyduk. Bu evde 25-30 senedir eşyalar aynı. Onun koltuğu belli, benimki belli. Hayat görüşümüz değişmez. Yenilik güzel ama bize göre değildi. Biz muhafaza etmeyi seviyorduk.Sabah uyanır, kahvaltısını yapar, gazete okurdu. Seri ilanlara kadar, saatlerce... Bizde ağır bir öğle yemeği hazırlığı olurdu. Çalışmadığı günlerden bahsediyorum. Birçok insan bilirdi, bunlar öğlen 1'de yemek yer. Bu tarafa işi düşen veya alışverişe çıkıp, yolu düşen eş dost gelirdi. Yine televizyona bakar, kitabını okur, telefonla konuşmayı severdi. Haftanın 3-4 günü akşam üzeri Çiçek Bar'a giderdi.Ama eve erken dönerdi..."

"Akşam 8.30'da eve gelirdi. Herkes benim yüzümden zannederdi ama hayır. Yemeği evde yemek istiyordu. O geldiğinde sofra hazırdır, akşam mutlaka bir misafirimiz olur. Sıradan bir Türk ailesi gibi. Ev dışında yemek yemeyi hiç sevmezdi. Seyahate gidiyorsa arabanın bagajına pazartesi, salı, çarşamba yenecekler diye yemekleri koyduğumu hatırlarım. Tatlı bile koyardım. İlla evden olacak yemek."

"19 Ocak 1975'te evlenmeye karar verdiğimizde, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Hababam Sınıfı, Salako, Yalancı Yarim gibi birçok film çekmişti. Bir ev tuttuk. Orada iyiydik, hamileyken doktor nemden dolayı oturmamamı söyledi. Ezo ve Ali'yi ilk kez o eve götürdüm geçenlerde. İnanamadılar. O kadar nem kokusu vardı ki evde. Misafir geleceği zaman patates kızartırdık, kızartma kokusu rutubet kokusunu bastırsın diye. Ama biz mutluyduk, bugün yine gider otururum, Kemal'in olması şartıyla tabii."

"Hiç aklımıza gelmedi birbirimizi kıskanmak. Çok da güzel kadınlarla film çekti. Mesela ben hiç film setine gitmedim. Hiçbir arkadaşımın kulisine girmem. Kendilerine özel şakaları olur. Böyle bir şey varsa onu görmekten hoşlanmam. İkincisi kocana güvenmiyorsan bırakacaksın. Bana ağır gelir, yanında kim var diye sormak bile. O da sormazdı."

"Özgürdük aslında ama ikimiz de bir yere gitmiyorduk. Bodrum'a gidiyordu 10 günlüğüne, iki gün sonra geri dönüyordu. 'Yetti bu kadar' diyordu, demek ki huzurluyduk evimizde. Çok da eğleniyorduk. Çok iyi arkadaştık. Güven çok önemliydi. O öldükten sonra bile çantasını açmadım. O istemezdi. Biz birbirimize güvenirdik."

Kemal Sunal bakın ilk hangi filmle ünlü olmuş! Herkes farklı biliyordu! 'Benim sokağa atacak param yok'