Muhalefet Partilerinin artık hepten
düşen oylarını artırmak telaşıyla ve
kurdukları hayallerin dillendirilmesi
anlamında, olası 'değişim' vaatleri
yine gündemi işgal etmeye başladı!
...
Kongre yapıp eski yönetimini büyük
ölçüde budayan partide yeni bir ufka
doğru yelken açıldığı izlenimi gaz
verilerek yayılmaya çalışılırken...
Kimi partililer arasında da, kongre
listeleri düzenlenirken yapılan kurnaz
planlarla parti anahtarının toplumun
sadece marjinal bir kesimine teslim
edildiği feryatlarına başlandı...
Kimi partilerde ise lider değişikliği
yoluyla farklı politikalar üretilip daha
geniş bir seçmen kitlesini kucaklama
formüllerinin geliştirildiği ve fakat
neticenin de ancak mahkeme yoluyla
alınabileceği bir sürece girildi...
...
Bu arada, gazeteci meslektaşlarımız da
muhalefetin değişip değişmediğinin ya
da bu şekilde nasıl olup da
değişilebileceğinin barometresini
sürekli tutmaya, bu yönde ayrıntılı
makaleler kaleme almaya başladılar!
...
Oysa, işin gerçeği şudur;
...
Nasıl ki, çok önemli-zorlayıcı-mücbir
bir sebep olmadan;
Ne, taraftarı olunan takım değiştirilir...
Ne, sürekli okunan gazete değiştirilir...
Ne, aile birlikteliğinde eş değiştirilir...
Ne de işe her gün gidilip gelinirken
takip edilen güzergâh değiştirilir!
...
İktidar başarıyla görevini yerine
getiriyor ve ülke hızla kalkınmaya
devam ediyorsa...
Seçimde oy almayı sağlayan vaatler
aksamadan yerine getiriliyorsa...
Mevcut iktidara toplumun itimadı
aynen sürüyorsa...
Velhasıl, millet hükümetten memnunsa
'hazırı bırakıp gaibe' niye yönelsin?
...
Muhalefet istediği kadar 'değiştim'
desin, -hatta olacak şey değil ama-
istediği kadar 'değişsin' netice farklı
olmaz! Olsa olsa;
'Ali Hoca' olur 'Hoca Ali'…
Oylar da olsa olsa belki biraz düşer,
belki birazcık çıkar, işte hepsi o kadar!
...
Bu doğrultuda;
Muhalefet, parti yapısını daha da
kötüye götürüp aldığı oyu daha da
düşürmemeyi hedeflemelidir...
Lider değişikliği curcunasıyla
seçmende gönül parçalanmasına
meydan verilmemelidir...
Eşelenilmemeli, oturulmalıdır
oturulduğu yerde!
...
Son seçimde alınan oy muhalefet için
zaten yeterli, hatta fazlacadır!
Liderlerin kimlikleri de 'böyle başa
böyle tıraş'tır ve partililerin buna da
şükretmeleri lâzımdır!
...
Çünkü rakipleri, Cumhuriyet Tarihi
boyunca görülüp-görülebilecek en
başarılı ekiptir!
Ve çünkü...
En son yaşanan örnekte olduğu gibi,
saçma şartlar öne sürüp koalisyondan
kaçan, çevrelerindeki allame
bozuntularının dolduruşuyla iktidar
oylarının hayli düşeceğini sanan
ufuksuz yönetimlere oy veren taraftar
kitlelerinin halen mevcudiyetleri bile
şüphesiz hayret uyandırıcıdır!
...
Oysa şu an...
En az on tane Bakanları olacak, teröre
karşı verilen mücadelenin olumlu
puanları onların da hanesine yazılacak,
tamamlanan eserleri birlikte açma şerefi
onlara da pay edilecekti!
Bugün olduğu gibi, etrafa 'bel bel'
boş gözlerle bakmıyor olacaklardı...
...
Ufku dar olup ileriyi göremeyenler...
Milletin değerlerine-değerlilerine ha
bire hakaret ederek utanmadan kürsüyü
pisletip etrafa kötü kokular saçanlar...
Aştıkları terbiye sınırını bir adım daha
zorlayıp gecenin bir vakti incir ağacının
altına şöyle kallavi-okkalıca bir tükürüp
'Destuur!' demeden çiş yapmaya filan
da sakın ha kalkmamalıdırlar!
İşte o zaman, milletin yamulttuğu
yetmezmiş gibi, maazallah tamamen
çarpılırlar! O aşamada da, Medyum
Memiş'in dahi elinden bir şey gelmez!