Esad zaliminin devrilmesi sonrası Suriye'de yeni bir dönemin kapıları aralandı. Ankara'nın desteğiyle başlatılan "Özgürlük Şafağı" operasyonları kapsamında Tel Rıfat - Münbiç hattı terörden arındırıldı.
Böyleliklikle Fırat'ın batısındaki terör yılanına büyük bir darbe indirilmiş oldu. "Teröristan" planı akamete uğrayan terör baronlarını ise huzursuzluk bastı. PKK elebaşı Mustafa Karasu, Suriye'nin kuzeyinde kümelenen PKK/YPG/SDG unsurları için "seferberlik" çağrısında bulundu.
PKK elebaşı Mustafa Karasu (Takvim.com.tr)
"TÜRK DEVLETİ BİZİ ORTADAN KALDIRMAK İSTİYOR"
"Türk devleti özerk yönetimi (YPG/PYD/SDG) ortadan kaldırmak istiyor" diyen Karasu, "Türk devleti, bundan sonra Suriye'yle ilgili yapacağı bütün pazarlıklarda Rojava'yı masaya koyacaktır. Bilmem Doha'da Astana görüşmesi yapacaklarmış, şurada şu görüşmeyi yapacaklarmış.Bunların hepsinde Türk devletinin birinci gündemi, Rojava'dır" ifadelerini kullandı.
KARASU'NUN İKİNCİ "6-8 EKİM" HAYALİ: AYAKLANMA ÇAĞRISI YAPTI
Önce Tel Rıfat'a sonra Münbiç'e yapılan Özgürlük Şafağı operasyonları ile köşeye sıkışan elebaşı Karasu 6-8 Ekim olaylarını örnek gösterip "sokak" ve "ayaklanma" çağrısı yaptı:
Türk Devleti ve ÖSO çeteleri ile HTŞ, Rojava'ya saldırma planı içindeler, bunun hesabını yapıyorlar. Bu bakımdan Rojava Direnişi'nin, Rojava'nın savunulması gerekiyor. Çok önemli.
Şimdi Başur, biraz seyrediyor, doğru değil. Açıktan Rojava'ya destek verilmesi gerekiyor. Türk devletine, çetelerine açıktan tutum konulması gerekiyor. Özerk Yönetim'e dokunanın, bütün Kürtleri karşısında bulacağının ortaya konulması gerekiyor.Bu kadar şiddetli savaşın, direnişin sürdüğü yerde Kürtlerin de gece gündüz ayakta olmaları gerekiyor. Hiç durmamaları, engel tanımamaları gerekiyor. 6-7- 8 Ekim Kobani Direnişi ortadadır, örnektir. Suruç direnişi örnektir. Bu örnekler dikkate alınarak bütün Kürdistan parçalarındaki duyarlılığın yüksek hale getirilmesi gerekiyor.
PKK elebaşı Mustafa Karasu (Takvim.com.tr)
Bir yandan da ivmelenen İsrail - PKK flörtü dikkatlerden kaçmıyor...
"İSRAİL'İN VARLIĞINI KABUL ETMEK GEREKİR"
PKK'nın Avrupa'daki elebaşı Zübeyir Aydar'ın "İsrail'le iş birliğine hazırız" sözleri ve İsrail'in yeni dışişleri bakanı Gideon Sa'ar, "Kürtler (SDG/YPG) bizim doğal müttefikimiz" açıklaması sonrası teröristbaşı Mustafa Karasu topa girdi.
İsrail'in imza attığı soykırımları meşrulaştıran Karasu, "Tabii şu önemli: İsrail bu topraklarda var, Yahudiler var, tarih boyunca var. Üç defa sürgün yaşamışlar. Sonunda da işte bir devlet olmuşlar. Artık Yahudilerin, İsrail'in varlığını kabul etmek gerekir. İsrail'in varlığını reddeden, kabul etmeyen illa da yıkacağız, tasfiye edeceğiz yaklaşımları doğru olmadığı gibi, İsrail'in de yayılma politikaları doğru değildir" dedi.
ESAD-PKK-İSRAİL İTTİFAKI TESCİLLENDİ
Mustafa Karasu, "Esad kalsaydı İsrail daha güvende olurdu" diyerek Esad-PKK-İsrail ittifakını da tescillemiş oldu.
Karasu şu ifadeleri kullandı:
HTŞ, İsrail'in güvenliğini sağlayacak değil. Eğer İsrail'in güvenini sağlama söz konusuysa, Esad'ın Suriye'deki yönetiminin ideolojisi, yaklaşımı belki daha yatkındır. İsrail'le veya Batı'yla uzlaşma içine girebilirdi. Şimdi bunların ne olacağı belli değil.
REJİM ÇEKİLDİĞİ NOKTALARI PKK'YA BIRAKTI! MOSSAD İTTİFAKI GİZLEMEK İÇİN ŞAM'I VURDU
Bilindiği üzere Esad rejimi çekildiği bölgeleri PKK/YPG'ye devretti. MOSSAD ise Şam'daki Suriye Dışişleri bakanlığı ve istihbarat binasını vurduklarını duyurdu.
Bu saldırıların arka planında hiç şüphesiz Esad'ın iktidar uğruna İsrail'le el altından yürüttüğü kirli iş birliği yatıyor. "Esad rejiminin çekildiği noktaları PKK'ya devretmesinin altında İsrail talimatı mı yatıyor?" sorusu ise yanıt bekliyor.
PKK elebaşı Mustafa Karasu (Takvim.com.tr)
"ÖZERKLİK" İSTEYİP "SİLAH BIRAKMAM" DEDİ!
Öte yandan Türkiye "iç cepheyi" sağlam tutup "terörsüz bir gelecek" inşasını sürdürürken PKK'lı Mustafa Kararasu bir kez daha silah bırakmayacaklarını ilan etti.
"Özerklik" isteyecek kadar ileri giden Karasu, "Ne olacakmış? Terörsüz Türkiye olacakmış. Bu, öyle silahların susması, savaşın bitmesi değil. Bir demokratik yaklaşım, bir demokratik çözüm var. Bu çerçevede, silahların susması, çatışmasızlık ortamında bir siyasal çözüm yolu değil. Böyle görülmemeli" şeklinde konuştu.
