ABD Başkanı Donald Trump'ın terör örgütü DEAŞ elebaşı Ebubekir el-Bağdadi'nin öldürülmesinden hemen sonra Suriye'nin kuzeydoğusundaki petrol kuyularının geleceğiyle ilgili yaptığı açıklama, bir kez daha uluslararası kamuoyunun dikkatini bölgeye ve enerji kaynaklarının paylaşımına çekti.
Trump, geçen haftalarda ABD'nin Suriye petrolünden pay almasının zorunlu olduğunu belirterek, sondaj çalışmaları için ABD şirketlerini bölgeye gönderme önerisinde bulundu.
ABD yönetimi, Suriye'deki siyasi çözüm sürecinde Washington'un taleplerini, Esed rejimi ve destekçisi Rusya'ya kabul ettirmek için petrol kaynaklarını takas unsuru olarak kontrolü altında tutmaya çalışıyor.
Ancak kuzeydeki bazı petrol bölgelerinde, Türkiye ile koordinasyon halinde askeri devriye gezen Rusya da Suriye'deki pastadan pay alma konusunda çok istekli.
Washington, Moskova ve Beşşar Esed rejimi, Suriye'de söz sahibi olmak için petrol, doğal gaz ve su kaynaklarının bulunduğu bölgeleri kontrol altında tutmak istiyor.
Suriye'nin Akdeniz sahilindeki Banyas Rafinerisi'nin günlük 125 bin varil, Humus Rafinerisi'nin ise 107 bin varil petrol üretim kapasitesi bulunuyor.
Suriye'nin Hama ve Humus ilinin orta bölgesi ve ülkenin doğusundaki kırsal kesimde doğal gaz sahaları bulunuyor ve bu bölgelerin tamamı Esed rejiminin kontrolünde. Buna karşılık ülkedeki petrol sahalarının tamamı, Esed rejiminin kontrolü dışında yer alıyor.
SURİYE'NİN PETROL ÜRETİMİ
Suriye'de, baba Hafız ve oğul Beşşar Esed rejiminin devrim öncesinde birçok petrol kuyusunun ismini gizlemesi nedeniyle Suriye'nin sahip olduğu enerji kaynaklarının miktarıyla ilgili bağımsız net bir araştırma bulunmuyor.
Suriye halkı, Esed rejiminin gizli tuttuğu petrol kuyularının varlığını, terör örgütü DEAŞ'ın kontrolüne geçtikten sonra öğrendi.