12 yaşındaki çocuğu taciz eden sapık sahte şeyh Fatih Nurullah hakkında yeni detaylar ortaya çıktı

12 yaşındaki çocuğu taciz ettiği için tutuklanan ‘Fatih Nurullah’ takma adlı ‘sahte şeyh’ Eyüp Fatih Şağban, 30 yıldır entrikalar çeviriyor. Uşşaki tarikatına giren Şağban, kısa süre sonra kendine ait dergah kurmak istedi. Kovulunca Uşşakilerin İnegöl koluna gitti. Ancak kapıdan çevrildi. Şağban son gittiği Çorum’da da gruplaşma çabasına girdi. Onu tanıyanlar, Şağban’ın etrafındakileri kandırmak için sahte icazet belgesi gösterdiğini Ankara, İstanbul, Çorum ve Sakarya’da milyonlarca liralık arazi ve binalara sahip olduğunu anlatıyor.

Giriş Tarihi 07 Eylül 2020, 07:14 Güncelleme 07 Eylül 2020, 07:14
12 yaşındaki çocuğu taciz eden sapık sahte şeyh Fatih Nurullah hakkında yeni detaylar ortaya çıktı

İÇİNDEKİLER

12 yaşındaki kız çocuğuna taciz ettiği ortaya çıkan "Fatih Nurullah" takma adlı sahte şeyh Eyüp Fatih Şağban'ın karanlık yüzü ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor. Sahte Şeyh Sağban'ın en az 30 yıllık tarikat serüvenini bilen isimler Yeni Şafak'a konuştu. Tanıkların iddiasına göre, girdiği ilk tarikattan kovulduktan sonra Uşşaki Tarikatı'na intisab eden Şağban, daha yola ilk girdiği günlerde şeyhliği gözüne kestirdi.


İCAZET ALMADAN DERGAH KURDU
Tarikatın şeyhi Sıddık Naci Eren Hocaefendi'nin yakınlarında bulunarak kendini göstermeye çalıştı. Tarikat içerisinde kendine yakın bir grup kurmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Tarikat adabına uygun olmayan davranışlar sergilediği için zaman zaman uyarılar aldı. Şeyh olmayı kafaya koyan Şağban, ilk dergahını Uşşaki Tarikatı içerisindeyken kurdu. İcazet alma gereği duymadan dergah kurup Eren Hocaefendi'nin karşısına çıkan Şağban 'hilafet' istedi.

BİR TEK ŞAHİDİ YOK
Eren Hoca ise Şağban'ı "Evladım biz her yer açana hilafet vermiyoruz. Bakarız kısmetinde varsa olur. Yoksa kimin kısmetinde varsa o posta oturur" diyerek reddetti. Burada aradığını bulamayan Şağban, edep dışı davranışlarda bulununca uzaklaştırıldı. Şağban'ın sonraki rotası Uşşakilerin İnegöl Kolu oldu. Ancak burada da Mezarcı Mehmet Hocaefendi tarafından "Kardeşimizin kovduğu adama bizde yer yok" denilerek kapıdan çevrildi.

SAHTE İMZALI İCAZET BELGESİ

Şağban'ın son durağı Çorum oldu. Entrikalarına devam eden Sağban, buradaki Uşşaki Şeyhi İbrahim İpek Hoca hayatta iken cemaat içinde gruplaşma çabalarına girmiş. Hocanın vefatının ardından da "İcazet aldım" diyerek şeyhliğini ilan etmiş. İbrahim İpek'in Şağban'a icazet verdiğine, işaret ettiğine şahit olan kimse yok. Cemaati inandırmak için sahte imzalı icazet belgesi hazırladığını öne sürenler bile var.


HOCANIN AİLESİNE TECRİT
Çakma şeyhin bir diğer hamlesi de makamını sağlamlaştırmak oldu. Yerini sağlamlaştırmak için 'icazetin yok' diyen herkesi tarikattan uzaklaştırdı. İslam dışı davranışları nedeniyle kendisine karşı çıkan İpek Hoca'nın ailesi, taciz ve tecride maruz bırakıldı. İddialara göre 2015 ve 2018 yılında açıklamalar yayınlayarak Fatih Nurullah takma adlı Şağban'a karşı çıktıkları için İpek'in ailesine selam vermek bile neredeyse yasaklandı.

DERGAH DEĞİL MESCİD-İ DIRAR
Çakma şeyhe karşı büyük mücadele veren Uşşaki Tarikatı'nın 2018'in mart ayında hazırladığı ve tarikatın tüm kolları tarafından imzalanan açıklamaya Yeni Şafak ulaştı. Eyüp Fatih Şağban'ın kurduğu dergah, Peygamber Efendimiz döneminde Müslümanlar arasına nifak sokmak için kurulan ve bizzat Efendimiz tarafından yıkılan Mescid-i Dırar'a benzetildi.

SÖZ VE EHLİYETİ YOK
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Son günlerde bâzı şahıslar, Uşşâkileri ve Uşşâkiliği temsil ediyormuş gibi Şeriata ve tarikat âdâbına uymayan birtakım konuşmalarla gündeme gelmiştir. İşgal etmeye çalıştığı makamın ehli-yetkilisi olmayan, "Elimi öpen cennete gider" vs. gibi Şeriat'a ve tarikata aykırı saçma sapan beyanlarda bulunan bir şahıs, hiçbir şekilde Uşşâkileri temsil etmediği gibi Uşşâkîlik'te söz sâhibi de değildir. (..) Beyanları Ehli Sünnet itikâdına aykırıdır. (..) medyatiklik ve şöhret uğruna yapılan bu saçmalıklar zâten kişinin Uşşâkîlik'le uzak yakın bir ilgisinin olmadığını göstermektedir. Uşşâkî geleneği, silsilesi içinde yer almayan tutum ve davranışlar, Uşşâkîlik ve Uşşâkilerle uzak yakın bir bağlantısı bulunmamaktadır. (..) Kasımpaşa Uşşâkî Âsitânesi karşısında yer açarak ve "Biz Kasımpaşa'daki Uşşâkîleriz" söylemi ile kendisini başkalarının (500 yıllık Uşşâkî Âsitânesi'ni yönetenlerin) makamında göstermeye çalışan zavallılar, güneşi balçıkla sıvayacaklarını sanmaktadırlar. Nitekim bu davranış, Asr-ı Saadet'te de benzer olaylarla yaşanmış olan, Mescid-i Dırar hâdisesi ile aynı olup, aynı amaçlara hizmet etmektedir. Bizler bu şahsın Uşşâkîlik ve Uşşâkîlerle bir ilgisi olmadığını sayın kamuoyuna arz ederiz.