Kılıçdaroğlu tehditler savurmuştu! Yargıtay Can Atalay hakkında kararını verdi

Son dakika haberleri... Seçimlerde millet iradesinin sandığa yansıması sonucu Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bozguna uğrayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu istifa çağrılarına rağmen koltuğunu bırakmamakta ısrar ediyor. Mağlubiyet sonrası ortalarda görünmeyen ve parti tabanındaki karışıklıkları görmezden gelen Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde Gezi Parkı Davası'ndan tutuklu bulunan TİP'li Can Atalay üzerinden yargıyı tehdit etmiş "Sizden bunun hesabını soracağım" ifadelerini kullanmıştı. Kılıçdaroğlu'nun tehdit ifadelerinin etkisi sürerken, Yargıtay, Can Atalay davasında kararını verdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay'ın tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması istemini reddetti.

Giriş Tarihi 13 Temmuz 2023, 18:42 Güncelleme 13 Temmuz 2023, 20:07
Kılıçdaroğlu tehditler savurmuştu! Yargıtay Can Atalay hakkında kararını verdi

İÇİNDEKİLER

Gezi Parkı davası kapsamında 18 yıl hapse mahkum edilen, 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçilen Osman Kavala'nın, Gezi kalkışmasını organize eden Taksim Dayanışma Platformu üyesi avukat Şerafettin Can Atalay hakkında, avukatının yargılamanın durması ve tahliyesine yönelik talebi karara bağladı.

Buna göre, şartları oluşmadığı gerekçesiyle Atalay'ın tahliye ve hakkındaki yargılamanın durması istemi reddedildi.

Sanığın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312. maddesinde belirtilen "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan yargılandığı anımsatılan kararda, Anayasa'nın 83 ve 14. maddeleri kapsamında yasama dokunulmazlığına ilişkin değerlendirme yapıldığı belirtildi.

Yasama dokunulmazlığına ilişkin Anayasa'nın 83. maddesinde iki istisna bulunduğuna işaret edilen kararda, bunlardan ilkinin "ağır cezayı gerektiren suçüstü hali", ikincisinin ise "seçimden önce soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar" olduğuna işaret edildi.

Anayasa'nın 14. maddesi kapsamına hangi suçların gireceğine Anayasa koyucunun somut bir niteleme yapmadığı aktarılan kararda, bu durumun yargı içtihatlarına bırakıldığı belirtildi.

Kararda, "Anayasa koyucunun iradesinin, milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına kasteden bir faaliyette bulunduğu takdirde dokunulmazlıktan yararlanmaya devam etmemesi gerektiği yönünde olduğu açıktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

TCK'nin 302, 307, 309, 311, 312, 314, 315 ve 320. maddeleri ile 310. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suçların "mutlak ve asli nitelikte terör suçu" olduğuna işaret edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Açık bir şekilde 5237 sayılı TCK'nin 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320. maddeleri ile 310. maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçların Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden pek çok kanlı terör eylemini gerçekleştirdikleri için haklarında, sayılan mutlak terör suçlarından soruşturma ve kovuşturma bulunup yakalanması mümkün olmayan ve kırmızı bültenle aranan şahısların milletvekili seçilmesinin ve yemin ederek göreve başlamalarının önü açılır ki bu durumun hukuken isabetli olduğunu savunmak mümkün değildir."

Gezi Parkı nedeniyle yürütülen eylemlere ilişkin yerel mahkeme kararına atıf yapılan Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında, eylemler sırasında 78 ilde 746 kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlendiği, 280 iş yeri, 259 özel araç, 103 polis aracı, 1 konut, 1 polis merkezi, 5 kamu binası, 12 parti binası ve çok sayıda kamu malının zarar gördüğü anımsatıldı.

Yerel mahkemece Atalay'ın, "bir plan dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleşmesi kapsamında faaliyette bulunduğu"nun kabul edildiği kaydedilen kararda, Atalay'ın şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Taksim Dayanışması'nın etkili üyelerinden olduğu ve atılı suçların "asli faili" kabul edilen Osman Kavala ile irtibatı bulunduğu bildirildi.

Kararda, yargılamanın genel hükümlere göre devam etmesi gerektiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:

"Sanığın üzerine atılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunun Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında yer alması ve soruşturmasına seçimden önce başlanmış olması dikkate alındığında, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrası ikinci cümlesi uyarınca yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine varılmakla, yargılamanın genel usul hükümlerine göre devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır."

Daire, Gezi Parkı davasına ilişkin kararını daha sonra verecek

ATALAY HAKKINDAKİ DAVANIN GEÇMİŞİ

Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde Gezi eylemlerine ilişkin davada yargılanmış ve TCK'nin 312. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçuna "yardım eden" sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapse mahkum edilmişti.

Mahkemece, davanın diğer sanıkları Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet, Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de Atalay gibi "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin 8 sanık hakkındaki mahkumiyet kararını hukuka uygun bulmuştu.

KILIÇDAROĞLU TEHDİT ETMİŞTİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan fark yemesinin ardından 12. seçim mağlubiyetini karnesine yazdıran Kılıçdaroğlu tüm tepki ve eleştirilere rağmen koltuğu bırakmamakta ısrarcı davranıyor.

Faturayı MYK'ya kesen Kılıçdaroğlu, "Mücadeleye devam edeceğim" diyerek istifa etmeyeceğinin sinyalini verdi.

İstifa çağrıları sürerken sessizliğe gömülen Kemal Kılıçdaroğlu TİP'li Can Atalay için paylaşım yaptı. Daha önce defalarca kez terör suçlarından tutuklu HDPKK'lı Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı Davası'ndan tutuklu Osman Kavala'nın serbest kalmasını isteyen Kılıçdaroğlu yine Gezi Davası'nda tutuklu Şerafettin Can Atalay'ın serbest kalmasını istedi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN YARGIYA TEHDİT: HESABINI SORACAĞIM
Türkiye İşçi Partisi'nden vekil seçilen Can Atalay için yargıyı tehdit eden Kılıçdaroğlu şunları yazdı;

"Seçilmiş milletvekilini hukuksuzca, hakkında karar olmadan hapiste tutmak, sadece onu değil ona oy veren insanları da tutuklamaktır. Erdoğan ve onun ağzına bakıp adaletli karar almaktan korkan adaletsiz hukukçular, sizden bunun hesabını soracağım. Bu topluma daha fazla zarar vermeyin, adaletteki erozyonu durdurun. Can Atalay'ı derhal serbest bırakın."

Kılıçdaroğlunun tehdit dili yargının kararını değiştirmedi. Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay'ın tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması istemini reddetti.

MAHKEMENİN KARARI ALMAN BAŞKONSOLOSLUĞU GÖREVLİSİNE VERMİŞTİ
Taksim Dayanışması Platformu'nun avukatı olan Şerafettin Can Atalay'ın, Gezi Parkı'na Topçu Kışlası'nın yeniden inşa edilmesinin iptaline ilişkin İdari Mahkeme kararını Almanya İstanbul Başkonsolosluğu Hukuk, Basın ve Vize Bölümü Direktörü Dr. Volker Helmert'e ulaştırması için 5 Temmuz 2013 tarihinde sanık Osman Kavala'ya verdiği ortaya çıkmıştı.

Alman Başkonsolosluğu Yöneticisi Volker Hermert'in kararla ilgili çalışma yaptığı, sonrasında 19 Temmuz 2013 tarihinde saat 10:00'da sanıklar Osman Kavala ve Şerafettin Can Atalay'ın Taxim Oda Cafe'de Volker Helmert'le bir araya gelerek kararla ve süreçle ilgili görüşmeler yaptıklarının tespit edildiğine dikkat çekiliyor.

Söz konusu buluşmanın fotoğrafları ve fiziki takip tutanağı delil olarak dosyaya konulmuştı.

Osman Kavala'nın, Şerafettin Can Atalay'a; "Şimdi Alman Konsolosluğu'ndan birisi aradı da 'şu idari mahkeme kararlarının kopyalarını nereden bulabiliriz' diye soruyor. Şunun için aradım bu Alman Konsolosluğu'nda benim de tanıdığım … … diye birisi var. Aynı zamanda Hukuk Danışmanı: … bir ara vaktiniz varsa sizinle görüşmekten çok memnun olacağını söyledi" dediği tespit edildi.

TAKSİM DAYANIŞMA PLATFORMU, MAHKEME KARARINI GİZLEMİŞ!
Gezi kalkışmasında yargılanan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında da, "casusluk" suçundan tutuklanan işadamı Osman Kavala'nın; Gezi kalkışmasının büyümesi için mahkeme kararını sakladıkları tespit edildi.

Gezi kalkışmasının sürdüğü sırada İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin, 6 Haziran 2013'te Taksim Yayalaştırma Projesi'ni iptal ettiğine yönelik kararının kamuoyundan gizlendiği ancak söz konusu kararın Dr. Volker Helmert'e verdiği tespit edildi.

Osman Kavala'nın, Gezi kalkışmasını organize eden Taksim Dayanışma Platformu üyesi avukat Şerafettin Can Atalay'a, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 6 Haziran 2013 tarihinde aldığı kararı hatırlatarak, "Bu Taksim Dayanışma bunu bildiği halde gizledi. Bu kararı işte bu etik bilmem nedir?" dediği tespit edildi.

GEZİ OLAYLARIN ŞİDDETİNİ DÜŞÜRECEĞİ GEREKÇESİYLE MAHKEME KARARI GEÇ DUYURULDU!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmada; Gezi kalkışması soruşturma yargılanan Osman Kavala ve Şerafettin Can Atalay'ın, o tarihte olaya dair verilen bir idari yargı kararını bir şekilde karar öncesinde öğrendikleri belirtilerek, "Söz konusu kararın olayların şiddetini düşüreceğinden endişelenmiş olmaları gerekir ki; bu durumu kamuoyuyla geç paylaştıkları tespit edildi" denildi.

KAVALA: ALMAN KONSOLOSLUĞU'NDAN BİRİSİ ARADI, 'ŞU İDARİ MAHKEME KARARLARININ KOPYALARINI NEREDEN BULABİLİRİZ' DEDİ
Osman Kavala'nın; 5 Temmuz 2013 tarihinde saat: 12.53.55 Gezi kalkışmasında sanık olan Şerafettin Can Atalay'la yaptığı görüşmede şöyle:

Osman Kavala: Şimdi Alman Konsolosluğu'ndan birisi aradı da 'Şu idari mahkeme kararlarının kopyalarını nereden bulabiliriz' diye soruyor.

Şerafettin Can Atalay: Osman bey ben şimdi adliyedeyim ve duruşmadayım. Nasıl yapalım?

Osman Kavala: Onları scan ederek şey yapabiliriz.

Şerafettin Can Atalay: Yok zaten karar tebliğ edilmedi bize daha. Biz UYAP'tan aldık ve şey yaptık. Ben size onu mail atmaya çalışayım

Osman Kavala: Tamam

Şerafettin Can Atalay: Bir saate kadar olur mu?

Osman Kavala: Bir zahmet olmazsa ben birisini gönderip aldırırım falan.

Şerafettin Can Atalay: Yok yok adliyedeyim. Hani ya koşulda yok elektronik ortamda ben size

Osman Kavala: Peki, tamam

Şerafettin Can Atalay: Ya imzasız halini UYAP'tan alınan haliyle biz word belgesi olarak yollayacağım o kararda.

Osman Kavala: Tamam

Şerafettin Can Atalay: Zaten öyle gelecek bugün falan gelecek diye tahmin ediyorum tamam.

KAVALA: ALMAN KONSOLOSLUĞU'NDA BENİM DE TANIDIĞIM BİRİSİ VAR, SİZİNLE GÖRÜŞMEKTEN ÇOK MEMNUN OLACAĞINI SÖYLEDİ"
Osman Kavala'nın, 16 Temmuz 2013 tarihinde saat:19.56'da Şerafettin Can Atalay'la yaptığı görüşme şöyle:

Osman Kavala: Şunun için aradım bu Alman Konsolosluğu'nda benim de tanıdığım … … diye birisi var. Aynı zamanda Hukuk Danışmanı: … bir ara vaktiniz varsa sizinle görüşmekten çok memnun olacağını söyledi

Şerafettin Can Atalay: Perşembe günü uygun olur mu?

Osman Kavala: Siz İngilizce rahat konuşuyorsunuz değil mi?

Şerafettin Can Atalay: Konuşuyoruz. Evet şöyle yapalım mı? Perşembe sabahı telefonlaşalım ve saate karar verelim Osman bey. Peki ee şöyle yapalım. Bu gözaltıları tam kestiremiyorum ama Cuma günü saat 10 Taksim Hill Cafe olur mu?

Osman Kavala: Tabi Cuma 10

Şerafettin Can Atalay: Taksim Hill Cafe 11'de bizim basın toplantısı olacak çünkü orada

Osman Kavala: Tamam o zaman ben

KAVALA: BU TAKSİM DAYANIŞMA BUNU BİLDİĞİ HALDE GİZLEDİ
Osman Kavala'nın, 23 Temmuz 2013 tarihinde saat:13.46'da Şerafettin Can Atalay'la yaptığı görüşme şöyle:

Osman Kavala: Şimdi sen ona aslında istersen yani bir konuşalım. Size de onu göndereceğim. Yani benim için sizin demeçlerinizden ve gazeteden anladığım 6. İdare mahkemesine giden başvuru sadece Topçu Kışlası'yla ilgili bir başvuru…

Şerafettin Can Atalay: Yüksek Kurul kararıyla ilgili evet. Topçu Kışlası'nı ilgilendiren Yüksek Kurul kararıyla ilgili

Osman Kavala: Bir şey daha.. Bir şey daha

Şerafettin Can Atalay: Buyurun

Osman Kavala: Ya şimdi Bu Etyen Mahçuphan'ın yine böyle pis yazı yazmış. Bilmiyorum gördünüz.

Şerafettin Can Atalay: Okumadım

Osman Kavala: Ee işte bu Taksim Dayanışma bunu bildiği halde gizledi. Bu kararı ee işte bu etik bilmem nedir falan filan diye

Şerafettin Can Atalay: Hı hı

Osman Kavala: Şimdi Ahmet İnsel'le konuşuyoruz. O da bana bir cevap yazacak yani benim de bildiğim sizden de öğrendiğim birinci mahkemenin hani kısa kararı diye bir şey söz konusu değil yani

Şerafettin Can Atalay: UYAP'a konduğu anda duyurduk biz. Aslında ya işte öyle yani öyle diyelim ama mesela bizim açımızdan temyiz süresi 8 Temmuz'da başladı fakat biz kararı 3 Temmuz'da UYAP'ta gördüğümüz an duyurduk.

Osman Kavala: Şey bir dakika bir şey daha soracaktım. Bundan önce zaten sizin öğrenmeniz yani. Yani zaten bunu öğrenmenizin çok tesadüfi bir şekilde öğrenmiş olsanız da bunu açıklamanızın hukuki bir..

Şerafettin Can Atalay: Açıklayamayız, hukuk yok.

Osman Kavala: Evet

Şerafettin Can Atalay: Hiçbir şey yok benimle ilgili disiplin soruşturması dahi yapılabilir yani

Osman Kavala: Aynen ayrıca hakimlere soruşturma yapılabilir falan evet

Şerafettin Can Atalay: Tabi tabi tabi tabi tabi tabi tabi tabi

GEZİ OLAYLARIN ŞİDDETİNİ DÜŞÜRECEĞİNDEN ENDİŞELENDİLER!
Gezi kalkışması soruşturma yargılanan Osman Kavala ve Şerafettin Can Atalay'ın, o tarihte olaya dair verilen bir idari yargı kararını bir şekilde karar öncesinde öğrendikleri belirtilerek, şöyle denildi:

"Sonrasında da bu kararın olayların şiddetini düşüreceğinden endişelenmiş olmaları gerekir ki bu durumu kamuoyuyla geç paylaştıkları, iddianamemizin bu kısmında tespit edilen görüşmenin de bu konu ile olduğunun bilinerek değerlendirilmesi gerekmektedir."

OSMAN KAVALA, CAN ATALAYİ DR. VOLKER HELMERT
Soruşturmada; Osman Kavala'nın; 16 Temmuz 2013 tarihinde Şerafettin Can Atalay'ı arayarak Almanya İstanbul Başkonsolosluğu Hukuk, Basın ve Vize Bölümü Direktörü Dr. Volker Helmert'in kendisi ile görüşmek istediğinin tespit edildiğine dikkat çekildi. Soruşturma kapsamında; Osman Kavala, Şerafettin Can Atalay ve Volker Helmert'in; 19 Temmuz 2013 tarihinde saat:09.45 sıralarında Beyoğlu Taksim Sıraselviler Caddesi No:9 sayılı adreste bulunan Taxim Oda Cafe'de buluştukları tespit edildi.

19 TEMMUZ 2013 TARİHİNDE GÖRÜŞTÜLER
Soruşturma kapsamında; 19 Temmuz 2013 saat:09.52 sıralarında Osman Kavala ile Şerafettin Can Atalay'ın Taxim Oda Cafe'ye giriş yaptıkları, kafetaryada masaya oturdukları ve birlikte konuştukları, saat:10.02 sıralarında Volker Helmert'in Taxim Oda Cafe'ye girdiği tespit edildi.

GÖRÜŞMEDE İNGİLİZCE KONUŞULDU
Volker Helmert'in; Osman Kavala ve Şerafettin Can Atalay'ın bulunduğu masaya doğru ilerleyerek söz konusu kişilerle tokalaştığı ve masaya oturduğu, şahısların aralarında genellikle İngilizce konuştuğu, zaman zaman da Osman Kavala ve Can Atalay'ın Türkçe anlatacakları konuyu tartıştıkları tespit edildi.

KAVALA VE ATALAY; MAHKEME KARARIYLA İLGİLİ HELMERT'İ BİLGİLENDİRDİ
Görüşmede; konuşmayı Şerafettin Can Atalay'ın daha ziyade Volker Helmert'le yaptığı, Taksim Gezi kalkışması ve konuyla alakalı mahkeme kararları hakkında şahsı bilgilendirdiği, Volker Helmert'in aynı konuyla alakalı sorular sorduğu duyulduğu ve görüldüğü ifade edildi.

EYÜP MUHÇU DA GÖRÜŞMEYE KATILDI
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu'nun; saat:10.18'de elinde bulunan büyük boy sarı renkli bir zarfla birlikte Taxim Oda Cafe'ye girdiği, Osman Kavala, Can Atalay ve Volker Helmert'in bulunduğu masaya doğru ilerleyerek söz konusu şahıslarla tokalaştığı ve bir iki dakika sonra masadan kalktığı ve kafetarya içerisinde başka bir masaya oturduğu tespit edildi.

HELMERT CEBİNDEN ÇIKARDIĞI EVRAĞI OSMAN KAVALA'YA İLETTİ
Saat:10.36 sıralarında Volker Helmert'in ceketinin sol içi cebinden çıkardığı birkaç sayfalık evrakı Osman Kavala'ya uzattığı, Osman Kavala'nın da evrakı alarak bir süre incelediği ve tekrar Volker Helmert'e verdiği, Volker Helmert'in de bahse konu evrakı alarak ceketinin sol iç cebine tekrar koyduğu ifade edildi.

Saat:10.52 sıralarında Osman Kavala'nın hesabı ödediği ve hep birlikte masadan kalktıkları, Can Atalay'ın Osman Kavala ve Volker Helmert'le tokalaşarak Taxim Oda Cafe'den çıkarak ayrıldığı, Osman Kavala ve Volker Helmert'in söz konusu cafeden çıkarak Atatürk Kültür Merkezi istikametinde konuşarak ilerledikleri ifade edildi. Osman Kavala'nın Mete Caddesi, Volker Helmert'in İnönü Caddesi istikametine doğru ayrıldıklarının görüldüğü tespit edildi.

TAKSİM DAYANIŞMASI: ETİK KAYGILARLA AÇIKLAMADIK...
Taksim Dayanışma Platformu'nun sözcülerinden Şerafettin Can Atalay, mahkeme kararını etik kaygılarla açıklamadığını iddia etmişti.

"Yirmi gündür biliyoruz hocam, yirmi gündür biliyoruz. (...) Hatta 22-23 gündür biliyoruz bunu."

"(Muhabirin, 'Can Bey kararın tarihi 6 Haziran' uyarısı üzerine): Evet hocam, evet, biz de birkaç gün sonra fark ettik..."

Atalay, kararı bildikleri halde neden açıklamadıklarını da "gerekçeli kararın henüz yazılmadığı"na bağladı ve "etik kaygılar" öne sürdü:

"Yirmi gündür biliyoruz ama yargıya olan hürmetimiz nedeniyle bir şey söylemedik..."

"Kararın gerekçesini bilmediğimiz bir durumda, mahkeme şöyle bir karar vermiştir demek oradaki hâkimlere ayıp olur. Ben bunu hiç yapmadım şu ana kadar..."

"(Muhabirin 'böyle bir açıklamayı yapmanızı engelleyen bir mevzuat var mı?' sorusu üzerine): Etik bir problem var ortada..."

"(Muhabirin 'o günden sonra çok büyük olaylar yaşandı bu ülkede. Açıklansaydı...' uyarısı üzerine): Fakat hocam, bir mahkeme varsa, biz o mahkemenin prosedürüne hürmet etmek durumundayız. Ben de bunun farkındayım, kaç kere gittim mahkemeye, karar bir an önce çıksın imzadan diye, fakat ne yapayım ki çıkmadı."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN