Başkan Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştirilen Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü programına katıldı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştirilen Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü programına katıldı.
Başkan Erdoğan'ı Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya (solda) karşıladı. (AA)
ANAYASA BAŞKANI ÖZKAYA'YI KABUL ETTİ
Erdoğan, program öncesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya'yı kabul etti.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Programda Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya (solda) ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç (sağda) da yer aldı. (AA)
BAKAN TUNÇ HAZIR BULUNDU
Kabulde, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da hazır bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü programına katıldı. (AA)
ÖZKAYA KONUŞMA YAPTI
Kabulün ardından başlayan program Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya konuşma yaptı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü programına katıldı. (AA)
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen "Anayasa Mahkemesi 63. Kuruluş Yıldönümü" programında yaptığı konuşmada, Marmara Denizi'nde Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti.
Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümünde hukukun üstünlüğünü ve anayasa yargısının gelişimini konuşmak üzere bir araya geldiklerini belirten Özkaya, farklı ülkelerin anayasa mahkemeleri ve yüksek yargı organları arasındaki işbirliğinin, hukukun üstünlüğünü güçlendirmek, bireysel hakları daha etkili korumak ve küresel çapta adaletin tesisi için kritik bir önem taşıdığını dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen ʺAnayasa Mahkemesi 63. Kuruluş Yıldönümüʺ programında konuşma yaptı (Fotoğraf: AA)
Özkaya, dünyanın her yerinde, her toplumda, o topluma ilişkin anayasal kimliği ya da o topluma ilişkin ortak toplumsal kimliği oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesinin, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı olduğunu belirterek, "Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak o faaliyeti yürütecek olan bağımsız ve tarafsız hakimlerin varlığıyla mümkündür. Hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin baş aktörleri olan hakim ve savcılara aittir." diye konuştu.
Dünyanın dört bir yanında, güç ve zenginlik kaynaklı üstten bakış, faklı dini inançlara olan düşmanlık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık gibi sosyolojik virüslerden kaynaklı olarak yaşanan savaşlar, haksızlıklar, zulümler ve eşitsizliklerin, vicdanları kanatan derin yaralar açtığını ifade eden Özkaya, "Barış ve adaletin kıymeti, her geçen gün daha da fazla hissedilir hale geliyor." dedi.
"ZULÜMLERE CESARETLE VE ADALETLE MÜDAHALE EDİLMELİ"
Özkaya, uluslararası toplumun da bu sorunlara çoğu zaman geçici çözümlerle yaklaştığını belirterek, "Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk gibi hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu, insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur." ifadelerini kullandı.
İnsan hak ve özgürlükleri ile hukukun üstünlüğüne dayalı evrensel ortak değerlerin, demokrasilerin esaslı unsuru olduğunu kaydeden Özkaya, "Bu yıl 63. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Mahkememiz, hukukun üstünlüğünü sağlama ve normların Anayasa'ya uygunluğunu denetleme bağlamında önemli sorumluluklar üstlenmiştir. 2010 yılında getirilen bireysel başvuru mekanizmasıyla da vatandaşların hak ve özgürlüklerini güvence altına alarak anayasa yargısının evrensel ilkelerini uygulamaya devam etmektedir. Misyonumuz hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri ve hukuk devleti ilkelerini korumaktır." diye konuştu.
Özkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mahkememiz vermekte olduğu kararlarıyla, Türk Hukuku'nun özgürlük anlayışını evrensel standartlara taşımakta, teorik anayasal güvencelerin pratikte hayata geçirilmesini sağlamakta, böylece de birey ile anayasa arasındaki ilişkiyi somutlaştırmakta ve evrensel insan hakları standartlarının ulusal düzeyde daha hızlı uygulanmasına katkıda bulunmak suretiyle uluslararası insan hakları normlarının iç hukukta daha etkili bir biçimde uygulanmasına zemin hazırlamaktadır."
Bireysel başvuru yolunun benimsenmesinin Türk Hukuk tarihindeki en önemli reformlardan birisi olduğunu dile getiren Özkaya, "Bireysel başvuru yoluyla birlikte temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia eden herkesin Anayasa Mahkemesi'ne erişebilmesinin önü açılmış ve bu sayede ifade özgürlüğü, mülkiyet hakkı, adil yargılanma hakkı gibi birçok konuda çok önemli kararlar verilmiş ve böylece ülkemizde hukukun üstünlüğü ilkesinin daha da güçlenmesine önemli katkılar sağlanmıştır." şeklinde konuştu.
Bu yıl 37 ülkeden 102 temsilcinin katılımıyla "21. Yüzyılda Anayasa Yargısının Geleceği" sempozyumu düzenlediklerini bildiren Özkaya, bu başlığın, teknolojik gelişmeler, küreselleşme, bireysel haklar ve demokratik değerler ışığında anayasa yargısının nasıl şekilleneceğine dair çok yönlü bir tartışma alanı sunduğunu kaydetti.
"TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜ HUKUKUN TEMEL İLKELERİYLE UYUMLU HALE GETİRME KARARLILIĞINDAYIZ"
Özkaya, mahkemenin yapay zekanın hukuk uygulamalarında kullanımı konusunda ciddi çalışmalar yürüttüğünü belirterek, "Önümüzdeki süreçte anayasal denetimin dijitalleşmesi, yapay zeka destekli hukuk analiz sistemleri ve büyük veri analitiği ile hak ihlallerinin önlenmesi gibi alanlarda ilerlemeyi hedeflemekteyiz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi olarak, teknolojik dönüşümü hukukun temel ilkeleriyle uyumlu hale getirme kararlılığındayız. Zira yargı bağımsızlığını, insan haklarını ve demokratik değerleri koruyarak, hukuk ve teknolojinin kesişiminde adil bir denge kurma misyonumuzun bulunduğunun farkındayız." ifadelerini kullandı.
Program sonunda fotoğraf çektirildi. (AA)
Dijitalleşme ve yapay zeka alanında Anayasa Mahkemesine verdikleri destekten dolayı Baykar Teknoloji ekibine teşekkürlerini sunduğunu ifade eden Özkaya, şunları kaydetti:
"Yapay zeka bir yandan büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda temel hak ve özgürlükler, adil yargılanma hakkı ve veri güvenliği gibi konularda ciddi hukuki tartışmaları da beraberinde getiren bir teknoloji olacaktır. Kanaatimce bu bağlamda karşılaşacağımız en önemli sorulardan birisi, yapay zeka tabanlı sistemlerin anayasal hakları nasıl etkileyeceğidir. Süreç içerisinde özgürlük-güvenlik dengesi, kişisel verilerin korunması ve yargısal süreçlerde algoritmik önyargılar gibi konular, anayasa yargısının temel meseleleri haline gelecektir. Sempozyumun ilk oturumunda, anayasa yargısında dijitalleşmenin getirdiği fırsatları ve potansiyel riskleri ele alarak, hukukun evrensel ilkeleri ışığında çözüm yolları aramaya çalışacağız. Sempozyumumuzun ikinci oturumu olan 'Anayasa Yargısında Yeni Sorunlar ve Fırsatlar' başlıklı kısmı ise günümüz insan hakları mücadelesinin anayasal düzlemde nasıl ele alınması gerektiğini tartışmamız için büyük bir fırsat sunacaktır."
DEM PARTİ'DEN KATILIM
Katılımcılar arasında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın da olması dikkatlerden kaçmadı.
"YENİ ANAYASA BİR İHTİYAÇ"
Başkan Erdoğan Malezya, Endonezya ve Pakistan'ı kapsayan Asya turunun ardından gazetecilere verdiği yeni anayasa mesajında, "Seçim öncesi bir yeni anayasa süreci hem siyasi partilerin hem de toplumun bu konudaki görüşlerini ortaya koyması açısından oldukça önemli olacaktır." ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan, yeni anayasanın her zaman gündemde olduğunu belirterek, "Türkiye'nin yeni anayasa ihtiyacı gerçeğini unutmadan çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye'yi değişen dünyada geride bırakan, ayağına pranga olan anayasanın yenilenmesi gerektiğini anlatmaya da devam edeceğiz. Uzlaştırıcı, birleştirici, özgürlükçü, toplumun tüm kesimlerini kuşatan sivil bir anayasa temel hedeflerimizden biridir. Daha önce de söylediğimiz gibi biz bu anayasa meselesini gündem kaygısıyla değil gerçek bir ihtiyaç olduğu için gündemimizde tutuyoruz." demişti.
Erdoğan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
Türkiye'nin çeşitliliği ve dinamik toplumsal yapısı göz önüne alındığında yeni bir anayasa hazırlığı, toplumun geniş kesimlerinin ihtiyaçlarını dikkate alan kapsayıcı ve adil bir çerçeve oluşturmak için kritik bir fırsat sunacaktır. Toplumun tüm kesimleri, yeni anayasayı, Türkiye'nin geleceği için bir fırsat olarak değerlendirmelidir.
Bu süreç sadece siyasi bir araç değil, aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışma için de önemli bir adım olabilir. Halkın desteği ve katılımıyla Türkiye'nin ihtiyaçlarına yanıt veren bir anayasa taslağının oluşması bu arada mümkündür. Cumhur İttifakı olarak bu konudaki samimiyetimizi her fırsatta somut örneklerle gösterdik. Aynı hassasiyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.