"BİZE KARŞI KÜSLÜK VARSA BARIŞTIRMALIYIZ"
Erdoğan, partililerden, bugüne kadar ülkeye sağladıkları kazanımların, bugünkü sorunların yegane çözüm adresinin AK Parti olduğunun millete anlatılmasını istedi.
Aynı zamanda, Cumhuriyetin yeni yüzyılına dair hayallerin de bıkmadan, usanmadan paylaşılmasını partililerden beklediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yaptıklarımız ve yapacaklarımızla, doğru şekilde bilgilendirmediğimiz her bir kardeşimizin, muhalefetin yalan ve iftiralarının hedefi haline geleceğini unutmayalım. Şimdi seçim yaklaşıyor. Göreceksiniz, Bay Kemal tamamen yalanlar dünyasıyla milletin karşısına çıkacak. Alışığız zaten yalanlarına da ama şimdiden buna hazırlanın. Yine bu yalanları duyacaksınız, göreceksiniz. Vizyonumuzla hayallerini zenginleştirmediğimiz her bir insanımızın, muhalefetin sürekli karamsarlık pompalayan hezeyanlarının girdabına kapılabileceğini aklımızdan çıkarmayalım. Rabb'imizin, 'İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır.' emrine uygun şekilde her geçen gün daha artan bir tempoyla milletimizle aramızdaki gönül köprülerini tahkim etmeliyiz, güçlendirmeliyiz.
Kapısına gittiğimiz, selam verdiğimiz, elini tuttuğumuz insanlarda bize karşı küslük varsa barıştırmalıyız, kırgınlık varsa onarmalıyız, bezginlik varsa umut vermeliyiz, korku varsa güven aşılamalıyız, nefret varsa sevgiyle tedavi etmeliyiz, muhabbet varsa şükranla değiştirmeliyiz ve onu derin hale getirmek, aradaki muhabbeti daha da zenginleştirecektir. Sıkıntı varsa gidermenin yollarını aramalıyız... Velhasıl ne yapıp edip, her bir ferdiyle 85 milyonun tamamına ulaşmalı, kucaklaşmalı, desteğini ve gönlünü kazanmalıyız. Bunu da kendimizden ziyade istikbalimizin mimarları olan evlatlarımızın geleceği için yapmalıyız. İl teşkilatlarımızın, seçime kadarki asli vazifesi, sahayı en küçük bir boşluğa meydan vermeden tutarak bu tarihi sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmektir."
Muhalefetin yeni yönetim sistemine ilişkin açıklamalarına değinen Erdoğan, "Özellikle söylüyorum. Bunların parlamenter demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi palavralarına aldanmayın, buradan bir şey çıkmaz. Buradan bol bol, masada toplanıp dağılmak çıkar. İranlıların güzel bir atasözü var. 'Oturdular, konuştular, dağıldılar.' Bunların durumu bu." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin, yeni yönetim sistemiyle işin ruhuna uygun şekilde siyasette iki ittifaklı bir görünüm kazandığını belirtti.
Cumhur İttifakı'nın ilkeleri ve taraflarının gayet net, bir ortak hedef birlikteliğiyle milletin huzurunda olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna karşılık, diğer ittifak ise altılı masa olarak kamuoyu önüne çıkmakla birlikte henüz önünde arkasında daha kimlerin olduğu, hangi amaçlarla kurulduğu bilinmeyen amorf bir yapıdır. Biz en başından beri bu ittifaka kendileriyle eser ve hizmet siyasetinde, vizyonda, programda, projede yarışmak istediğimizi söyledik. Ama bunlar karşımıza, sadece tek vaatleri Türkiye'yi eski kötü günlerine döndürmek olan şekilsiz, omurgasız, arkaik bir projeyle çıkabildi. Unutmayın, AK Parti kurulana kadar Türkiye'de neler görmedik ki. Sekiz aylık, bir yıllık 16 aylık hükümetler gördük mü? Bunlar bu kadar kısa sürede kuruldular, dağıldılar. Benim milletim bunları biliyor. Bu koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi? Gelmedi. Netice alabildik mi? Alamadık. Öyleyse unutmayın. Mümin, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz."
ALTILI MASANIN ANAYASA AÇIKLAMASI
Erdoğan, AK Parti iktidarıyla 20 yıldır istikrar, güven ve güçlü devletin olduğunu, bunu kendilerinin sağladığını anlattı.
"Bugüne kadar ne CHP'den ne de şürekasından ülkenin herhangi bir derdine derman, milletin herhangi bir yarasına merhem olacak hiçbir söze, teklife, adıma rastlanmadığını" söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyanın en doğru, en güzel, en şahane işini de yapsak bizi takdir etmeyeceklerini alenen parlamentoda söylediler mi? Söylediler. Bunlar bu kadar beceriksiz. Alenen bunu söyleyenlerin becerebildikleri tek iş var, Anayasa değişikliği teklifi metni açıklamak. Eski Türkiye ipiyle indikleri kuyudan çıkarta çıkarta terör örgütünün güdümündeki partiyi kollayan, masanın etrafındakilere gülücük dağıtan ucube bir teklif çıkarttılar. Şöyle bir gözden geçireyim dedim. Ne var? Masanın etrafındakiler artı masanın altındaki. Bunlara ne verirsek mutlu olurlar, memnun olurlar buna çalışmışlar. Baştan aşağı incelediğiniz zaman bunu görürsünüz. Birisinin derdi kapanan belediyeler. Bundan sonra belediyeler kapatılmayacakmış. Öbürünün derdi ne? Hazine yardımları azmış. Dolayısıyla hazine yardımlarını en az 1'e çekip herkes buradan nasibini alacakmış. Herkese bir şey verelim. Bunu yapmak suretiyle oy toplayacaklarını zannediyorlar. Benim milletim bunu yutmaz. Çünkü benim milletim bu ülkeye, bu millete ve bu devlete ne gelecek buna bakar. Eğer, bugün ekonomide Türkiye bir kalkınmanın içindeyse, işte üçüncü çeyrekte de 3,9'u yakalayarak G-20 ülkeleri arasında ilk 5 içinde yer alıyorsa bu bir şey gösteriyor, Türkiye güçleniyor. Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak mümkün değil."
FİYATLARDAKİ FAHİŞ ARTIŞLAR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşa özellikle mağdur olmayacak şekilde ekonomik destekleri sürdürmeye devam edeceklerini ifade etti.
Burada ciddi bir sorun yaşadıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Özellikle medya. Yatıyorlar, kalkıyorlar, belli bazı isimleri ekrana çıkarmak suretiyle oradan market de market, market de market, yaptıkları iş bu. Gerek zincir marketler gerek diğer marketlerle alakalı, işte fiyatlar birisinde şöyle birisinde böyle, söyledikleri bu. Bu hafta yaptığımız kabine toplantısında da arkadaşlarımıza söyledim. Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrollerimizi daha da sıkılaştıracağız, daha da farklı hale getireceğiz. Özellikle de bu fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını şiddetle arayacağız. Bunun yanında bakıyorsunuz birçok birimlerde, ekonomide farklılıklar var. Kontrol mekanizmalarımızla, fiyat istikrar komitesini kurarak fiyat istikrar komitesi ile de bunların takibini yapacağız."
Erdoğan, muhalefetin açıkladığı değişiklik tekliflerinin, insanların gerçek sorunlarına çözüm getirmek yerine altılı masanın taraflarının siyasi çıkarlarını korumayı ve halka tepeden bakan seçkinci zihniyeti yansıtan bir içeriğe sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Şimdi orada sıfır virgüllü olanlar, 1 olanlar var. Onlara 'senin sıfır virgül şu kadar ama yapacağımız bu değişiklikle sana da bir kıyağımız olacak' diyorlar. Dolayısıyla burada el ele verip yola devam edeceğiz. Yaptıkları iş bu. Cumhur İttifakı'nın böyle bir sorunu yok. Cumhur İttifakı millete hizmet yolunda daha neler yapabiliriz bunun gayreti içerisinde." şeklinde konuştu.
Türkiye'yi darbe anayasası ayıbından kurtararak, yeni, özgürlükçü, sivil bir anayasaya kavuşturmak için uğraştıklarını vurgulayan Erdoğan, tekliflerinin önünün ya Meclis safhasında çıkmaza sokularak ya da görmezden gelinerek hep kapatıldığına dikkati çekti.
"Bunların gittikleri yer neresidir? Her zaman Anayasa Mahkemesi. Hep orası. Meclis'te görüşmeler yapılır, oradan doğru Anayasa Mahkemesi'ne..." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi yeni düzenlemede bir de şunu söylüyorlar, 'Cumhurbaşkanı herhangi bir iade vesaire yapamayacak'. Bu cumhurbaşkanı niye var? Bunların şimdi hazırladıkları tezgah böyle. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir anlayış var mı? Yok. Ama çok partili demokraside, işte bunları biz geçmişte yaşadık, vardı. Ama bir şey daha gerekiyor, nedir o? Birilerine başbakanlık vermeleri lazım. Başbakanlık verme noktasında da başkanlık sisteminde tabii bu yok. Başkanlık sisteminde ne var? Başkan yardımcısı var, başbakan yok. Ama birileri de başbakanlık bekliyor. 'Öyleyse çok partili parlamenter sistemde başbakan, bir yere koyabiliriz' anlayış bu. Hayırlı olsun. Bizim böyle bir derdimiz yok. Bunca tartışmanın ardından ortaya konan teklif metni, CHP ve masa arkadaşlarının ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir hayallerinin, hiçbir vizyonlarının, hiçbir hazırlıklarının olmadığını teyit etmiştir. Şimdi ayın 3'ünde açıklama yapacakmış. Bay Kemal, ayın 3'ünde biz de Şanlıurfa'dayız, biz de oradan açıklamamızı yapacağız. Sen açıklamanı yaparken, fırsat bulurken bizi de takip et. Bak bakalım Şanlıurfa'dan ses nasıl geliyor? Sendeki sese benziyor mu, benzemiyor mu?"
"DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUZ"
Kendi içinde sayısız çelişki barındıran, tek bir vizyon ışıltısı dahi taşımayan bu metni tartışmanın abesle iştigal olduğunu aktaran Erdoğan, "Vizyon nerede? Vizyon Şanlıurfa'da. Oradan göreceksin." ifadesini kullandı.
Vizyonlarını Konya'da, Gaziantep'te, Artvin'de, Togg'da gösterdiklerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Togg'a gelmek istediğini söylemiş yönetim kurulu başkanına. Ben de başkana dedim ki Sanayi ve Teknoloji Bakanımızı da yanına alacaksın. Verdiği cevap ne biliyor musunuz? 'O gelecekse, ben gelmem'. Varank, senden bayağı çekiniyor. Netice itibarıyla önümüzdeki tek somut gerçek, bizim Türkiye Yüzyılı, onların da 'eski Türkiye' dediğidir. Ortadaki tek hakikat, bizim, ülkemizi bölgesel ve küresel liderliğe taşımayı, onların ise yönetilemeyen bir Türkiye'yi taahhüt ettiğidir. Milletin değil, ittifak ortaklarının ihtiyaçları için anayasa hazırlayan bir kafanın, Allah göstermesin, yönetime gelirse, ülkeyi nasıl bir felakete sürükleyeceğini düşünmek bile istemiyoruz. Aslına bakılırsa, bunların derdi ülkeyi yönetmek değil, sadece devletin imkanlarını kendi aralarında paylaştıracak paravan bir şirket kurmaktır. Düşündükleri bu. Size biz, paravan şirket kurdurmayız."
"SİNSİ HESAPLARI ORTAYA DÖKMÜŞ OLACAĞIZ"
"İlkeler yerine çıkarların buluştuğu böylesine arızi bir yapıyla Türkiye, güney sınırlarını taciz eden terör örgütleriyle nasıl mücadele verebilir? Akdeniz'deki diplomatik ve ekonomik menfaatlerini nasıl koruyabilir?" sorularını yönelten Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:
"Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli rolünü nasıl yürütebilir? Avrupa ve Amerika ile ilişkilerini nasıl eşit zeminde sürdürebilir? Diplomasi diyoruz değil mi? Bunların kafasıyla diplomasi olur mu? Olmaz. Ege'deki deniz ve hava sahalarıyla ilgili haklarını nasıl savunabilir? Egemenlik haklarına yönelik saldırılarla nasıl başa çıkabilir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarını nasıl bozabilir? Üstüne yüklenen onca yükün altından bunlar nasıl kalkabilir? Geleceğine ilişkin umutlarını bunlar nasıl hayata geçirebilir? Özetle, bu kifayetsiz muhterislerin elinde ülke nasıl yönetilebilir? Milletimiz elbette bu tabloyu görüyor, değerlendiriyor. Bize düşen, karşımızdaki ittifakın, 'millet' ifadesinin altına gizlemeye çalıştığı gerçek yüzünün ortaya çıkması için çalışmaktır. Açıp bakın anayasa tekliflerine, bunlarla ilgili en küçük bir şey var mı? Yok. Çünkü böyle bir dertleri, niyetleri, gayretleri yok.
Milletimiz bu ülkeyi, 'Cumhur İttifakı seçimde başarısız olsun, AK Parti iktidardan gitsin, Erdoğan kaybetsin de sonra ne olursa olsun' diyen bir zihniyete asla teslim etmez. Kendisinin ve evlatlarının geleceğini düşünen hiçbir vatandaşımız, bunlara itibar etmez, sadece gülüp geçer. Aslına bakılırsa, sadece iktidarın hayalini kurarak, kıyısından köşesinden yakaladıkları yetkileri hoyratça kullanarak sergiledikleri kibir, nobranlık, küstahlık bile CHP ve şürekasının maskesini düşürmeye yeterlidir. İnşallah seçim gününe kadar hep birlikte göstereceğimiz gayretle bu maskeyi tamamen indirmiş, kirli hırsları, riyakarlıkları, sinsi hesapları hep beraber ortaya dökmüş olacağız."
"AK PARTİ AİLESİ OLARAK İŞİMİZE DÖRT ELLE SARILMALIYIZ"
AK Parti'nin, milletin kurduğu, milletin iktidara getirdiği ve verdiği her mücadelede yanında yer aldığı bir parti olduğunu belirten Erdoğan, milletin asli sahibi olduğu AK Parti'nin, sadece emanetçileri olduklarını vurguladı.
Erdoğan, emanete layık olabilmek için görevlerini hakkıyla yerine getirmeleri gerektiğine dikkati çekerek, "Ülkemizin içinden geçtiği kritik dönem, şahsım dahil hepimizin sorumluluğunu daha da artırmaktadır." sözlerini sarf etti.
Erdoğan, Genel Merkezinden milletvekillerine, kadın ve gençlik kollarından il ve ilçe teşkilatına, sandık görevlilerine kadar AK Parti ailesinin işine dört elle sarılması gerektiğini dile getirdi.
"SANDIKLARA İYİ SAHİP ÇIKMALIYIZ"
Seçim gününe kadar her hanenin defalarca ziyaret edilmesi ve herkese ulaşılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Teşkilatlarımızdan üyelerimize, üyelerimizden vatandaşlarımıza uzanan bu muhabbet iklimini sürekli canlı tutmalıyız. Seçime kadar sahada çalışılır ama seçim günü iş, unutmayın sandıkta biter. Bunun için sandıklara iyi sahip çıkacağız. Bu işin bugüne kadar en başarılı partisi AK Parti'dir, bundan sonra da bu başarıyı devam ettirmeliyiz. Milletten umudunu kesenlerin sandık üzerinden oynamaya kalkacakları oyunlara karşı dikkatli olacağız. Sandık kurulu üyelerimizle, mahalle temsilcilerimizle gerekiyorsa teker teker bir araya gelerek en küçük bir eksikliğe, aksaklığa meydan vermeyeceğiz.
Diğer yandan Türkiye'nin ve milletimizin düşmanları da boş durmuyor. Onlar da kendi mecralarında 2023'e hazırlanıyor. Son dönemde partimize yönelik kumpasların, ülkemize yönelik saldırıların, sınırlarımıza yönelik tacizlerin artmasının gerisindeki hesaplardan biri de 2023'ü biçimlendirme planlarıdır. Ama bizim onlardan bir farkımız var. Biz, 'Niyet hayır, akıbet hayır' diyerek önce Rabb'imizin yardımına güveniyoruz. Biz, bugüne kadar bizi hiç yalnız bırakmayan milletimizin desteğine güveniyoruz. Biz, mazlumların duasına güveniyoruz. Böyle bir inancın, böyle bir iradenin karşısında durabilecek hiçbir fani güç tanımıyoruz. İnşallah hep birlikte 2023 imtihanından da alnımızın akıyla çıkacağız."