Guardian'ın İstanbul Muhabiri Constanze Lech'in imzasını taşıyan haber, "Türker Yılmaz, sistemin nasıl işlediğini fark ettiğinde polis okulundaki eğitimine yeni başlamıştı. İyi işler, daha iyi maaş, terfi fırsatları hep Pensilvanya'da üslenmiş müphem bir İslami gruba adanmışlığa bağlıydı" satırlarıyla başlıyor.
Adı değiştirilerek Türker Yılmaz denen polis yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Her şey polis okulunda başlıyor. Bana bir kere geldiler 'hayır' dedim. İçlerine girdiğinizde hayatınızı düzenliyorlar, kapılıp gidiyorsunuz. Okuldan mezun olduğunuzda da istediğiniz birimde başlayabiliyorsunuz. Diğer taraftan altı dil konuşan, sınıf birincisi arkadaşlarımız vardı ve karakol nöbeti tutuyorlardı. Daha az kalifiye olanlar üst düzey görevleri aldı çünkü Gülenciler'le bağlantıları vardı."
DİN ADAMININ GÜCÜ
Guardian ise haberde "Yaşlı din adamının gücü ve nüfuzu Türk siyasetinin belirleyicisi. Türkiye'de Gülen hareketinin yargı ve güvenlik kurumlarında hesap sorulamayan bir nüfuz elde ettiği uzun süredir konuşuluyordu. Ahmet Şık ve eski polis müdürü Hanefi Avcı cemaatle ilgili kitap yazdıkları için hapse atıldı" yorumunu yaptı.
TERFİ ALAMAZSIN
Guardian'a konuşan bir polis memuru "6 dil bilen arkadaşlarımız cemaatçi olmadığı için karakol nöbeti tuttu" dedi.