Aslında dünya ekonomik krizlere yabancı değil. Özellikle kapitalist sistemin küreselleşmesi ile dünyanın her noktasında krizler eksik olmuyor.
Gelişmiş ülkeler ve krizin çıkmasına kaynaklık eden ülkeler... Başta ABD olmak üzere bu krizin bedelini de daha başka ülkelere, daha dezavantajlı ülkelere ödetmeye çalıştılar. II. Dünya Savaşı'nın galip devletleri ve ABD, dolar gerçeği ile dünya ekonomisinin dolarizasyonunu ekonominin referans parası olan doları kullanarak hakimiyetini sürdürüyor.
Ortadoğu'daki tüm gelişmeler dolar yüzünden çıktı. Ülkelerde rezerv edilen paranın dolar olmaktan çıkması ABD için tehdit olur. Dolayısı ile ABD hem alırken, hem de satarken kazançlı çıkıyor. Bu arada dünyanın da en fazla borçlu ülkesi. Bir taraftan da herkes borç vermek için de yarışıyor.
ABD'nin rol oynadığı dünya krizlerinde insanlar sanki krizin nedeni ABD değilmiş gibi gidip Amerikan kağıtlarını güvenilir liman olarak görür.
Örneğin petrolün dolardan farklı bir para birimi ile fiyatlandırılması bazen gündeme gelir. Böyle girişimlerin Amerika derhal karşısına çıkar.
Petrolün dolara çıpalanması Amerika için hayati önem taşıyor. Buna Saddam mı karşı çıkıyor, Saddam ortadan kaldırılıyor. Rusya, euro temelinde petrol ve doğalgaz fiyatlandırmasının alt temellerini mi hazırlıyor, hemen petrol fiyatlarının düşürülmesi ile cezalandırılıyor.
Küreselleşme karşıtı rüzgarların karşısına Çin çıkıyor. Küreselleşme karşıtılığını da Amerika yapmaya başladı. Bu anlamda yer değiştiriyorlar.
Çinlilerin ilginç sözü var. "İlginç zamanlarda yaşayasınız..." Bugün dünya ilginç zamanlarda yaşıyor. Geçtiğimiz hafta Bir Kuşak Bir Yol Projesi ile ilgili toplantı yapıldı. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın ustalıklı hareketini görmemiz gerekiyor. Bu proje, Türkiye'yi kilit taşı yapmaktadır.
Oradaki 39 ülke arasında Çin, Rusya ve Türkiye bir araya geldi.
İpek Yolu, 900 projeden oluşuyor. Çin Kalkınma Bakanlığı'nın çok büyük katkısı var. Çin'in orta bölgesinden kalkıyor, Moskova, Rotterdam, Venedik'e kadar her yeri kapsıyor.
Dünya nüfusunun yüzde 60'ını kapsıyor.
Haritayı önünüze koyun. Sağa çevirin, sola çevirin yukardan bakın bu projenin kilit taşı Türkiye'dir. Bunun böyle olduğu önümüzdeki 10-20 yıla damga vuracak projelerde çok net gözükmektedir. Fikir ve ideolojik olarak Türkiye'nin Afro-Avrasya coğrafyasının gerçek hakimi olması gerektiğini analizlerle ortaya koyabiliriz.
Türkiye ABD'ye "Senin müttefikin ve stratejik ortağınız ama yeni bir dünya kuruldu ve biz yerimizi aldık. Biz sana mahkum değiliz. Biz NATO ile bağlanmış değiliz" mesajını verdi. Çin'deki zirvenin arkasında bu unsurlar var.
İngiltere, emperyal gelenekten geliyor. Menfaatleri söz konusu olduğunda kuzenlerini ikinci plana atacak kadar derinlikli ve uzun soluklu politikaya sahip. İngiltere-ABD ilişkilerine eskiden beri rezerv koyan bir ülkeden bahsediyoruz.
İngiltere, Londra'nın sahip olduğu sigorta ve finans önderliğini ne Frankfurt'a ne de New York'a bırakmak istiyor. Tarihsel boyutlarda bunu çok iyi ayarladığı için Amerika'yı da aşabilecek derecede bir birikime sahip. ABD ile İngilizler ortaktır, ama nasıl kuzenler arasında rekabet olursa bu iki ülke arasında da rekabet vardır.
İngilizler coğrafya ve siyasi konjektürü en iyi okuyan ülkelerden biri. İngiltere de siyasi analizler çok önemlidir. İngiltere, şunu gördü ki, yeni kurulacak küresel sistemde Türkiye çok önemli bir konumda. Kilit ülkelerden bir tanesi ve belki de başta geleni. Türkiye'ye rağmen bir şeyin elde edilemeyeceğini İngilizler gördü.
İngilizler tam anlamıyla müttefik olmazlar. Unutmayalım Türkiye'nin bağımsızlık sürecinde önce işgalci oldular, sonra politikalarını değiştirdiler.
Mümkün olduğunca da Türkiye'ye yakın durmaya çalıştılar ve II. Dünya Savaşı'nda Almanya ile birlikte hareket etmelerini engellemişlerdir.
Suriye konusunda Türkiye'ye ve Türk istihbaratına rağmen orada varlık gösteremeyeceklerinin farkındalar.
Türkiye'ye "Hasım değiliz" mesajı vermeye çalışıyorlar.
Ortadoğu'da öyle bölgeler vardır ki, hiç kimsenin oraya ayak basmasına izin vermezler, sadece Türk askerinin girmesine izin verirler. Batı bunu çok iyi bilir. Bu yüzden önümüzü kesmek için koridor oluşturuyorlar. Ortadoğu'da Türk bayrağını gören altında toplanır.
Bunu istemiyorlar. Afro- Avrasya camiasının naturel lideri Türkiye'dir.
Ayak oyumları, setlerle koridorlarla bunu engellemeye çalışıyorlar.
Buna politik romantizm denir. Zamanında Ermeniler'e yapılanlar bugün Kürt'lere yapılıyor. Vaadler veriliyor ama bir anda yalnız bırakılıyor. Batı'nın bir taşla birden fazla kuş vurma düşüncesi vardır. Bu planın İsrail ile ilişkisi olmaması imkansız.
'SULTANBEYLİ'DE NE DEDİYSE ABD'DE DE ONU SÖYLEDİ
Sayın Cumhurbaşkanımız Sultanbeyli'de, Ankara Beypazarı'nda ne söylüyorsa aynısını Beyaz Saray'da söyledi. "Türkiye ile ilişkileri hiç kimse yenemeyecektir" dendi. Trump dağınık bir unsur devraldı. Mevcut plan H. Clinton zamanında hazırlandı ve Pentagon "Biz bununla yürüyeceğiz" dedi. Trump'ın bu model konusunda tereddütleri olduğuna inanıyorum. Bu Türkiye için çok önemli bir unsur.
Prof. Dr. Murat Ferman, gündemi TAKVİM'e değerlendirdi.
ABD AVARA KASNAK GİBİ
ABD, son büyük savaşın galibi ülke. Soğuk Savaş ve sonrasındaki dönemde üstünlüğünü sürdürüyor. ABD artık gençlik dönemini geride bıraktı.
Yeniliğin, demokratik fikirlerin neşet ettiği yer olmaktan çıkmaya başladı.
Kurulu nizamın bir muhafızı haline geldi. Siyasi-ekonomik bir kabızlıkla karşı karşıya kalmış durumda.
Anadoluda bir söz vardır: "Avara kasnak" ABD, avara kasnak gibi dönmeye başladı.
Trump gibi kişiler hakim sınıfın düşüncesinde. Mevcut sistemin eksiklerini dile getirerek iktidara geliyorlar.
Kitleler mutsuz. Wall Street kendi sorunlarını başkalarına devrediyor.
Dolar spekülasyonları ile bizim gibi gelişmekte olan ülkelere bedelini ödetiyorlar. Bu faturanın bir kısmı Rusya başta olmak üzere enerji temelli ekonomilere ödettiler zaten. Petrol fiyatlarını düşürerek Rusya'nın burnunu sürttüler.
Bir ABD Başkanı göreve gelince 4 bin 500 kritik atama yapar. Trump, bunların henüz 500 tanesini yapabildi. Özellikle askeri alanda istediklerini de seçemedi. Bakanların atanmasında da gördük. Müesses nizamın karşı kampında yer alan diğer kişilerin iktidara taşınması söz konusu. Trump ile diğer grup şu an pazarlık yapıyorlar.
Ortaya çıkan siber saldırılar, Başkan'ın görevden alınması karşılıklı bir güç gösterisidir. Şu an karşılıklı kılıçlar gösteriliyor. Trump ne vergi paketini açıklayabildi, nede 1 trilyon dolarlık altyapı yatırımını yapabildi. Meksika duvarından bahsedilmiyor bile. Ama bütün bunlara rağmen güç başkandadır.
Trump bunu atlatabileceğini zannediyorum. Clinton da Monica Levinsky skandalı ile bertaraf etmeye çalıştılar ama başaramadılar.
RÖPORTAJ: Ali DEĞERMENCİ