En güzel Oğuz Atay sözleri! Oğuz Atay kimdir, nereli, kitapları nelerdir?

Oğuz Atay kimdir, nereli, kitapları nelerdir? Oğuz Atay sözleri nelerdir? Google hazırladığı Doodle sayfalarıyla topluma damga vurmuş isimleri tekrar hatırlatıyor. Ünlü yazar Oğuz Atay da 86. yaş günü nedeniyle Doodle oldu. Ünlü yazarın sözleri arama motorlarında sorgulanıyor ve sosyal medyada paylaşılıyor. İşte en güzel Oğuz Atay sözleri ve Oğuz Atay kimdir sorusunun yanıtı!

Giriş Tarihi 12 Ekim 2020, 08:41 Güncelleme 12 Ekim 2020, 08:41
En güzel Oğuz Atay sözleri! Oğuz Atay kimdir, nereli, kitapları nelerdir?

İÇİNDEKİLER

Oğuz Atay sözleri nelerdir? Oğuz Atay kimdir, kaç yaşındaydı, nereli? Google tarafından ünlü isimler Doodle yapılıyor. Bu isimlerden birisi de Oğuz Atay oldu. Türk edebiyatına damga vurmuş isimlerden birisi olan Oğuz Atay sözleri araştırılıyor. Atay'ın Tutunamayanlar isimli eseri günümüzde de hala popülerliğini korumaktadır.

OĞUZ ATAY KİMDİR?

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.

Atay'ın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar'ı 1973'te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanı'nı 1975 yılında yayımlamıştır.

1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi "Türkiye'nin Ruhu"nu yazamadan 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi.

Oğuz Atay, hiçbir zaman profesyonel bir kurgu yazarı gibi yaşamadı. Özel hayatında romanlar ve hikâyeler yazan bir mühendislik profesörüydü. Kitaplarından herhangi birinin ikinci bir baskısını hiç görmedi. Ve kitaplarından bazıları ancak ölümünden sonra basılabildi. Bu kadroya bağlı olarak bazı kişiler Oğuz Atay'a 'Türk Kafkası' adını verdi.

Oğuz Atay, okumayı sevdiği yazarlar listesinde Kafka'dan bahsetmektedir. Yine de Dostoyevski bu listede daha önemlidir. Melville ve Nabokov da aynı listenin sürprizleri. Atay gerçek seleflerinden hiçbirine Türk isimlerinden bahsetmiyor. Başka bir notunda Ahmet Hamdi Tanpınar'ı okuduğunu yalanladı. Kemal Tahir'in düşüncesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu kabul etti.

Oğuz Atay 'Tutunamayanlar'da anlatıcı değildir. Romanda 'yazar' dışında çeşitli anlatıcılar var. Bunun nedeni, kurgunun basit olay örgüsü anlatımı dışında çeşitli metin türlerinin olmasıdır.

Karakterleri tamamen tek bir temelde inceleyebileceğimiz hiçbir olay dizisi yoktur. Ve sırayla, karakterler tam değil ve birbirinden ayrı. Selim Işık bir karakter mi yoksa bir alegori mi? İkincisi bana daha makul görünüyor.

Atay, yirmili yaşlarında hiçbir şey yayınlamadığı için Türk edebiyat sahnesine geç kalmıştı. Adı ilk romanı 'Tutunamayanlar' ile 1970 yılında duyuldu. Yine de romanlarını ardı ardına hızla yayımladı. 'Tutunamayanlar' 1972'de yayımlandıktan sonra ikinci romanını yayımladı.

OĞUZ ATAY SÖZLERİ

"Seni görmek istiyordum kısacası. İnsan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmağa devam edebilir. Sen anlamazsın tabii. Anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı."

"Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana."

"Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı.

"Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok."

"İlk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan."

"Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum."

"Herkesin istediği gibi yaşadığı uzak bir ülkenin özlemini duyuyorum."

"Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. "

"Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi?
Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer.
Ama mutlaka geçer."

"Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım."

"Çünkü sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek kadar kolay bir iş değildi."

"Oysa bizim bütün güzeIIiğimiz, yaşadıkIarımızIa düşündükIerimiz arasındaki acıkIı çeIişkinin yansımaIarından ibaretti."

"Hayatı daha ne kadar ıskalayacağız Olric? Oklarımız bitene kadar efendim."