Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 13 Kasım 2017

Bir adres karışıklığı hikayesi

Ekşi Sözlük yazarı "ich", ufak bir adres karışıklığı yaparak arkadaşının evi yerine bambaşka bir eve gider. Üstelik yapılan hatanın farkında olan kimse olmadığı için komik anlar kaçınılmaz olmuş. O anlara bakıyoruz.
Evet efendim; hikaye İstanbul Ataköy'ün A-1 ve B-1 diye giden bloklarını karıştırmam üzeri vuku bulmuştur.
Güzel bir yaz akşamı Emre ismindeki arkadaşımın daveti üzerine eve doğru yola koyuldum... Bloğun önüne geldiğimde kendimden emin olarak 18'inci zili çaldım ve kapının açılması üzerine içeri hücum ettim.
Yukarı çıktığımda kapıda 25 yaşlarında bir bayan tarafından, "Buyrun kimi aramıştınız?" diyerek karşılandım.
"Emre ile görüşecektim" dediğimde;
"Emre şu an uyuyor buyrun geçin içeri" denilerek eve alındım.
İçimden, "Ulan geri zekalıya bak 20 dakika önce hadi çabuk diyodu" diye söylenerek geçtim içeri. İçeride 55-60 yaşlarında bi amca "Gel oğlum" diye buyur etti beni.
O sıra içerden tatlılar kolalar ben yemek yemeye başladım.
Yaşlı amca: Oğlum Emre'yle nerden tanışıyosunuz?
Ben: Basketbol amca.
Yaşlı amca: Vay bizim Emre'ye bak o basketbol bilir mi?
Ben: Ehi ehu pek anlamıyo.
Yaşlı amca: Oynasın oynasın boyu uzar.
Ben 25 yaşında 1.92 boyundaki bi insanın artık uzamasının neye yararacağını düşünürken meyve servisi başladı; e yedik haliyle yani.
Artık yarım saatin bitmesinden sonra "Ben artık Emre'yi uyandırıyım" diyerekten ayaklandım Odasını gösterdiler daldım içeri.
Cidden oda içinde horul horul uyuyan arkası dönük elemanın kafasına patlattım bir adet, "Kalksana lan ayı 1 saat oldu" diyerek ittim.
Çocuk bi anda kalktı.
Çocuk: "Ya abi sen kimsin ya? Ya noluyo ya ya'' diyerek sendeledi.
Ben: Sen kimsin ya?
Çocuk: Ben Emre siz kimsiniz?
Ben: Ha yok bişi pardon uyu sen.
Hiç bişi olmamış gibi içeri geçtim, "Ben aşağıda bekliyim" diyerek kapıya gittim adam arkamdan bağırıyo, "Oğlum yemek yeseydiniz..."

​GÜLMEKTEN KATILA KATILA ÖLEN KRAL: ARAGONLU MARTİN
14'üncü yüzyılın sonlarında bugün İspanya'nın Fransa sınırında bulunan bölgede Aragon Krallığı varmış.
Aragon'un Kralı Martin 1396 yılından öldüğü 1410 senesine kadar yönetimde kalmış. Martin yemeğe çok fazla düşkünmüş. Ölümüne dair gösterilen sebeplerden biri de obezite olabilirmiş.
Martin yine bir akşam yemeğe gömülmüş. Tıka basa yedikten sonra yorgun düşmüş ve yığılmış. Biraz eğlenmek istemiş. Bu yüzden en sevdiği maskotu Borra'yı çağırmış.
Borra biraz geç de olsa geldikten sonra kendisine nerede kaldığını sormuş.
Borra da, "Yan taraftaki bağda genç bir geyiği kuyruğundan ağaca asılı bir şekilde durduğunu gördüm.
Sanki birisi onu incirleri yediği için cezalandırmış gibiydi" demiş.
Martin bu espriden sonra gülmeye başlamış.
Aslında espriyi okuduğumuzda pek komik gelmiyor. Gülünecek bir şey olmadığı konusunda haklısınız. Fakat zamanın espri anlayışına ve dile göre değerlendirmek gerekir.
Neyse Martin çok gülmüş, o kadar gülmüş ki kahkahaları kendisini yavaş yavaş öldürmeye başlamış. Fakat durduramıyormuş. Adam kahkaha ata ata hayata veda etmiş. storia.me/ ulasgursat

​SANDALYE
Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kağıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu.
Sonra:
"Sınav sorumu soruyorum" dedi.
"Bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız." Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kağıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine 100 üzerinden 100 vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kağıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?

AlkışlıYorum
Romantik bir gece yaşayalım diye, evin her tarafında yaktığım mumları "Hayırdır, bu gece ayin mi var? Kiliseye çevirmişsin evi" diye karşılayan kozalak, kocam olur. Bilgilerinize arz olunur.
Yaprak sararken oğlum yanıma geldi.
"Bayılıyorum bu yemeğe, çok seviyorum ben bu sarmayı anne" dedi. Ben de, "Çok seviyorsan evlendireyim sizi" dedim. "Ama evlenirsek ben onu yerim sonra da dul kalırım, en iyisi sevgili olmak" dedi. Hala gülüyorum.