ABD Timur Cihantimur ve Eylem Tok'u ne zaman iade edecek? Bülent Cihantimur'un ifadesi ortaya çıktı! Bülent Cihantimur'un Tayyargiller dosyasında ne işi var?
Son dakika haberleri... Eyüpsultan'da, 1 kişinin öldüğü 4 kişinin yaralandığı kazaya neden olduğu belirlenen 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un babası Bülent Cihantimur’un "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındı. Cihantimur, ifadesinde "Oğlum gelmeli Türk hukuku önünde hesap vermeli." dedi. Bülent Cihantimur, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Bülent Cihantimur'un Dilan Polat'ın ardından soruşturulan Tayyargiller dosyasında şüpheli olarak yer aldığı ortaya çıkmıştı. Cihantimur'un tıpkı diğer fenomenler gibi kara para aklama ve suç örgütüne üye olmakla suçlandığı öğrenilmişti. Peki katil oğul Timur Cihantimur ve Eylem Tok'u ABD ne zaman iade edecek? Anne Eylem Tok da yargılanacak mı? Uzman isimler ABD ve Türkiye arasındaki o anlaşmaya dikkat çekti. İşte detaylar...
Türkiye günlerdir İstanbul Eyüpsultan'da 5 kişiyi ezen Timur Cihantimur'un annesi Eylem Tok ve babası Bülent Cihantimur tarafından ABD'ye kaçırılmasını konuşuyor.

Kaza sonrası New York'ta görüntülenen canavar anne Eylem Tok ve Timur Cihantimur'un neşeli tavırları milyonları rahatsız etti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kırmızı bülten çıkarıldığını ve iade için ABD'ye başvuruda bulunulduğunu açıkladı.
Eyüpsultan'daki kazada baba Bülent Cihantimur ifadeye çağrıldı!
BABA CİHANTİMUR SAVCILIĞA ÇAĞRILDI
Öte yandan estetikçi baba Bülent Cihantimur "şüpheli" sıfatıyla "suçluyu kayırma" suçundan ifadesi alınmak üzere savcılığa çağrıldı. Soruşturma devam ederken şüphelilerin kaçmasına yardım eden Ayşe Ceren S.'nin tutuklanmış baba Op. Dr. Bülent Cihantimur hakkında ise yurt dışı yasağı konulmuştu.
İŞTE İLK GÖRÜNTÜ
Baba Cihantimur sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelip ifade verdi.
"EYLEM İLE AYŞE ARASINDA PATRONLUK İLİŞKİŞİ YOKTU"
Bülent Cihantimur ifadesinde, aylık gelirinin 1 milyon lira olduğunu ve Eylem Tok'tan 2011 yılında boşandıklarını belirtti. Cihantimur, oğluyla çok yakın bir ilişkisi olduğunu, oğluyla ilgilenmek için hayatına kimseyi almadığını, günlük olarak oğlu ve şoförü Adem ile diyalog kurduğunu ifade etti. Cihantimur, tıp merkezinin sanata destek için yürüttüğü faaliyetleri kapsamında düzenlenen sergilerden en sonuncusuna eski eşi Eylem Tok'un da iştirak ettiğini, olaydan birkaç gün önce bu sergiyi yaptıklarını anlattı.

Tutuklanan Ayşe Ceren Saltoğlu'nun kendi çalışanı olduğunu da söyleyen Cihantimur, Ayşe ile Eylem Tok ile arasında patronluk ilişkisi olmadığını, sadece bu sanatsal faaliyet nedeniyle diyalog kurduklarını, kendi tahsis ettikleri ilişkilerinin kendisinin dışında olduğunu, dışarıda görüştüklerinden haberdar olmadığını belirtti. İki eseri teslim etmesi için Ayşe Ceren'i uyardığını, satın alan kişinin parasını ödediğini, bir an önce bu konuyu halletmesini söylediğini anlatan Bülent Cihantimur, "Ancak Ayşe'ye 'Git Eylem'in evine, bu işi onun evine giderek hallet gibi laflar etmedim. Zaten Eylem'in evine kendi aracıyla gitmiş. Bu olayı öğrendiğimde Ayşe Ceren'i Eylem'in evinde gördüğümde şaşırdım" dedi.
OLAY AKŞAMINI ANLATTI
Cihantimur olay akşamını ise şöyle anlattı:
"Ameliyat uzun sürmüştü. Sonra babamla konuştum ve yorgunluktan uyuyakalmıştım. Saat 00.30 sıralarında Eylem beni aradı. Hemen gel, Timur kaza yapmış' dedi. Ben normalde araba kullanmam. O yüzden iki taksi çağırdım. Yolda da Adem'i aradım. Eylem'le Timur'un yaşadığı eve gittiğimde Adem dışarıda bekliyordu. Ayşe Ceren de avludaydı. Eve girdiğimde Timur'u şok halinde gördüm. Donmuş bir haldeydi. Eylem ise panik halindeydi birilerini arıyordu. Eylem'e 'Çocuğu bana ver, hastaneye götüreyim, belki kafasını çarpmıştır' dedim. Kabul etti. Timurla araca bindik. Ayşe Ceren de Eylem ile birlikte yola çıktık. Ben bavul görmedim, nasıl konulduğunu bilmiyorum. Evde kamera görüntüleri varsa incelenmesine rızam vardır" dedi.

"HAVAALANINA GİTMEK GİBİ BİR BİLGİM YOKTU"
Yolda olayı Timur'a anlattırdığını söyleyen Bülent Cihantimur, "Kendisi bir iki kişinin kafasında kan vardı ancak bir kişi yerde yatıyordu. Kazadan sonra da bir sürü insan olay yerine geldi. Yarım saat olay yerinde kaldım dedi. Başkaca birşey anlatamadan aracın şarjının biteceğini anladım. Eylem'in, Timur'u olay yerinden gelip aldığını sonradan öğrendim. Şarjımın biteceğini anladığımda arkadaki araçtakilerden birini aradım. Bir iki kere durur gibi yapıp durmaktan vazgeçtiler. En sonunda durdular. Adem'i beni gelip alması için aradım. Timur'a da 'Korkma' dedim ve onu diğer araca yolladım. Sonra Ayşe gelip benim aracımın arkasında Timur'un valizi olduğunu söyledi ve ben hatta bagajı açmayı beceremediğim için Ayşe gelip bagajı açtı ve valizi aldı. Benim tanıdığım çalışanım Ayşe Ceren havaalanına gidileceğini bilseydi beni bu konuda uyarırdı çünkü kısa da olsa Eylem olmadan Ayşe ile yan yana geldik. Bana 'Hocam Eylem çocuğu kaçıracak' derdi. Hiç öyle birşey de demedi. Kesinlikle havaalanına gitmek gibi bir bilgim ve niyetim yoktu" dedi.

"EYLEM'E EN SON MISIRDAYKEN ULAŞTIM, "
Kliniğe dönüş süresinin 20 dakika olduğunu belirten Cihantimur, "Benim işyerim ile evim bitişiktir. Adem kliniğe bakmaya gitti, ben de eve çıktım. İkimizde Eylem'leri bulamadık. Bulamayınca Eylem ve Ayşe'yi aradım. Eylem telefonu açmadı. Ayşe'ye ulaştığımda da hocam onlar yurt dışına gitti' dedi. Hatta hatırladığım kadarıyla Eylem Ayşe'nin telefonunu almış. En son Eylem'e Mısır'dayken ulaştım. Geri dönmesi noktasında ikna ettim. İkna olmuştu ancak sonrasında kendisi çevresinden ve medyada gördüğü bilgilerden dolayı bu olayı kendi açımdan yavaşlattığımı düşünerek benimle irtibatı kesti. Ben de sonra kendisine ulaşamadım. Timur ile de temas kuramıyorum çünkü annesinin yanında. Ama oğlumla en son irtibat kurduğumda Türkiye'ye dönmek istediğini bana ısrarla söylemiştir" diyerek suçlamaları reddetti.

"OĞLUMUN DÖNMESİNİ ÇOK İSTİYORUM, KİMSEYİ YÖNLENDİRMEDİM"
Bülent Cihantimur, her türlü yardıma hazır olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Oğlumun da dönmesini istiyorum. Oğlumla sık sık irtibat kuran bir insanım. Bu durum beni de çok üzmüştür. Psikolojim bozuldu. Ben vefat eden kişinin ailesine taziyeye gittim. Orada bize ilk neden irtibat kurmadığımıza dair sitem edildi. Hatta taziyeye kalabalık bir grup gittik. Kendisine neden gelemediğimiz anlattım. Acılarını paylaştım. Her türlü yardıma hazır olduğumu ilettim. Babası ile birbirimize telefonlarımızı verdik. Taziye esnasında Süleyman isimli biri ile irtibat kurabileceğimizi söylediler. Numarasını aldık. Sonrasında ne kadar acılarını paylaşmak ve destek olmak için irtibat kurmaya çalışsak da kendilerinin tavırları değişmişti, bizimle görüşmek istemediler. Ben bu durumdan dolayı çok kötü durumdayım. Oğlumu göremiyorum. Oğlumun dönmesini çok istiyorum. Benim Eylem'in Timur'u yurtdışına götürmesi olayına en ufak bir iştirakim yoktur. Olaydan sonra da kaçmaya çalışmadım. Benim bütün yaşantım buradadır. Halen de işimin başındayım. Çalışmaktayım. Oğlumun gelmesi için de ne gerekiyorsa yaparım. Ancak oğlumla da Eylem'le de irtibat kuramıyorum. Benim Timur'u yurt dışına kaçırmak, kaçmasına yardım etmek, kaza esnasında ve sonrasında delilleri gizlemek, saklamak ve yok etmek gibi hiçbir eylemim olmadı. Bu konuda da hiç kimseyi yönlendirmedim, hiç bir şeyi organize etmedim. Oğlumu tanıyorum. Kendisi dönmek istiyor. Annesi ile döneceklerine ve adalete teslim olacaklarına inanıyorum"
ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST
Bülent Cihantimur, ifadesinin ardından 'yurt dışına çıkış yasağı' şeklindeki adli kontrol tedbirine ek olarak 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. Mahkeme, adli kontrol şartıyla serbest bırakılması yönünde karar verdi.
BABA CİHANTİMUR HAKKINDA FENOMEN DETAYI
Öte yandan oğlunun firar yolculuğunda rolü olan doktor babası Bülent Cihantimur'un tüm Türkiye'nin aylardır konuştuğu fenomen soruşturmasında şüpheli olduğu ortaya çıktı.

Kara para aklama soruşturmasında Dilan Polat'ın ardından soruşturulan Tayyargiler çifti de dosyaya girmişti. Tayyargiller çifti soruşturmasındaki 13 şüpheliden biri de Bülent Cihantimur'du.
Cihantimur'un tıpkı diğer fenomenler gibi kara para aklama ve suç örgütüne üye olmakla suçlandığı öğrenildi.
SAVCI BÜLENT CİHANTİMUR'A AYRICALIK TANIDI İDDİASI
Bülent Cihantimur'un içinde bulunduğu soruşturmayı savcı Gökalp Kökçü yürütüyordu. Hakkında usulsüz işlem yaptığı iddiası ortaya atlınca İstanbul'dan Erzurum'a gönderildi. HSK hakkında inceleme başlattı. Bunun üzerine Kökçü emeklilik dilekçesi vererek mesleği bıraktı. Kökçü, dosyadan alınmadan önce Bülent Cihantimur ile pek çok tartışmalı karara imza attı. Onlardan biri mal varlıkları ile ilgili idi.
Kökçü, mahkemeye gönderdiği yazıda 13 şüphelinin şirketlerine el konulmasını istedi ama o şirketler arasında Cihantimur'un estetik merkezi yoktu. Savcı Kökçü'nün Bülent Cihantimur için ayrıcalık tanıdığı iddiasında bulunuldu.

ABD NE ZAMAN İADE EDECEK?
Tüm bu yaşananların ardından en çok merak edilen ise "Peki ABD katil Timur Cihantimur ve Eylem Tok'u ne zaman iade edecek?" sorusunun yanıtı oldu. Marmara Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı, avukat Prof. Dr. Selami Kuran Hürriyet'e yaptığı açıklamada kaçak şüphelinin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet" annesininse "suç- suçluyu kayırma" suçlaması ile yargılanacağını söyledi.

İKİ SUÇ DA ADİ
Kuran "Türkiye- ABD arasında suçluların iadesine yönelik bir anlaşma var. Bu anlaşma uyarınca özellikle de soruşturma adi suçlarla alakalı ise Türkiye'nin gerekli belgeleri sunması halinde ABD'nin zanlıları iade etmesi gerekmekte. Takip ettiğim kadarı ile Türkiye Adalet Bakanlığı zaten başsavcılığın açtığı soruşturmaya yansıyan; olayın nasıl ve nerede olduğu, olay sonrasında yaşanılanlar, cep telefonlarının olay yerinden kaybolması gibi, görgü tanıkları, yaralılar ile kaçışa yardım ve yataklık edenlerin ifadeleri dahil- toplanan tüm delil, bilgi ve belgeleri gerekli kurumlara iletti ve sanıklar hakkında iade talep etti. Şimdi ABD Adalet Bakanlığı bu başvuruyu inceleyecek ve sanıkların iade edilip, edilmeyeceğine karar verecek. ABD, özellikle siyasi suçlarda kendi vatandaşını iade etme eğilimi içinde değil. Böyle bir zorunluluğu yok! FETÖ davalarında benzerini yaşadık. Türkiye kapsamlı dosyalar hazırlamasına rağmen ABD süreci işletmemişti. Ancak firari anne oğlun soruşturması adi suçlardan. Dolayısıyla yürürlükte olan anlaşma gereği ABD'nin her ikisini de iade etmesi lazım. Hem de acilen" ifadelerini kullandı.

ANNE DE YARGILANACAK
Annenin de yargılanacağını söyleyen Kuran, "Şunu da not düşelim. Her ne kadar TCK, 'Suçun alt- üstsoy, eş, kardeş yani birinci derece aile tarafından işlenmesi halinde cezaya hükmolunmaz' dese de bu, annenin iade edilmesi halinde yargılanmayacağı anlamına gelmiyor. Doğrudan cezasızlık diye bir uygulama yok kanunumuzda" şeklinde konuştu.

'YA İADE ET YA DA YARGILA' DEVREDE
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli ise uluslararası hukukta suçluların iadesine yönelik genel tavır ve ilkenin "vatandaşın geri verilmezliği" olduğunu söylüyor.

Türkiye ile ABD arasında 1980'de Kenan Evren'in imzasıyla yürürlüğe giren "suçluların iadesi" anlaşmasına dikkat çeken Gözügüzelli, "Sözleşmenin 4. maddesine göre ABD'nin de Türkiye'nin de kendi vatandaşını iade etme zorunluluğu yok! Ancak bu maddenin eki var: 'ABD'nin yürütme makamı kendi isteğine göre ve uygun gördüğü takdirde, kendi vatandaşının iadesine karar vermeye yetkilidir.' Yani bu demek ki ABD, belgeleri inceleyecek, bir nevi mahkeme yapacak, ondan sonra iadeye yönelik kararını verecek. ABD genellikle siyasi suçlarda suçluyu iade yoluna gitmiyor, oysa burada adi suç söz konusu. Yine de diyelim ki ABD, şüphelinin savunmasını haklı, Türkiye'nin sunduğu belgeleri yetersiz buldu ve 'vatandaşımı iade etmiyorum' dedi. O zaman 'Ya iade et ya yargıla' maddesi devreye girecek ve ABD şüpheliyi iade etmiyorsa kendisi yargılamak zorunda. ABD'de de olsalar mahkeme önünde hesap verecekler" dedi.


