Açık söylemem gereken bir şey var. Popüler kanallarda yetişip programcılık yaptığımdan, devlete ait yayın kurumunun en azında 'lacivert ve mat yüzlü' olacağı ön yargısına sahip olanlardan biriydim.
En kralıyla Şimdi
öz eleştiri veriyorum huzurunuzda.
Abartılmış, ön yargılarla örülmüş bir at gözlüğünü takmış, haksızlık etmiş bir huysuzmuşum.
Müzik kanalı başta, belgeseller, diziler ve eğlence programlarında 'en kralıyla' baş edecek işler var TRT'de. Birer birer saysam hem yakışık almaz hem unutur ayıp ederim bazı emek erbabına.
Marifet "
Uyuyan bir devin uyanışını biz kaçırmışız" deyip manevi tazminatın payıma düşen kısmını ödüyorum.
Elbette imece sonucu oluşan bir tablo bu.
Elbette yüzlerce çalışan, çabalayan, uğraşan, elini taş altında ezenin kanı teri var bu hoş manzarada. Onları sıralayıp isim isim sayamadığım için de hepsinin şahsında Genel Müdür İbrahim Şahin'i kutluyor, "Marifet iltifata tabidir" deyip, 'helal olsun' çekiyorum. Teşekkürler TRT.
* * *
KÜFRÜN ADINI GÜNAH KOYMUŞLAR
Şimdi ortam müsait olsa Üsküdar-
Kasımpaşa ortak yapımı olan geçmişimde öğrenip icap halinde 'kullanıma koyduğum' tekmil küfrü art arda dizer, söverdim o kahpe soylulara.
Antalya'da plaja düzenek kurar çivili patlayıcılar sallarsınız öyle mi?
Ahh ah!.. Dedim ya ortam da müsait değil, aziz mübarek günlerin dilimize verdiği ruhsat da.
Yoksa ne de güzel sıvar, yaldızlar, parlatırdım tümünüzü ooooy!..
Yine de hayallerinizi tam kapasite çalıştırın olmaz mı? Dedim sayın, söyledim, sövdüm diye düşünün. Az gelir ama, az veren candan nidersin? Bugünlük kısa kesiyorum çünkü dil bağlanınca el de bağlanıyor. He he heee