
Terör örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen Din Âlimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada, İBB Başkanlığı'na yazı yazılarak, belediye tarafından dağıtılan sosyal yardımların herhangi bir sisteme kayıtlı olup olmadığı, sistem dışı veya elden yardım dağıtım imkanının bulunup bulunmadığının, elden yapılan dağıtımlarda kayıt bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, derneğin tutuklu olarak yargılanan başkanı Ekrem Baran, Hafit Tunç, Ali Fuat Hatip ve Mehmet Emin Aslan bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) katıldı. Tutuksuz sanıklar da duruşma salonunda hazır bulundu.
SANIKLAR EK SAVUNMA YAPTI
Mahkeme Başkanı, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinde 5 sanık hakkındaki dosyanın bu dava dosyasında birleştirildiğini belirterek sanıklara ek savunma hakkı verdi. Birleştirilen dosyalar kapsamında savunması sorulan DİAYDER Başkanı Ekrem Baran, "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben din alimiyim. Herhangi bir örgütle bağlantımız yoktur. Herhangi bir illegal örgütün savunuculuğunu yaptığımız iddiasını kabul etmiyorum. İddianamede açlık grevi diye bahsedilen oruçtur. Türkiye'de süren çatışma ortamının son bulması için oruç tuttuk. Bunda bir suç unsuru yoktur. IŞİD terör örgütünün saldırdığı Müslüman Kürtler'e yönelik yaptığımız açıklamaların suç unsuru olarak gösterilmesi de kabul edilebilir değildir. 11 aydır zindandayım. Hiçbir zaman şiddeti teşvik etmedik. Aksine uyuşturucuya, hırsızlığa karşı mücadele ettik. Bunları yaptığımızdan dolayı şu an burada olmayı anlayamıyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ederim" dedi.
Mahkeme Başkanı, sanık Ekrem Baran'a telefonunda ele geçirilen "İBB Sultan" ile yazışmalarında bahsi geçen 272 kişilik listenin dosyaya gönderildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı, "Jandarmanın yaptığı araştırmaya göre bu liste içinde çok sayıda örgüt üyesi olduğu tespit edilmiş. Ne diyorsunuz?" diye sordu. Sanık Ekrem Baran ise "O isimlerin hiçbirini tanımıyorum. İhtiyaç sahibi insanların isimleri vardı. Hatta ben, 100 TL'lik yardım kartı gönderdikleri için 'İmamoğlu kendi propagandasını mı yapıyor, 1 kilo et bile gelmiyor bu kartla' diyerek serzenişte bulunmuştum. Bizim lehimize olan bu konuşmalara hiç yer verilmemiş" dedi. Ekrem Baran'ın avukatı Fırat Epözdemir ise "İBB Sultan isimli kişinin ses kaydı dökümlerinin tamamının dosyaya getirilmesini talep ediyoruz. Bu 272 kişilik listeden 7'si hakkında soruşturma veya davalar bulunmaktadır. 19 kişinin ise yakınları hakkında soruşturma veya dava açılmış. Bu da gösteriyor ki iddialar çökmüştür" dedi.
SUÇLAMALARI REDDETTİLER
Daha sonra söz verilen sanık Rıza Oğur ise suçlamaların mesnetsiz olduğunu belirterek "Suç oluşturacak bir eylemde bulunmadım. Derneğimiz hiçbir zaman İBB'den yardım almadı. Derneğimiz yardıma muhtaçlar için zaman zaman kurumlarla irtibat sağladı, bunlardan biri de İBB'dir. Derneğimiz burada yardım için aracı durumdadır" dedi. Mahkeme Başkanının "Derneğin saymanı mısınız?" sorusuna Oğur, üç senedir saymanlık yapmadığını, derneğe belli başı bir para gelmediğini belirterek "Kişi başı 10 TL veriyorduk, bizim gelirimiz ne olurdu ki" dedi. Tutuklu sanık Mehmet Emin Aslan ise savunmasında "Ben gerçekten yardıma muhtaçken başkasına yardım etmem olanaksızdır ve söz konusu değildir. Benim adıma açılmış 10'dan fazla icra davası varken ve borçlu bir durumdayken yardım etmem mümkün değil. Mahkemeden adli kontrol şartıyla serbest bırakılmamı talep ediyorum" diye konuştu.