Banker Mustafa

TAKVİM, Bank Asya'yı 122 hayalet patron adına yöneten Mustafa Özcan'ın bağlantılarına ulaştı. TAKVİM'in ulaştığı bilgilere göre Özcan'ın adı ilk kez 2001'de ön plana çıktı. 2001'deki krizde Gülen örgütü de sarsıldı. Şirketler, iflas noktasına yaklaştı. O dönemde cemaate ait Sema Hastanesi'nin başında olan ve örgüt içinde çok aktif görevleri bulunmayan Mustafa Özcan o dönemde merkezi Londra'da bulunan bir finans devinden 3 milyar dolarlık fon transferi sağladı. Bu kritik işlem ona cemaatin en büyük kuruluşlarından Kaynak Holding'in kapılarını açtı. Yıllar sonra 'demir yumruk' lakabını kazanacak olan Özcan ilk yumruğu ise Fethullah Gülen'in kardeşi Mesih Gülen'e indirdi. Mesih Gülen'i, Cağlayan A.Ş'den uzaklaştırdı. Aynı taktikle cemaatin neredeyse bütün şirketlerini ele geçirdi. Ama Özcan'ın tek operasyonu bu olmadı. Önemli rakiplerini alt eden Özcan "Cemaati batmaktan ben kurtardım" diye güç topladı ve sadece şirketler değil diğer birimleri de kendisine bağladı. Ardından da İngilizler'den getirdiği paranın diyetini ödemeye başladı. Bank Asya, '7 kız kardeş' diye bilinen petrol devlerinin vazgeçilmezi oldu. O dakikadan sonra bankanın yönetim şemasını da karmaşıklaştıran Özcan bu sayede isimlerini sadece kendisinin bildiği 'hayalet yönetim kurulu'nu kurdu. Gerektiğinde cemaat şirketlerden para transferi yapıldı gerektiğinde ise banka üzerinden cemaat şirketlerine sonradan batık kredi olarak anılacak paralar gönderildi.

İKİ KOZMİK ODASI VAR
Özcan tüm bu kirli işlerin yedekleme merkezini ise bankanın Bursa'daki Yıldırım Şubesi'ne aldı. İkinci kozmik odayı ise evinin yanı başında bulunan Çamlıca'daki Akademik Araştırmalar İnternet Vakfı'na taşıdı. Bankanın günlük transfere dahi el attı. Böylece Emniyet'ten yargıya, tüm paralel yapı kadroları ve cemaat şirketlerini kendine bağladı.

ÖRGÜTÜN BAŞINDA O VARDI
Cemaatin önde gelen Abi'lerinden biri, adını TAKVİM'e şu açıklamalarda bulundu: "Mustafa Özcan 2001'de bizim için hayati önem taşıyan para transferi gerçekleştikten sonra Gülen'in güvenini kazandı. Bunu gören Özcan yavaş yavaş ipleri eline geçirmeye başladı. Kaynak Holding'e CEO oldu. Bu da yetmedi, fiilen Bank Asya'yı yönetmeye başladı. Cemaatle ilişkili ne kadar kurum, sivil toplum örgütü ve bürokrat varsa onun denetimine girdi. Türkiye'de fiilen tüm ekibin başına o geçti diyebiliriz. Çünkü Pensilvanya ile direkt kendisi muhatap olurdu. Gülen'in tavsiye ve dileklerini bize o aktarırdı. Bu konuda başka kimse araya giremezdi. ABD'ye gideceklere bile o karar verirdi. Çünkü paranın başına geçtiği için yaptırım gücü vardı. Sadece şirketleri değil, Emniyet, askeriye ve adliyedeki kadroları bile o denetlemeye başlamıştı."



KAYITLAR DOĞRULUYOR
Bank Asya ile ilgili en yetkili kişinin Mustafa Özcan olduğu daha önce ortaya çıkan tapelerde de belirtiliyordu. Özcan bir kayıtta Gülen'e iş adamlarından mevduat toplanması için "Arkadaşlar bu yakın çevrelerin yani şeylerini oraya 2001'de olduğu gibi yatıracaklar. Daha önceden yapmıştık zatıalinizin tensibiyle 2001'de" dedikten sonra Gülen ise "Yapın. Hiç ahesteler hissetmeden çarçabuk hemen yapın. Çarçabuk" yanıtını veriyordu.

YILDIRIM BASKIN!
Bank Asya'ya ilk baskın 5 Ocak'ta Bursa'nın Yıldırım'daki şubesine düzenlenmişti. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan operasyon kapsamında Paralel Yapı'ya yakın holdinglerin hesaplarının bulunduğu şubedeki dosya ve klasörler toplanmış, bilgisayar hard disklerini incelenmişti. Mali polisin uzun süredir takip ettiği şubenin usulsüz işlem yaptığı belirtilmişti. TMSF tarafından Bank Asya'ya el konulması ile Bursa Yıldırım Şubesi'ne yapılan baskında bankaya ait yedeklenmiş kozmik bilgilerin ele geçirildiği ve bu bilgiler ışığında operasyonun gerçekleştirildiği iddia edildi. Yıldırım şubesi, Bank Asya'nın kozmik odası olarak biliniyor.

PARA HEP İÇERİDE
TAKVİM, Mustafa Özcan'ın Bank Asya'yı yönetirken paralel şirketler üzerinden yaptığı para trafiğinin de detaylarına ulaştı. Buna göre paraya ihtiyacı olan bir cemaat şirketi (A Şirketi) Bank Asya'dan kredi çektikten sonra, ödeme zamanı geldiğinde yine nakit sıkıntısı çekiyorsa, bir başka paralel şirket de (B Şirketi) kredi çekiyordu. B Şirketi çektiği parayı, alışveriş kılıfında A Şirketi'ne gönderiyor, A Şirketi de çektiği krediyi bankaya ödüyordu. Gerektiğinden bu halka bir C Şirketi de ekleniyor ve para hep içeride tutuluyordu. Para sıkıntısı nedeniyle döngünün bozulduğu durumlarda ise 'batık krediler' oluşuyordu.

BATIK KREDİ KORKUSU
AK Parti MKYK Üyesi Bülent Gedikli, Bank Asya yönetimine TMSF tarafından el konulmasının ardından paralel yapı tarafından koparılan yaygaranın 'batık kredilerin' ortaya çıkacağı endişesinden çıktığını söyledi. Gedikli, "Bank Asya'da 'ortaklık' bilgilerinin verilmemesinin altından 'usulsüz para trafiğini gizleme amacı var. Ayrıca 2.1 milyar liralık batık kredilerin nerelere, kimlere verildiği gibi sonuçlar çıkmaya başladı. O yüzden korkuyorlar" dedi.

MEVLÜT YÜKSEL