Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan KYB'ye PKK uyarısı! 7 Şubat MİT kumpası öncesi tarihi MGK: 28 Aralık 2011 FETÖ'cülerin dinleme cihazlarını bulduk

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında Süleymaniye'deki KYB liderliğinin PKK'yla işbirliği nedeniyle Türkiye'ye ulusal güvenlik tehdidi teşkil ettiğini, halkının ise Türkiye'nin dostu olduğunu söyledi. Kuzey Irak'ta düzenlenecek terör operasyonlarıyla ilgili konuşan Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanmada kararlı." dedi. FETÖ ile mücadelede 7 Şubat MİT kumpası öncesi 28 Aralık 2011 tarihindeki MGK'ya dikkat çeken Fidan, "Biz MGK'dayken Başbakanın kendi konutuna ve resmi konutuna tim gönderdik ve dinleme cihazları bulduk. FETÖ'cülerin koyduğu dinleme cihazlarıydı bunlar. 2016 çıkardık attık FETÖ'yü. Biz o zaman da endişe etmedik şimdi de endişe etmiyoruz. Türkiye'nin düşmanlarıyla mücadeleyi Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde canla başla devam ettiririz." dedi.

Giriş Tarihi 19 Mart 2024, 00:12 Güncelleme 19 Mart 2024, 11:42
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan KYB’ye PKK uyarısı! 7 Şubat MİT kumpası öncesi tarihi MGK: 28 Aralık 2011 FETÖ’cülerin dinleme cihazlarını bulduk

İÇİNDEKİLER

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Süleymaniye'deki KYB liderliğinin PKK'yla işbirliği nedeniyle Türkiye'ye ulusal güvenlik tehdidi teşkil ettiğini, halkının ise Türkiye'nin dostu olduğunu söyledi.

Kuzey Irak'ta düzenlenecek terör operasyonlarıyla ilgili konuşan Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanmada kararlı." dedi.

Fidan, bir televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Fidan'ın açıklamaları şöyle:

Öncelikle ağırladığınız için programınıza teşekkür etmek istiyorum. Türkiye seçimlerde bir demokrasi şöleni yaşıyor bildiğiniz gibi. Alanda da gerçekten çok dinamik ve canlı bir seçim var. Benim özellikle aday arkadaşlarıma destek olmak için gittiğim illerde büyük coşku var. Ben AK Parti'nin bu seçimde büyük bir başarıyla seçimlerden çıkacağına inanıyorum. Demokrasimiz çok kıymetli var gücümüzle buna sahip çıkacağız.

Ben kişisel olarak baktığım zaman bir vazife insanıyım. Genel merkezin belirlediği bir koordinasyon merkezi var. Biz o illere gidiyoruz aday arkadaşlarımıza desteklerimizi veriyoruz, halkla bir araya geliyoruz. Çok yoğun ve dinamik bir süreç var. Biz halkımızın teveccühüne elimizden geldiğince layık olmaya çalışıyoruz.

"PKK KENDİLERİNİ MİSAFİR EDEN ÜLKELERİN DÜŞMANI"

Masadaki çalışmalarımız fevkalade önem arz ediyor. Irak'la güvenlik anlamında temas halindeyiz. Irak son 4-5 yıldır gerçek manada belirli miktarda savaşsız durumda. Biz Bağdat'ta hükümetlerle uyumlu çalışmaya gayret ediyoruz. Özellikle hizmet çabalarına destek veriyoruz. 20 yıldır halkına temel hizmetlerde zorlanan bir ülke. PKK tam da Irak'taki karışıklıktan faydalanarak meydan genişletmiştir. PKK, Türkiye'de 1 cm kare bile toprak kontrol edemiyor. Suriye ve Irak'ta daha geniş yer teşkil ediyor başkalarının desteğiyle. Bu şunu gösteriyor, aslında PKK kendilerini misafir eden ülkelerin düşmanı. Bu noktada bana zarar veriyor daha fazla Irak'a zarar veriyor Suriye'ye zarar veriyor. PKK'yı yasaklı örgüt ilan ettiler. Bu fevkalade önemli. Bu noktada fikir bütünlüğü içerisinde olmaları gerekli. Irak'ta farklı devlet kurumları var. Bunların aynı konuya destek vermeleri önemli. Çünkü ekonominin de enerjinin de içinde bulunduğu büyük bir ticaret ilişkisinden bahsediyoruz.

IRAK İLE İŞBİRLİĞİ YOLU AÇILDI

Sayın Cumhurbaşkanımıza duyulan güven burada çok önemli. Bizim fikirlerimiz duruşumuz amacımız hiçbir zaman farklı olmadı. Bunu gördükleri zaman biz Türkiye ile gelecek kuracaksak terör örgütlerinin olduğu ortama ne büyük yatırımcı gelir ne bankalar kredi verir. Irak'ın da artık buna ihtiyacı var.

MUTABAKAT METNİ İMZALANDI

Şu anda aramızda devam eden iş birliği mekanizması var. Daha da üst çerçeveye taşıyacağız. Nisan ayında Cumhurbaşkanımızın ziyareti var. Üzerinde çalıştığımız sadece güvenlik değil, enerji, tarım, su geniş bir anlaşma metni üzerinde çalışıyoruz. Güvenlik bunun bir ayağı. Bir mutabakat muhtırası olacak.

TÜRKİYE BÖLGEDE İSTİKRAR İSTİYOR

Şu anda yürüyen istihbari bir işbirliği alanları var. Suriye-Irak arasındaki terör geçişini engellemek için merkezi yönetimle görüş alışverişimiz oldu. Bir takım sınırdaki yolların kapanması için biz de destek olduk. Bizim amacımız Irak'la Suriye arasındaki sınır emniyetini mümkün kılıp örgütün geçişini bitirmek. Örgüt yapısına yönelik tedbirlerin düşünülmesi önemli. Bizim orada egemen olan siyasi iradelerle anlamlı ilişkiler geliştirmek niyetimiz. Burada sözle düşünmeyle alanları iyi yönetirseniz askeriniz istihbaratınız daha az yorulur. Dolayısıyla amacımız bölgedeki ortaklarımızı terörle mücadeleye ortak etmek. Çalışmalar iyi gidiyor, Irak da büyük adım attı. Herkes elektrik istiyor, yol istiyor, iyi bir eğitim istiyor, hastane istiyor. Irak son derece zengin bir ülke petrol açısından. Biz de Türkiye olarak bölgede bizden daha iyi bir ülke olamaz.

DERDİMİZ BÖLGE ÜLKELERİNİN ÖRGÜTE DESTEK VERMELERİ

Bizim önem verdiğimiz konu örgüte sahip çıkılmayıp destek verilmemesi. Bizim derdimiz örgütle değil, örgüt yüzünden bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizin kronik bir şekilde bozulmasını istemiyoruz. Burada diplomasi ile çözmek niyetimiz çözülmezse mecburen silahlı kuvvetlerimiz devreye giriyor.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta Güvenlik Konusunda Bakan Düzeyli Toplantı gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (solda), toplantı kapsamında Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin (sağda) ile görüştü. (14 Mart 2024)

Süleymaniye şehri kadim bir şehirdir. Böyle büyük bir şehrin Türkiye Cumhuriyeti'nin hasımlarının bulunduğu yer olarak çıkması manevi olarak da bizi çok üzüyor. Örgütün Süleymaniye civarında varlığına destek verilmesiyle kalmıyor, Suriye'deki YPG'nin lojistik olarak desteklenmesi konusuna da Süleymaniye'yi dayanak olarak kullanıyorlar. Bastırınca da "Bu ABD'nin baskısı, Süleymaniye'deki ortamı kullanıyorlar hava köprüsü olarak kullanılıyor" diyorlar. Biz bu mazeretleri kabul etmiyoruz. Açıkçası bu konudaki baskımız devam edecek. Yol yakınken yollarından geri dönmeleri lazım. Bağdat, Kerkük, Musul'da terör örgütüne artık yer yok. Geleceği beraber kuracağız. Biz bu ruhla bu aktörlere yaklaşıyoruz. Süleymaniye'deki halk Türkiye'nin dostu kadim bir halk.

IRAK TARAFINDAN TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLMESİ

Sistem içerisinde bu hız nasıl gider öngörmek zor. Biz hep şuradan bakıyoruz. Bizim talep ettiğimiz adımlar var. Ona bakıyoruz onun hayata geçmesini bekliyoruz. Müşterek harekata nasıl geçeriz. İşbirliği alanları daha önce oldu. Bunu daha geniş bir alana nasıl taşırız. Güvenliğin dışında da çok önemli alanlar var.

KERKÜK'TE YENİ BİR DURUM SÖZ KONUSU MU?

Şu anda bir denge arayışı var. Dönüşümlü bir yapıyı öngörüyoruz. Belli bir dönem Türkmenler, belli dönem Araplar, belli dönem Kürtler dönüşerek valilik yapsın. Şehrin ahenginin bozulmaması lazım. Yoksa PKK, DEAŞ devreye girebiliyor. Onları elemine etmek için böyle bir sistem için görüşüyoruz. Temaslarımız devam ediyor. Buna ihtiyaç var DEAŞ'la mücadeleden sonra Kerkük diken üstündeydi. Şimdi normale dönmesi gerekiyor. İnşallah oradaki taraflar bizim bu telkinlerimizi dinler.

"SÜLEYMANİYE HATADAN DÖNMELİ"

Soru: Bafel Talabani... Terör örgütüne verdiği destek biliniyor. Sizin de uyarılarınız oldu. Diplomatik olarak uyarılar yerine ulaştı mı? O mesajı aldı mı? Nasıl bir süreç bekleniyor? Süleymaniye bir üs olmaktan çıkacak mı?

Süleymaniye konusunu ilk defa yoğun bir şekilde gündeme getirdiğimizde, açıkta biz hiçbir zaman şahıs ismini kullanmadık. Süleymaniye'deki KYB liderliği diyelim ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri samimiyeti, bizim için bir problem olmanın ötesinde artık bir ulusal güvenlik tehdidi olmuştur. Biz bunu önceden istihbari olarak sürekli raporluyorduk.

Onlarla da gizli olarak bu konu hep görüşülüyordu, endişelerimiz aktarılıyordu son üç dört yıldır.

Fakat belli bir noktada bunun alenileştirilmesi ve farklı türden bir baskıyla gidilmesi gerekiyor. Çünkü biz daha sonra bir adım attığımızda, bu ne uluslararası sisteme ne bölgedeki aktörlerimize sürpriz olmamalı. Bununla ilgili biz endişelerimizi iletiyoruz.

Bizim istediğimiz Süleymaniye'deki yönetimin PKK ile ilişkilerini kesmesi. Yoksa al eline silahı git onunla savaş meselesi o kendi bileceği iş. Ama destek vermesi; ben PKK ile mücadele ederken onu da dost olarak görmek istiyorum.

Süleymaniye şehri çok kadim bir şehirdir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında, imparatorluğa çok kıdemli memurlar, alimler yetiştirmiş bir şehirdir.

Böyle büyük bir şehrin, yani tarihin ironisi olarak karşımıza Türkiye Cumhuriyeti'nin hasımlarının istifade ettiği yer olarak çıkması manevi olarak da bizi çok üzüyor. Bu manevi yanlışın bir defa düzeltilmesi lazım.

İkincisi, örgütün Süleymaniye civarında varlığına destek vermekle kalmıyor, diğer taraftan Suriye'deki YPG'nin lojistik açıdan desteklenmesi konusuna da Süleymaniye'yi bir dayanak olarak sunuyorlar.

Bu konuda bastırdığınız zaman diyorlar ki, "Bu konuda bizim çok fazla yapacağımız bir şey yok. Bu Amerika'nın baskısı, onlar geliyorlar Süleymaniye'deki ortamı kullanıyorlar. Bir hava köprüsü kurmuş durumdalar, gidiyorlar geliyorlar"

Biz bu türden mazeretleri kabul etmiyoruz. Geçtiğimiz aylarda bir hava harekatı da düzenlendi. Açıkçası bu konudaki baskımız devam edecek. Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye ile dostluklarını tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe beraber hareket etmemiz.

Bizim Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük, Musul; burada geleceği hep beraber kuracağız. Terör örgütüne, PKK'ya veya DEAŞ'a burada yer yok. Bunları bizim sistem dışına atmamız lazım.

Biz bu ruhla, bu zihinle bu aktörlere yaklaşıyoruz. İnşallah gereğini yaparlar. Geçtiğimiz günlerde bir temas esnasında aktardık bu görüşleri, bekliyoruz.

Soru: İleri tedbirler demiştiniz. Aksi takdirde ileri tedbirler gündemde o zaman...

Yani şöyle, siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece benim ne yapmamı bekliyorsunuz? Biz bu konuda açığız, kendilerine de söylüyoruz. Ne yapacağım, bir tedbir geliştireceğim. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım ve bunu yaparken de sana hile kurmuyorum, tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç çünkü bu senin lehine değil, hiç kimsenin lehine değil.

Süleymaniye'deki halk, Türkiye'nin dostu olan bir halk terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil ki.

HAŞDİ ŞABİ'NİN BAKIŞI

Haşdi Şabi'nin bizim mutabakatımıza bakışı olumlu. Haşdi Şabi Komisyonu Başkanı Falih el-Feyyad toplantıdaydı. Öncesi de Türkiye'ye ziyareti vardı benimle de görüştü.

ABD İLE İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM

ABD ile yaptığımız görüşmelerde gündeme gelen konu Irak'taki askeri birliklerle ilgili bir kaza olup olmaması meselesi. PKK'nın alanı kapatılırken, örgütün yöneticilerinin MİT tarafından elemine edilmesi olarak iki yönlü stratejik bir durum. YPG'ye olan desteği bizim için bir numaralı güvenlik sorunlarından biri. Biz bunu her platformda söylüyoruz. Bu bizim için kırmızı çizgi. Bunu konuşmaya devam edeceğiz. Obama döneminde başlayan bu politikanın kalıcı hale gelmesi onlar için de bizim için de sorun. PKK ile mücadele ederken daha büyük denklemlerin içerisine girmek istemiyoruz. Çekiniyoruz değil, girmek istemiyoruz. ABD'lilere bunu hep söylüyoruz. Bu bizim aramızda bir sorun alanı. Bunun kapatılması lazım. Biz operasyonlarımıza devam ediyoruz. Bizim terörle mücadelede, Rusya'nın veya ABD'nin durduğu yerde sıkıntı yok. Bizim derdimiz biz bunu yapacağız ama sizle kötü olmak istemiyoruz. Şunu düşünüyorsanız 'Sizle oturmak istemiyoruz. Bölgede daha büyük güç olmanızı istemiyoruz'. O zaman bu başka bir klasman. ABD'de kendi içlerinde yürüyen bir süreç var.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta Güvenlik Konusunda Bakan Düzeyli Toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (ortada), Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler (solda) ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın (sağda) da katıldı.  (14 Mart 2024)


"BENİM DÜŞMANIMI BESLERSEN BEN BUNA SESSİZ KALAMAM"

Çok aktörle bu konuyu konuştuk. Kimin hangi niyetle konuştuğunu biliyorum. DEAŞ'la mücadele stratejisi ehemmiyetini yitiren bir strateji. Biz konuları konuşmaya açığız. DEAŞ'la mücadelemizi yakından izleyenler bilir. DEAŞ tehdidinin hala var olduğuna ikna etmeye çalışan bir yapı var. Daha rasyonel düşünen bir kanat da var. DEAŞ'ın dışında bu ilişkiyi nasıl kullanırız diyenler var? ABD'nin hangi çıkarı için kullanırsanız kullanın, bunu Türkiye ile olan ilişkinin bozulmasından ortaya çıkacak zararı izole edecek bir menfaat olmayacak. Bunu iyi anlamanız gerekiyor. Biz bu konuda ciddiyiz. Biz Irak'ta, Suriye'de toprakları işgal etmek isteyen bir ülke değiliz. Sen benim düşmanımı beslersen ben buna sessiz kalamam. Senin de sessiz kalmadığın gibi. Ciddi ülkeler bunu anlarlar.

"ŞAM YÖNETİMİNİN KENDİSİNİ GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREKİYOR"

Şam ile görüşmekten hiçbir zaman için geri çıkmıyoruz. Geçmişte görüşmelerimiz oldu. Şimdi de görüşmeye hazırız ama Şam yönetimi de kendisini gözden geçirmesi gerekiyor. Şam'da İran ve Rusya varlığı var. İkisi de güçlü ülke. Şam kendi stratejik çevresini ortaya koyarken, İran ve Rusya'yı da denkleme koyuyor. Bu denklemden çıkması da zor. Astana Mutabakatı'nın devam etmesi ve Suriye ile muhalefet arasındaki çatışmanın yinelenmemesini istiyoruz. Bunu devam ettiriyoruz. Barış dengesini devam ettirirken bu sessizliğin taraflara kalıcı barış için fırsat olmasını bekliyoruz. Mültecilerin geri dönüşü konusunda sahici bir adım yok. Anayasa konusunda da samimi bir adım yok. BM de çağrı yapmıştı. Bu konuda orada bir donmuşluk var. Ama kendileri bilir. Biz her türlü sorunu konuşmaya hazırız.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Türkiye'de Rusya Ukrayna masası kurulur mu? Kurulmadığına ilişkin bir şey mi var? Bizim birkaç girişimimiz var. Gerek NATO gerek AB platformlarında gerek diğer platformlarda barış çağrısı yapan bir iki ülkeden birisi. Bu herhangi bir çağrı değil. Her iki ülkeyle ilişkisi olan bir ülkeyiz. Onbinlerce anne kendi evladını toprağa vermiş durumda. Bu durum devam ediyor. Cumhurbaşkanımız barış çağrısı yapıyor. Bu, fırtınalı karanlık bir ortamda fener ışığı gibi. ABD'ye gittiğim seyahatte de buna bana çok soruluyor. Her iki tarafın savaşı da yıpratma savaşına dönmüş durumda. Biz Türkiye olarak bundan rahatsızız. Stratejik olarak da bölgenin yayılmasından endişeliyiz. Yayılma önce dille sonra da eyleme dönüşüyor. Ölümler yıkımlar Ukrayna'daydı. Bu kabul edilebilir bir sınırdı onlar açısından. Savaşın konvansiyonel silahla devam etmesi. Bizden daha fazla AB ülkeleri rahatsız olması gerekiyor. 2024 yılı içerisinde bu konuyla ilgili gelişme bekleyecek bir zemin yok. Yakın gelecekte bunu görmüyoruz.

"FETÖ'YE KARŞI CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNDERLİĞİNDE MÜCADELE BAŞLATTIK"

7 Şubat krizi aslında FETÖ'nün kendisini açığa çıkarttığı ilk büyük operasyonlardan biri. MİT'e geldiğimde artık sistemin zehirli bir sarmaşık gibi FETÖ tarafından ele geçirilemeye başladığını görmüştüm. Adına paralel devlet dediğimiz bunu hakim kılmaya yönelik bir çaba vardı. 28 Aralık 2011 MGK günü o zaman Başbakanlık Müsteşarıydı Efkan Bey. Biz bu tehdidinin farkındayız. Bunu yönetmek gerekiyordu. Biz MGK'dayken Başbakanın kendi konutuna ve resmi konutuna tim gönderdik ve dinleme cihazları bulduk. FETÖ'cülerin koyduğu dinleme cihazlarıydı bunlar. O bu konunun nasıl ilan edileceğini biliyordu. Biz bunu bulduk ve raporladık. FETÖ'cüler bunu bildiler. Uludere kazası oldu. FETÖ'cü yayın organları bunu bizim üzerimize atmaya çalışıyorlar. Bunlar kendi üstlerine gelineceğini biliyorlar, suçları ortaya çıktı ve artık MİT'i hedefe koydu. Çünkü bunu MİT ortaya çıkardı. İlk önce bunu başlattı. Cumhurbaşkanımız bir cuma namazı çıkışında bunlara örtülü bir mesaj verdi. 7 Şubat'ta kriz patladı. FETÖ'ye karşı Cumhurbaşkanımızın önderliğinde mücadele başlattık. Milli mücadele dönemi gerçekten. Daha sonra da 2016 çıkardık attık FETÖ'yü. Biz o zaman da endişe etmedik şimdi de endişe etmiyoruz. Türkiye'nin düşmanlarıyla mücadeleyi Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde canla başla devam ettiririz.

Reformlar konusunda başka bir program yapmak gerekiyor. Türkiye'nin stratejik zihin seviyesini yukarıya çıkartarak ileri gitmesi gerekiyor. Türkler kurulu sistemleri işletmede çok iyiler. Ben MİT'e geldiğimde şuna baktım. Batılı istihbaratların yaptıklarını ben neden yapamıyorum? Terörle mücadeleyi düşünelim. İçeride terör hiçbir şekilde barınamaz. Terörün asıl unsurları dışarıda. Dışarıda olması gereken unsur MİT. Peki MİT neden dışarı gitmiyor? Neden daha fazla oraya gitmiyor? Buna uygun bir istihbarat yapısına ihtiyacımız var. 3 tane alan önemli. Terörle mücadele, stratejik istihbarat ve kontra espiyonaj. Bunların kullanacakları neler? Haber toplayacaksınız ve TSK'yı sokmak istemediğiniz yerde savaşı yürüteceksiniz. Gri alanları yöneteceksiniz. Teknoloji kullanmanız gerekiyor. İstihbarata karşı koymada da İsrail istihbaratları yakalanıyor. Bunlar önceden de vardı ama yakalanamıyordu. İbrahim Bey de oraya çok iyi oldu. Sürekli iletişim halindeyiz. MİT'in geldiği noktaya şu an dışardan bakıyorum göğsümüzü kabartıyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN