Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan 15 Temmuz açıklaması: Camiler darbeye karşı siper oldu

Son dakika haberi! Diyanet İşleri Başkan Ali Erbaş, 15 Temmuz 2016'da yaşanan hain darbe girişiminde ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlattı. Erbaş, “Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur” dedi. Okunan sala ve ezanların milletin direniş ruhunu daha şahlandırdığını belirten Erbaş, "Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına, medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir.” ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 15 Temmuz 2022, 12:08 Güncelleme 15 Temmuz 2022, 12:24
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan 15 Temmuz açıklaması: Camiler darbeye karşı siper oldu

İÇİNDEKİLER

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın milletimizin yanında büyük bir mücadele verdiğini belirterek, "Özellikle Başkanlığımızın talimatıyla hocalarımızın camilerden okuduğu salalar, ezanlar, milletimizin direniş ruhunu daha da şahlandırmıştır. Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına, medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir" dedi.

Darbeci askerlerin halkın üstüne ateş ettikleri sırada, şehit olma ihtimaline karşı, belediyenin süs havuzunda abdest alan kahramanlar...

Okunan sala ve ezanların milletin direniş ruhunu daha şahlandırdığını belirten Erbaş, "Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına, medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir." ifadelerini kullandı. Sabah'ta yer alan habere göre, Erbaş sorulara verdiği cevaplar şöyle:

-15 Temmuz darbe girişiminde, Diyanet'in tarihi rolünden bahseder misiniz?

Öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığının tarihimiz içindeki yerinden ve milletimiz için öneminden kısaca bahsetmek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı Fatih Sultan Mehmet dönemine, İstanbul'un fethinden sonra kurulan "müfti'l-en'âm" lara kadar giden uzun tarihsel tecrübelere dayanan bir teşkilattır ve tarihimizin en köklü kurumlarındandır. Hedefi, her türlü siyasi, mezhebi ve ideolojik görüşlerin üstünde kalarak dinimizin hakikatlerini, birlik, beraberlik, fedakârlık ve yardımlaşma gibi yüce prensiplerini halkımıza anlatmaktır.

Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığının "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun" a göre görevi: 'İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek" şeklinde ifade edilmiştir. Bu gaye ile Başkanlığımız, dinimizin ve medeniyetimizin hakkıyla anlaşılması, milletimizin birlik ve beraberliği, huzur ve kardeşliği gibi konularda hizmet üretmekte, üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye gayret etmektedir.

Bugün Diyanet İşleri Başkanlığımız, yetkileri ve imkânları ile hamdolsun dünyanın hemen her yerinde hizmet eden, dünya ölçüsünde geniş bir bakış açısına sahip bir teşkilat haline gelmiştir. Gerçekleştirdiği uluslararası şûralar, toplantılar ve çalışmalar ile Müslüman azınlıkların, soydaşlarımızın ve İslam topluluklarının rehberi olmuştur. Yaptığı sosyal ve insani yardımlarla mazlumların umudu, insanlığın vicdanıdır. Milli birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, inancımızı diri tutan çalışmalarıyla ve doğru bilgi ekseninde kuşatıcı yaklaşımlarıyla milletimizin ortak zemini ve değeri olmuştur.

İstiklal mücadelesinden günümüze, zor zamanlarda milletimizin hep öncüsü ve rehberi olmuştur. Bu konuda "Millî Mücadelede Din Adamları" diye Başkanlığımız yayınlarından çıkan üç ciltlik önemli bir eserimizin olduğunu da belirtmek isterim.

Aynı şekilde 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı da Diyanet İşleri Başkanlığımız milletimizin yanında büyük bir mücadele vermiştir. Özellikle Başkanlığımızın talimatıyla hocalarımızın camilerden okuduğu salalar, ezanlar, milletimizin direniş ruhunu daha da şahlandırmıştır. Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına, medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir. 15 Temmuz'da da okunan salalar, meydanlarda hocalarımızın konuşmaları, yapılan dualar, darbe kalkışması ve ihanete karşı bir bilinç ve güçlü bir motivasyon oluşturmuş, milletimizin direncini güçlendirmiştir. Bunu yaparken de mensuplarımızdan bazıları şehit olmuş, bazıları gazi olmuştur. O gece sala okuduğu için darbecilerin saldırına dahi uğrayabilmişlerdir.

Diyanet İşleri Başkanlığımız her daim milletimize hizmet etmeye, her türlü zorlukta en önde milletimiz yanında olmaya devam edecektir.

-Dini kullananlar tarafından gerçekleştirilen bir darbe girişiminin etkileri ve zararları ne oldu?

İslam'ın, medeniyetimizin, kültür ve geleneğimizin temiz kavramları kirletilmeye çalışılmıştır. Nitekim İslâm kültür ve medeniyetine ait saygın kavramları, toplum üzerindeki etkisinden faydalanmak amacıyla istismar eden FETÖ, "imam, hocaefendi, cemaat, hizmet, himmet" gibi her biri ayrı değere sahip olan birçok kavramı kendine mâl ederek zedelemiştir. Örgüt hiyerarşisinde ve faaliyetlerinde sıkça kullanılan bu kavramlar, zamanla anlam kaymasına uğratılmış, aslında İslâm geleneğine ait oldukları halde muhtevaları değiştirilerek örgüte ait manalarla kullanılmaları sağlanmıştır. Bu durum, söz konusu kavramların hem toplumda itibar kaybına uğramasına hem de güven bunalımı sonucu kullanılmaz hale gelmesine sebep olmuştur. Söz konusu kavramlara karşı toplumda farklı algılar ve tepkiler gündeme gelmiştir. İslam'ın Allah, Kur'an, Peygamber gibi temel konularında batınî yorumlar, din ve dindarlık adına tedirgin yaklaşımlara, ciddi bir zihinsel karmaşaya, hatta sapmaya sebep olmuştur.

Aynı şekilde, İslam'ı referans aldığını iddia eden, fakat İslam'ın rahmet, merhamet, adalet, hak ve hukuk gibi asli değerleri ile bağdaşmayan icraatlar sergileyen, insan onurunu ayaklar altına alan, terör faaliyetleri gerçekleştiren, terör faaliyetlerini de sözüm ona dini referans aldığını iddia ederek yapan FETÖ gibi yapılar dinimize, inanç tasavvuruna, Müslüman kimliğine ciddi şekilde zarar vermiştir.. Müslüman imajını lekelemiştir. Samimi niyetle, sahih bilgiyle ve doğru yöntemle gayret eden kişi ve kurumlara karşı da endişeli bir bakışa ve mesafeli bir yaklaşıma sebebiyet vermiş, bizzat İslam'ın insanlığa umut, huzur, güven vadeden ilkelerinin tartışmaya açılmasına neden olmuştur.

Esasında son asır boyunca İslam dünyasında din ve dini değerler istismar edilerek fitne ve tefrika çıkartılmak istendiğini, ümmet coğrafyasında bazen şekilci, slogancı yaklaşımlarla, bazen de İslam'ın kavramlarının içini boşaltan anlayışlarla istismarcı kişi ve grupların varlığını biliyoruz. 15 Temmuz sürecinde, söz konusu fitne, ihanet ve terör yuvalarının gizli ve derin bir yapılanma ile ülkemiz ve milletimiz aleyhine de hain planlar ve çalışmalar yaptığını gördük.

Ancak FETÖ'nün kirli yüzü kısa sürede deşifre edildikten sonra milletimiz gerçeğin farkına varmıştır. Şu anda dünyada FETÖ'nün sirayet ettiği Müslüman toplumlar da büyük oranda bu örgütün dinimizi istismar eden hain bir yapı olduğunu anlamıştır.

Tabi yaşanan bu tecrübe bizlere özellikle inancımızı öğrenme konusunda daha özverili ve hassas olmamız gerektiğini, din istismarı meselesinin bir güvenlik meselesine dönüştüğünü göstermiştir. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığımız ve ilgili tüm kurum ve kişiler bu gerçeğe göre hizmet üretecek ve tedbir alacaktır.

- Diyanet'in FETÖ ve benzeri örgütlere karşı verdiği kritik mücadeleyi açıklar mısınız?

FETÖ ihaneti ortaya çıkar çıkmaz, Din İşleri Yüksek Kurulumuz, iyi bir araştırma ve çalışma ile "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" diye bir rapor yayınladı. Aynı şekilde DEAŞ konusunda da bir rapor yayınladı. Bu eserlerde, dinimizin nasıl istismar edildiği, din istismarının hangi şekillerde ortaya çıktığı, hangi dini değerlerin nasıl bağlamından kopartılarak manipüle edildiği örneklerle anlatıldı. Din istismarına karşı nasıl hareket etmemiz gerektiği izah edildi. Ardından Başkanlık olarak benzer eserler yayınladık. Kitapçıklar bastık. FETÖ, DEAŞ ve din istismarını tüm yönleriyle, örneklerle, herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koyan eserlerimizi milyonlarca bastık ve milletimize dağıttık. Başkanlığımızdan özel heyetlerle ülkemizde il il, ilçe ilçe dolaşarak konferanslar, seminerler, medya araçları ile programlar, bilgilendirme çalışmaları yaptık. Okullarda, üniversitelerde, polis akademilerinde, emniyet ve TSK mensuplarına yönelik bilgilendirmeler yaptık.

Basılı, görsel, süreli yayınlarımızda din istismarına karşı pek çok yayın gerçekleştirdik. Söz konusu çalışmalarımızı pek çok dile çevirerek dünyadaki Müslümanlarla ve dünya kamuoyuyla paylaştık.

Başkanlık olarak insanlarımızın iyi niyet ve temiz duygularını istismar eden, onların üzerinden güç devşirerek planladıkları bazı kötü emellerine ulaşabilmek için dini söylemlerle ayetleri, sünneti nebeviyi, İslami hükümlerini kullanarak gerçek yüzlerini perdeleyenler konusunda halkımızı bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye devam ediyoruz. Terör örgütlerinin ve istismarcı yapıların özellikle öğrencileri, gençlerimizi hedef almaları sebebiyle gençlerimizin inanç ve medeniyet değerlerimizi en doğru şekilde tanıması için tüm imkanlarımızla gayret ediyoruz.

Zira önemle ifade etmek isterim ki din istismarına karşı alınacak en önemli ve en etkili tedbir; inancımızı ve değerlerimizi milletimizin her ferdine, özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize en güzel şekilde öğretmektir. Hakikati bilen nesiller, fitne, tefrika ve istismar odaklarına karşı uyanık olacak, onların tuzaklarına düşmeyecektir.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN