Dolar neden yükseliyor? Ekonomide ıskalanan gerçek 2018'de gizli

Dünya genelinde yaşanan krizden Türk ekonomisi de etkilenirken dövizde yaşanan dalgalanmalara rağmen atılan adımlarla büyüme ve ihracat rakamlarında yukarı yönlü bir hareket izlendi. Büyük kuruluşların revize üstüne revize yaptığı büyüme rakamlarını muhalefet ise görmezden geldi. Meselenin ekonomik olmadığı gerçeği büyüme ve ihracat rakamlarına yansırken siyasi baskı ve operasyonlarla doların tırmandığı gerçeği hep görmezden gelindi. 2018 yılı ise kur saldırılarıyla çok net ve doğrudan Türkiye'nin hedef alındığı bir dönem olarak gözler önüne serilmişti. 2 Ocak 2018'de 3,77 TL olan kur Temmuz ayına gelindiğinde mahkemenin 'Rahip Brunson' kararı ile kur 4,79 TL'ye çıktı. Brunson krizinin tırmandığı dönemde ise dolar 7,20'lere kadar çıkarak meselenin siyasi olduğunu net olarak ortaya koydu. İşte meselede gözden kaçan o gerçek...

Giriş Tarihi 23 Kasım 2021, 01:38 Güncelleme 23 Kasım 2021, 02:28
Dolar neden yükseliyor? Ekonomide ıskalanan gerçek 2018’de gizli

İÇİNDEKİLER

Koronavirüs salgını 100 yılı aşkın süredir görülen en kötü sağlık krizine yol açtı ve dünya genelinde ekonominin temellerini benzeri görülmemiş şekilde sarstı.

Dünya genelinde yaşanan krizden Türk ekonomisi de etkilenirken dövizde yaşanan dalgalanmalara rağmen atılan adımlarla büyüme ve ihracat rakamlarında yukarı yönlü bir hareket izlendi.

MUHALEFETİN ISKALADIĞI YA DA GÖRMEZDEN GELDİĞİ GERÇEK
CHP'nin başını çektiği İYİ Parti, HDP, Gelecek Partisi ve Deva Partisi'nin yer aldığı muhalefet ise küresel krizi görmezden gelerek her fırsatta Türk ekonomisine saldırdı. Meseleyi Merkez Bankası'nın faiz indirim kararlarına bağlayan muhalefetin ıskaladığı ya da bilerek görmezden geldiği ve algılara oynadığı gerçek ise 'siyasetin ekonomiye' etkisi oldu.

Türk ekonomisi büyüme ve ihracatta rekorlar kırarken dolar ve euro'daki dalgalanmanın sebebinin ise ekonomik olmadığı siyasi olduğu açık bir gerçek olarak ortaya çıktı.

"EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan son kabine toplantısı sonrası bu gerçeğe dikkat çekerek meseleyi 'Ekonomik Kurtuluş Savaşı' olarak niteledi. Konuya ilişkin uzun bir konuşma yapan Erdoğan, Amerika'dan Avrupa'ya Çin'e kadar örnekler vererek faiz baronlarının içerideki tetikçilerine de, "Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz." ifadeleriyle gereken mesajı verdi.

Erdoğan, Avrupa Birliği tarafında da parasal genişlemeye devam etme ve faiz artırımından uzak durma yaklaşımının hakim olduğunu belirtti.

"ÜLKEMİZİ, BU EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞINDAN DA ZAFERLE ÇIKARTACAĞIZ"
Çin'in de ciddi bir finansal genişleme politikasıyla parasının değerini düşük tutmayı sürdüreceğinin anlaşıldığını ifade eden Başkan Erdoğan, şunları söyledi:

"TÜRKİYE İLK DEFA BÖYLE BİR FISAT YAKALADI"
"Karşımızdaki bu tablo bizi bir tercihe zorlamıştır. Ya ülkemizde eskiden beri hakim olan anlayışı sürdürerek yatırımdan, üretimden, büyümeden, istihdamdan vazgeçecektik ya da kendi önceliklerimize göre yolumuza devam ederek tarihi bir mücadeleyi göze alacaktık. Her zamanki gibi biz mücadeleyi tercih ettik. Türkiye, belki de tarihinde ilk defa kendi ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izleme fırsatı elde etmiştir.

Geçmişten beri her alanda olduğu gibi finansal kriz yönetimlerinde de çok büyük birikim ve tecrübe sahibi bir ülke olarak dünyanın içinden geçtiği şu kritik dönemin önümüzü açtığı fırsatları değerlendirmekte kararlıyız. Ülkemizi, eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyor, kendi oyun planımızla devam etme irademizi ortaya koyuyoruz."

Aynı oyunu vesayetle mücadelede gördüklerini vurgulayan Erdoğan, "Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelemizde gördük, karşı atağımızı yaptık ve başardık. Biz aynı oyunu uluslararası nice hadisede, nice platformda gördük, güçlü bir duruş sergileyerek girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Ülkemizi bunca tuzaktan, bunca badireden nasıl çıkardıysak, Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE EKONOMİSİ BÜYÜME RAKAMLARIYLA DİKKAT ÇEKİYOR
Başkan Erdoğan'ın söylediklerinin ışığında Türk ekonomisinin büyüdüğü rakamlara da yansıdı.
Türk ekonomisi açıklanan ve beklenen makro ekonomik verileriyle salgın sürecinde büyük darboğazlar yaşayan birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinden pozitif ayrıştı. Ancak son dönemde Merkez Bankası'nın faiz kararı gerekçe gösterilerek piyasalarda yaşanan spekülatif ataklar ile 'Türkiye ekonomisinin kötüye gittiği' algısı yaratılmaya çalışıldı.

TÜRKİYE 2021 YILINA DA HIZLI GİRDİ: OECD'YE DAMGA VURDU
2020 yılını pozitif büyümeyle kapatan Türkiye 2021 yılına da hızlı girdi. 2021 yılının ilk çeyreğinde yakaladığı yüzde 7'lik büyüme oranıyla Türkiye ekonomisi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu.

YILIN 2. ÇEYREĞİNDE TÜRKİYE GAZA BASTI
Yılın ikinci çeyreğinde ise Türkiye ekonomisi gaza bastı. Bu kez yüzde 21,7 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, OECD ülkeleri arasında Birleşik Krallık'ın ardından ikinci sırada yer alarak göz kamaştırdı.

DEV KURULUŞLAR BİR BİR REVİZEYE GİTTİ
Türkiye'nin, aşılamadaki ilerlemenin yanı sıra ekonomisindeki hızlı toparlanma ve sanayi üretiminde güçlü bir seyir izlemesi büyümesini olumlu etkilerken, uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahminlerinde yukarı yönlü revizyonları beraberinde getirdi.

OECD, Eylül Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye'nin 2021 yılı büyüme beklentisini 2,7 puanlık artışla yüzde 8,4 seviyesine yükseltti.

Dünya Bankası da Türkiye'ye yönelik 2021 yılı büyüme tahminini revize etti. Banka, beklentisini 3,5 puanlık artışla yüzde 5'ten yüzde 8,5'e çıkardı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nun eylül sayısında, Türkiye için 2021 büyüme beklentisini yüzde 7,9'dan yüzde 9,2'ye çıkardı.

Standard & Poor's da (S&P) 28 Eylül'de yayımladığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi 2021 yılı 4. Çeyrek Raporu'nda, Türkiye'de ekonomik aktivite verilerinin daha önce tahmin edilenden güçlü olduğu belirtilerek, 2021 yılı için büyüme tahmininin yüzde 6,1'den yüzde 8,6'ya yükseltildiği bildirildi.

Moody's ise Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme tahminini yüzde 5'ten yüzde 6'ya yükseltti. Moody's, Türkiye ekonomisinin gelecek yıla ilişkin büyüme beklentisini de yüzde 3,5'ten yüzde 3,6'ya çıkardı.

Türkiye için 2021 yılı büyüme beklentisini yüzde 7,5'ten yüzde 9,7'ye çıkaran Unicredit, 2022 büyüme tahminini de yüzde 3,5'ten yüzde 5,5'e yükseltti.

JPMorgan, Türkiye için 2021 büyüme tahminini güçlü iç talep ve ihracattaki toparlanmayla yüzde 6,8'den yüzde 8,4'e revize ederken, 2022 büyüme tahminini yüzde 3,4 olarak korudu.

Goldman Sachs da Türkiye ekonomisi için bu yıla ilişkin büyüme beklentisini yüzde 7,5'ten yüzde 9,5'e çıkardı.

Uluslararası Para Fonu da (IMF) bugün yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun Ekim 2021 sayısında, Türkiye ekonomisinin 2021 büyüme tahminini yüzde 5,8'den yüzde 9'a yükseltti.

Türkiye ekonomisinde yakalanan bu ivmeden ve olumlu raporlardan rahatsız olan manipülatörler, faiz kararını ve çeşitli yalan haberlerle dolar üzerinden ekonominin kötüye gittiği algısı yaratmaya çalıştı.

MESELENİN SİYASİ OLDUĞU 2018'DE NET GÖRÜLDÜ
Rakamlarla görüldüğü gibi Türk ekonomisinin büyüme trendinde olduğu ve beklentileri bile tepe taklak ederek büyük kuruluşlara revize kararı aldırdığı ortadayken meselenin siyasi ve algılara dayalı olduğunu gösteren en belirgin gerçek ise 2018 yılında yaşadı.

TRUMP TÜRK EKONOMİSİNE OPERASYONU İTİRAF ETMİŞTİ
Türkiye'nin terör baronlarına ve maşalarına karşı 2019'da Fırat'ın doğusuna yapacağı Barış Pınarı operasyon öncesinde Trump 2018'de Türk ekonomisine yapılan siyasi operasyonu "Ekonominizi yok ederim, daha önce de yaptım" sözleriyle itiraf etmişti. ABD Başkanı Donald Trump, daha sonra düzenlediği basın toplantısında da, "Türkiye'ye dedim ki, eğer bizim insancıl olarak değerlendirdiğimiz herhangi bir şeyin dışına çıkarlarsa, Hong Kong için de kullandık bunu, aşırı zarar gören bir ekonominin şiddetine uğrarlar. Bunu daha önce de Rahip Brunson'la yapmıştım. Rahip Brunson'ı hatırlıyor musunuz? Rahip Brunson'ı geri vermiyorlardı, sonuç olarak hızlıca geri verdiler. Para birimleri rekor seviyede düştü ve başka şeyler oldu" demişti.

'BRUNSON OPERASYONU'NU RAKAMLARLA GÖRELİM
Meselenin ekonomik verilerden ziyade siyasi olduğunu Trump açıkça itiraf ederken 2018 yılında Rahip Brunson meselesi ile başlayan kur saldırısında 26 günde dolar yaklaşık 2,50 kuruş arttı.

Türkiye uzun yıllardır kur ataklarıyla ve kur saldırılarıyla karşı karşıya. Ancak 2016 yılından itibaren bu kur saldırılarının uluslararası bağlantılarıyla birlikte çok daha net bir şekilde yaşandığı günleri gördük. 2016'da kur 2,94 TL civarından başladı ve 15 Temmuz'a kadar dar bir bant aralığında (2,88 - 2,94 TL) dalgalandı. 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen sonrasında kurlarda yukarı yönlü bir hareket başladı. 31 Aralık 2016 tarihinde kur 3,52 seviyelerine geldi. 2018 yılı kur saldırılarıyla çok net ve doğrudan Türkiye'nin hedef alındığı bir dönem olarak gözler önüne serildi. 2 Ocak 2018'de 3,77 TL olan kur Temmuz ayına gelindiğinde mahkemenin 'Rahip Brunson' kararı ile kur 4,79 TL'ye çıktı. İlerleyen süreçte ABD'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ü hedef alan yaptırım kararı ile birlikte 1 Ağustos'ta kur 4,93 TL seviyelerini gördü. Bu gelişmenin hemen ardından takvimler 13 Ağustos'u gösterdiğinde dönemin ABD Başkanı Donald Trump, doğrudan Türkiye'yi ve Türk Lirasını hedef aldı. Bu açıklamanın ardından kurda hızlı bir yükseliş yaşandı ve 6.89 seviyelerine dayandı. Kur saldırısıyla 6.89 TL'yi bulan bir ABD doları, yaptırımların devreye girmesiyle 7,24 TL oldu. İlerleyen süreçte kur 5.29 TL'ye geriledi. Böylelikle 2018 yılı Türkiye'yi hedef alan bu saldırıların en net şekilde yaşandığı tarih olarak kayıtlara geçti.

İşte Brunson süreci ve rakamlara yansıyan o süreç:

DOLAR: 2 Ocak 2018: 3.7776

18 TEMMUZ 2018
İzmir'de, terör örgütleri FETÖ ile PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ABD'li din adamı tutuklu sanık Brunson'ın tahliye talebi reddedildi.

DOLAR- 18 Temmuz 2018: 4.7994

BAKANLARA YAPTIRIM KARARI
ABD Hazine Bakanlığı, papaz Andrew Brunson'ın tutukluğu gerekçesiyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya karşı yaptırım kararı aldığını açıkladı.

DOLAR: 1 Ağustos 2018: 4.9312

ABD'NİN VERGİ KARARI
ABD Başkanı Donald Trump imzasıyla Beyaz Saray tarafından yayımlanan bildiride, Türkiye'den satın alınan çelikte gümrük vergisi artışının 13 Ağustos Pazartesi günü yürürlüğe gireceği belirtildi.

DOLAR: 13 AĞUSTOS 2018: 6.8922

13 Ağustos'ta alınan karar, dolar kurunun tarihi zirvesi olan 7.24 TL'yi görmesine neden oldu.

Dolar 18 Temmuz 2018 ve 13 Ağustos 2018 arasındaki süreçte ABD'nin siyasi baskısı ve kur operasyonu ile yaklaşık 2,50 TL artarak o dönemin rekorunu kırmıştı.

Yıl sonunda ise 5,29 lira olarak dengelendi.

DOLAR: 31 Aralık 2018: 5.2905

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN EKONOMİYE ETKİSİ
DOLAR: 4 Ocak 2016: 2.9475

DOLAR: 15 Temmuz 2016: 2.8886

DOLAR: 30 Kasım 2016: 3.4236

DOLAR: 2 Aralık 2016: 3.5130

DOLAR: 5 Aralık 2016: 3.5408

DOLAR: 31 Aralık 2016: 3.5255