2 AY SONRA CEZAEVİNE GİRDİ
Aslan dava dilekçesinde, müvekkilinin 1993'te ateşli silah yaralanması sonucu yüzünün büyük bir kısmını kaybettiğini belirtti. Eski haline kavuşmak için o tarihten 2012'ye kadar Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde, yaklaşık 1 milyon lira harcayıp 25'e yakın ameliyat geçirdiğini ekledi. Bu ameliyatlarda, vücudunun farklı yerlerinden dokular alınarak yüzüne yama yapıldığını, eski görüntüsüne kavuştuğunu anlattı. Tedavisi bittikten 2 ay sonra 7 yıl 6 aylık hapis cezasını çekmek için cezaevine girdi. Ancak, 1.5 ay sonra mavcut koşullar nedeniyle yüzü enfeksiyon kaptı. Yama yapılan dokular döküldü. Ameliyat yerlerinde yaralar oluştu. Önce Bursa Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Burada mahkum koğuşu olmadığından, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne ve Ankara Numune Hastanesi'ne gönderildi.
CEZANIN ERTELENMESİ İSTENDİ
Burada da mahkum koğuşu olmadığından, cezaevine geri girdi. En son 2 Eylül 2013'te, tekrar Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde tedavisine başlandı. İki doktor, yatarak tedavi görmesini belirten rapor düzenledi. Ancak, cezaevi yönetiminin gerekli adımları atımadığını belirten avukat Aslan, "Bir başka hastane de cezasını, tedavisi tamamlandıktan sonra çekmesi için, infazının durdurulması yönünde rapor verdi. Ancak, uygun ortam sağlanmadı" şeklinde konuştu. Avukat, hizmet kusurunun olduğunu söyleyip Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün, müvekkiline 200 bin lira manevi tazminat ödenmesini talep etti.