TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 22 Kasım 2017

Türkiye Naim’i bağrına bastı

Naim, Türkiye'de büyük sevgi gösterileriyle karşılandı.
Nereye gitse milli kahraman olarak karşılanıyor, Türkiye turu yapıyor ve anavatanın kendisini bağrına basmasını doyasıya yaşıyordu. İki gün içinde nüfus cüzdanı, bir hafta içinde de halterci lisansı almıştı.
Naim'in Türkiye'ye iltica etmesi dünyada da büyük yankı uyandırdı.
Dönemin Başbakan'ı Turgut Özal, bu zaferden çok mutluydu ve Naim'i adeta evladı gibi sahiplendi.
Bulgaristan ise bu prestij kaybından sonra Naim'in Türkiye'de başarılı olamayacağını, onu zirveye çıkaranın Bulgaristan'daki sistem, hoca ve çalışma programı olduğunu söyleyerek marifetin ülkede olduğunu söylemeye başladı. Ancak daha öncelikli sorun Naim'in uluslararası yarışmalara katılma hakkını kazanmasıydı. Uluslararası Halter Federasyonu'nun kendi yönetmeliğine göre uyruk değiştiren sporculara ceza verme hakkı vardı. Teamüller ve geçmiş uygulamalar ise böyle durumlarda üç yıl yeni ülkesi adına yarışamaması kararıydı. Türkiye ise bunun zorunlu bir durumdan kaynaklandığını söyleyerek, ülke ülke dolaşarak kulis yapmaya başladı.

BİR YIL CEZA ALDI...
1987'de Atina'da toplanan Uluslararası Halter Federasyonu, Naim'e, bir yıl ceza verdi.
Toplantıdan ayrıca Naim'in 1988 Seul Olimpiyatları'na katılması için Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne tavsiye kararı da çıktı. En önemlisi de buydu, çünkü amatör branşlarda yarışmaların, şampiyonlukların en önemli platformu olimpiyatlardı. Naim, iltica sonrası ilk kez podyuma Adapazarı'nda yapılan Türkiye Gençler Şampiyonası'nda çıktı. 12 Türkiye rekoru birden kırdı.
Mayıs ayında yapılan Avrupa Halter Şampiyonası'nda Naim'in yerine Bulgaristan adına yarışan Topurov, Naim'in rekorundan 25 kilo daha az kaldırarak şampiyon oldu. 1987'de Lozan'da toplanan Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Naim'in 88 Seul'de yarışmasını Bulgaristan'ın iznine bağladı.
Naim o sıralarda Antalya'da yapılan bir turnuvada formda olduğunu gösterdi. Aslında yeni dünya rekorları kırmıştı ama gereken uluslararası hakemler ve doping kontrolü olmadığı için kabul edilmedi. Bir spor salonu Naim için yeniden düzenlendi.
1988'de Cardiff'te başlayacak Dünya Halter Şampiyonası Naim'in 1,5 yıl sonra tekrar uluslararası arenaya çıkması demekti.
Türkiye, Naim'in güvenliği için Cardiff'te kendisine zırhlı araç tahsis etmiş ve çok sıkı korumaya almıştı. Naim, şampiyonada koparmada Avrupa rekoru kırdı, silkme ve toplamda da birincilik kazanarak üç altın madalya kazandı. 60 kiloda podyuma çıkmış ve koparmada 150 kilo kaldırmıştı. Bu Naim'in kendi ağırlığından 2,5 katını kaldırması demekti.
Böyle bir şey dünyada ilk kez oluyordu. Cardiff'in bir de perde arkası vardı ki orada da Türk ve Bulgar yetkililer Naim'in olimpiyatlara katılması için pazarlık yapıyorlardı. Yıllar sonra açıklandı ki Özal'ın direktifiyle Naim'e olimpiyat izni verilmesi için örtülü ödenekten Bulgaristan'a 1 milyon 250 bin dolar verilmişti.
Dönemin ilgili Bakanı Ekrem Pakdemirli, Naim'in getirilmesi dâhil kendisi için toplam 7 milyon dolarlık masraf yapıldığını söyledi. Bundan sonrası Naim'in efsane şampiyonluklarının art arda sayılmasıdır. Belki de merhum Naim bile düşünmeden aldığı madalyaları ve kırdığı rekorları sayamazdı. Biz de ancak arşivlere bakarak özetleyebiliriz.

BÜYÜK BİR ONUR YAŞATTI
1988 Seul Olimpiyatları'nda 6 Dünya, 9 Olimpiyat rekoru kırarak her dalda şampiyon oldu. Bu Cep Herkülü'nün başarısının şahikası oldu. 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda da altın madalya kazandı.
Türkiye adına yarıştığı dönemde 5 kez Dünya ve 3 kez de Avrupa Şampiyonu oldu. 2000 Sydney Olimpiyatları'nda ilk ve son kez sıfır çekti. 33 yaşına gelmişti ve artık bırakması gerektiğini anladı. MHP'den Kıraç Belediye Başkan ve İstanbul'dan milletvekili adayı oldu ama seçilemedi. Naim, Türkiye'ye büyük bir onur yaşattı.
Türkiye de bu öz evladına maddi ve manevi çok şey verdi. Halter sonrası Naim'in karaciğerinin iflasına ve bir servetin sıfırlanmasına kadar giden süreç ve nedenleri hakkında konuşmak için henüz çok erken. O gelmiş geçmiş en büyük Türk sporcusuydu.
Dünyanın da gördüğü -objektif olamayabiliriz o yüzden de en azından- en büyüklerden birisiydi. Naim gibisi gelir mi? Umarız gelir ama çok çok zor olduğunu da hepimiz biliyoruz...