Suudi infaz ekibinin X-Ray cihazından geçirdiği cihaz ve aletler şunlar: Bire bir konuşmalarda kullanılan 10 ayrı telefon, beş telsiz ve o telsizlere uygun kablosuz intercom (kulaklık), ilaç zerk etmek üzere kullanılan iki ayrı şırınga, iki şok cihazı, teknik takip önlemesi için jammer cihazı, üç tane zımba makinesi ve bisturiye benzer bir kesici/ delici alet. Telefon ve telsizlerin takip ve tarassut maksatlı, şok cihazı ve şırıngaların ise maktulün bayıltılmasında ve öldürülmesinde kullanılmış olabileceği değerlendirmesi yapılıyor. Üç büyük zımba makinesi ise cesedin infaz timince kesilip parçalanmasının ardından poşetlerden sızıntı olmasını engellemek amacıyla getirilmiş olabilir. İstihbarat ve güvenlik birimlerinin analiz raporunda da cihaz ve aletlerin yurtdışı istihbarat operasyonlarında kullanılan türden olduğu değerlendirmesi yer aldı. Atatürk Havalimanı'ndaki X-Ray kayıtlarının geriye doğru sarılarak kontrol edilmesi sırasında Kaşıkçı'nın ceset parçalarıyla ilgili herhangi bir ize rastlanmadı. Kaşıkçı'nın kaybolduğu ortaya çıktıktan sonra 22.46'da kalkan ikinci uçak zaten MİT görevlileri ile Emniyet tarafından aranmıştı. Ancak görevliler, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolduğunun polise bildirildiği saat olan 17.50 ile ilk uçağın kalktığı 18.20 arasında yalnızca yarım saat olduğu için ilk uçağı arayamamıştı.
KANADA VE ALMANYA'DAN SES KAYDI AÇIKLAMASI
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ülkesinin istihbarat birimlerinin Türkiye'nin elindeki ses kayıtlarını dinlediğini, kendisinin ise dinlemediğini söyledi. Trudeau, "Erdoğan'a Paris'te Kaşıkçı olayına yaklaşımında gösterdiği güçten dolayı teşekkür ettim" dedi. Öte yandan Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert bir gazetecinin "Türk tarafının Kaşıkçı cinayetinin ayrıntılarıyla ilgili Almanya'yı bilgilendirdiği doğru mu" sorusuna 'Evet bu doğru" dedi.