Johnson, bu etkinliklerde hiçbir şekilde Kovid-19 kısıtlamalarının ihlal edilmediğini iddia ederken, istifa çağrılarına karşı Kıdemli Müsteşar Sue Gray'in konuya ilişkin raporunun sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini söyledi.
Ancak Gray'in raporu, Johnson'ın ifadelerine göre kendisini bile dehşete düşürdü. Johnson'ın 12 partiye katıldığı, partilerde Kovid-19 kısıtlamalarının ihlal edildiği, temizlik ve güvenlik personelinin "kabul edilemez" muamelelere maruz bırakıldığı ifadelerinin yer aldığı raporun ardından Johnson özür diledi ancak istifa etmeyeceğini açıkladı.
Johnson'a, Haziran 2020'de kendi doğum günü partisine katıldığı gerekçesiyle para cezası da kesildi.
YEREL SEÇİMLERDE 12 BELEDİYE İLE 460 BELEDİYE MECLİS SANDALYESİ KAYBEDİLDİ
Mayıs ayında düzenlenen yerel seçimlerde yaşanan belediye ve belediye meclisi kayıpları da Johnson üzerindeki istifa baskısını artırdı.
İngiltere, Galler ve İskoçya'da 12 belediye ile 460'dan fazla belediye meclis üyeliğini kaybeden Muhafazakar Parti'nin Londra'daki kalesi niteliğindeki Wondsworth ve Westminster dahil 6 belediyeyi ana muhalefetteki İşçi Partisi kazandı.
Bu seçim, İskoçya'da ise üçüncü parti konumuna gelen Muhafazakarların son 10 yılda kazandığı en kötü ikinci başarısızlık oldu.
Seçim sonuçları ardından aralarında milletvekilleri ve partinin yerel temsilcilerinin bulunduğu isimlerden Johnson'a istifa çağrısı ve eleştiriler geldi.
Johnson bu olayların ardından parti liderliği için haziranda düzenlenen güven oylamasını kazanarak koltuğunu korudu.
BİLDİĞİ TACİZ İDDİALARINA RAĞMEN YAPTIĞI GÖREVLENDİRME TEPKİ ÇEKTİ
Johnson'ı bugünkü noktaya getiren olayların son halkası olan kabinedeki istifalar ise Muhafazakar Parti milletvekili ve Grup Yöneticisi Chris Pincher'e yönelik taciz suçlamalarının ardından geldi.
Haziran sonunda ortaya çıkan iddiaların ardından Pincher istifa etti, 1 Temmuz'da ise 10 Numara, Johnson'ın iddialarla ilgili bilgisi olmadığını açıkladı.
Ancak 5 Temmuz'da geçmişte Dışişleri Bakanlığında görev yapmış Lordlar Kamarası Üyesi Simon McDonald, 2019'da dönemin Dışişleri Bakanı Johnson'ın bakanlığın üst düzey yetkililerince Pincher hakkında bilgilendirildiğini açıkladı.
Johnson bu konuda ise Pincher'a görev verdiği için özür dilemiş ve büyük pişmanlık duyduğunu dile getirmişti.
Pincher'la ilgili iddialardan haberdar olmasına rağmen onu parti içinde görevlere getiren ve bilgisi olmadığını söyleyen Johnson, parti içinde ve dışında yalan söylemek ve sorumlu davranmamak suçlamalarıyla da karşı karşıya kaldı.
İKİ GÜN ÖNCE ATANAN BAKAN DA İSTİFA ETTİ
Tüm bu suçlamaların ardından son iki günde bazıları bakan olmak üzere hükümetten ve partisinden istifa edenlerin sayısı 60'a yaklaştı.
Kabinede ilk istifayı 5 Temmuz'da Maliye Bakanı Rishi Sunak ve Sağlık Bakanı Sajid Javid verdi. İkiliyi takip edenler arasında kabinede uzun süredir görev yapanların yanında yeni atananlar da yer aldı.
İki gün önce Eğitim Bakanlığına getirilen Michelle Donelan, görevinin 35. saatinde istifa ederken, yine iki gün önce Maliye Bakanlığına getirilen Nadhim Zahawi ise Johnson'a istifa etme çağrısı yaptı.
Tüm bu yaşanan gelişmelerle üzerindeki istifa baskısı artan Johnson, bugün parti liderliğinden istifa etti. Johnson, sonbaharda yapılacak Muhafazakar Parti liderlik seçimi ardından başbakanlıktan da istifa edecek.
BORIS JOHSON'UN GAZETECİLİKTEN BAŞBAKANLIĞA UZANAN HİKAYESİ
Tam ismi "Alexander Boris de Pfeffel Johnson" olan İngiltere Başbakanı Johnson, Kurtuluş Savaşı'na muhalefet ettiği için halk tarafından linç edilen Damat Ferit Paşa hükümetinin İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey'in İngiliz eşinden olan torunu Stanley Johnson'ın oğlu olarak, Türkiye ile kan bağına sahip olmasıyla biliniyor.
ÇANKIRI İLE BAĞLANTISI
Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı Kalfat köyünde dünyaya gelen Ali Kemal Bey, İngiliz Muhipler Cemiyeti'nin de kurucusu.
Türk kökeniyle zaman zaman gündeme gelen Johnson, babasının dedesinin Türk olduğunu fakat kendi Türk yanının zayıf olduğunu söylüyor.
New York'ta 19 Haziran 1964'te doğan Johnson, İngiltere'de siyasetçilerin yetiştiği iki önemli okul kabul edilen Eton Koleji ve ardından Oxford Üniversitesinde eğitim gördü.
Mezuniyetinin ardından The Times'ta gazetecilik kariyerine başlayan Johnson'ın, buradaki gazetecilik kariyeri kısa sürdü ve hazırladığı yalan haber nedeniyle işten kovuldu.
Daha sonra Daily Telegraph gazetesine geçen Johnson, 1989'da bu basın kuruluşunun Brüksel muhabiri oldu ve Avrupa Birliği (AB) karşıtlığı da bu dönemde imza attığı haberlerle kendini göstermeye başladı. Johnson, AB ile ilgili gerçek olmayan makaleleriyle de gündeme geldi.
Johnson, gazetecilik kariyerinde muhafazakar eğilimli Daily Telegraph'ın editör yardımcılığına ve Spectator dergisinin editörlüğüne kadar yükseldi.
İKİ DÖNEM LONDRA BELEDİYE BAŞKANI OLARAK GÖREV YAPTI
Boris Johnson'ın gazetecilikten siyasete uzanan kariyeri ise 2001'de Muhafazakar Parti milletvekili olarak seçilmesiyle başladı.
Johnson, daha sonra 2008'de Londra Belediye Başkanı seçildi ve 2016'ya kadar iki dönem bu görevi sürdürmeyi başardı.
Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, Johnson'ın akıllarda kalan "icraatı" ise 2012 Londra Olimpiyatları sırasında Victoria Parkı'na kurulan 45 metre yüksekliğindeki eğlence halatında asılı kalması oldu. Ancak Johnson, başka siyasetçilerin "karizmasını çizecek" bu sahneyi bile popülaritesini artıracak bir şova dönüştürmeyi başardı.
Johnson, 2016'daki Brexit referandumunda ise ülkesinin AB'den ayrılması için kampanya yürütenler arasında lider figürlerden biri olarak öne çıktı.
İngiltere'nin AB'ye üyeliğinin devamı için kampanya yürüten dönemin Başbakanı David Cameron'ın istifasının ardından görevi devralan Theresa May'in kabinesinde iki yıl Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Johnson, siyasi kariyerindeki merdivenleri hızla tırmandı.
May'in, AB ile vardığı Brexit anlaşmasının parlamentoda 3 kez reddedilmesinin ardından parti içi muhalefetin baskısına dayanmayarak istifa kararı almasıyla Johnson, 2019'da Muhafazakar Parti liderliğine seçilerek ülkenin yeni başbakanı oldu.
GAFLARIYLA GÜNDEM OLDU
Johnson, Brexit kampanyası sırasında, Türkiye'nin AB'ye üye olması durumunda milyonlarca Türk'ün İngiltere'ye göç ederek tehdit oluşturacağı açıklamalarıyla da tepkileri üzerine toplamıştı.
Boris Johnson, daha sonra bu açıklamalarını inkar etti.
Johnson bakanlık dönemi boyunca da tartışma yaratan adımlarıyla gündemde kalmayı başardı.
Johnson'ın en büyük gafı, İran'da casusluk suçlamasıyla tutuklu bulunan Nazanin Zaghari-Ratcliffe'in bu ülkeye gazetecileri eğitmek üzere gittiğini söylemesi oldu. İngiliz ve İran çifte vatandaşı olan Ratcliffe'in savunması, bu ülkeye aile ziyareti için gittiği yönünde olsa da Johnson'ın sözleri kadının mahkumiyetine yol açtı.
MÜSLÜMAN KADINLARI HEDEF ALAN AÇIKLAMALARI TARTIŞMA YARATTI
Johnson, kaleme aldığı köşe yazılarında İslamiyet ve Müslümanlarla ilgili görüşleriyle de tartışmaların odağında yer aldı.
Daily Telegraph'da Ağustos 2018'de yayımlanan bir yazısında, peçe takan kadınları "posta kutusu" ve "banka soyguncularına" benzeten Johnson'ın, 2006'da bir kitap için kaleme aldığı makalede de İslamiyet'i, "ilerlemeye engel" olarak gösterdiği ortaya çıktı.
Başbakanlık görevini aldıktan sonra Johnson'a, Müslüman kadınlarla ilgili benzetmeleri sorulduğunda özür dilemekten kaçındı, sadece "üzüntü duyduğunu" dile getirdi.