Tarihi 12 Temmuz 2015

Asıl hürriyet Allah'a kullukla olur

Allah'a kul olmayan bir insan nefsinin esiri olduğu için berbat bir hayat sürer; onun özgürlüğü bile aslında bir esaretten ibarettir

Kıymetli dostlarım, Ramazan Ayı'nın son haftasına girdik.
Gelin Kur'ân hakkında ki düşüncelerimizi, Allah'a iman noktasındaki muhabbetimizi hiç unutmayalım. Ramazan; Kur'ân ve iman ayıdır. Efendimiz (sas): "Yevmi mahşerde Kur'ân gelir kendisini okuyan kişi için der ki; Yâ Rabbi ben bu kişiyi gece uykusuz bıraktım. Ben bu kişiyi rahatından alıkoydum. Şimdi bana müsaade et, şu Kur'ân okuyan adama şefaat edeyim." diye şefaat dilenir, buyuruyor.

* Kur'ân okumaktan, Efendimiz (sas)'i öğrenmekten korkmayın. Bunları öğrenen insaflı olan bir insan, ne Allah'a ne kullara asla hıyanet etmez; etse bile telâfi eder. Yanlış yapabilir fakat tövbe eder. Kıymetli hocamın söylediği gibi; Biz dünyaya, Allah'a tövbe etmek, Allah'a karşı istiğfar etmek, kullardan da özür dilemek için geldik.

* Bunları yapınca kişi çok mu ezik yaşar? Hayır, çok vakarlı yaşar. Allah'a kul olan insan kâinatın en hür insanlarındandır. Hür olmak isteyen Allah Teâlâ'ya kullukta bu hürriyeti bulur.

HİÇBİR ŞEYİ KÜÇÜK GÖRME
*
Efendimiz (sas), geçmiş ümmetlerden bir kadından bahsediyor.
Çok güzel bir elbise giyinmiş. Çok da güzel bir pabucu var ama bu kadın makbul olmayan bir işle meşgul. Kadın bakmış ki bir kuyunun başında bir köpek, dili dışarıda inliyor. Anlamış ki, su istiyor ama su yok. Kadın düşünmüş sonra eteğinin kenarından bir parça yırtıp ip yapmış ve ayakkabısını da ucuna bağlayarak kuyuya salmış. Çektiği suyla hayvanı sulamış. İşte o anda Allah Teâlâ meleklerine diyor ki: "Şahit olun ben bu kadını yakmaktan hayâ ederim."

*
Allah için yaptığımız her şeyi ama her şeyi, çok küçük gördüklerimizi bile, istisnasız Cenâb-ı Allah kaydediyor.
Yeter ki, O'na doğru bir adım atalım. Bir köpeğe su içirmek o insana yetebiliyorsa, bir Kur'ân okumak, bir hastaya bakmak, Gazze'de ki bir insana ilaç yardımı göndermek, çadırda yaşayanlara gıda yardımı yapmak ve bunu sadece Allah için yapmak bizden neleri, ne azapları ne cezaları götürmez ki?

* Allah'ın rahmetine büyüklüğüne artık inanalım. Çünkü biz temizlenmeyeceğimizi, düzelmeyeceğimizi düşünerek hep Allah ile aramıza perdeler koyduk, hep sahte avuntular bulduk. Hayır, dostlar, Allah kırk yıl hatırına gelmese de, bir ömür adını anmasa da en sonunda bile olsa, bir kere 'Allah!' demeyi dahi 'kulum Beni andı' diye kabul eden, reddetmeyen onu bile insanın iyilik terazisine koyan, bir Allah!

* Allah bizi tevhitten ayırmasın.
Tevhidin lisanımızda bir Lâ ilahe illallah oluşu var sonra işimizde gücümüzde her şeyi Allah için yapmanın görünümü var.
Bir de ibadetimize yansıyan kısmı var.
İman; insanın kalbinde ki duyguların düzeltilmesi doğru hislere sahip olmaktır.
Allah'ın bahşettiği en güzel, en doğru hislerle dolu olan kalp imanlı kalptir.
Gerçekten imanını, inancını gösterdiğin teslimiyetin adı da, İslâm. Öyle bir teslimiyet ki; Allah tarafından teslim alındığında Allah seni salim ediyor.
Nelerini salim ediyor, neler selâmet buluyor? Her şey; aklın, fikrin, nefsin, vatanın, milletin, seninle alâkalı olan şeylere muhakkak o İslâm'ın, imanın nuru sirâyet ediyor.

MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HâSIL
* Dostlar baştan iyi niyeti takınmalı insan. Ramazan-ı Şerif'e girerken benim Allah'tan uzak, nefsimle, günahımla, rezilliğimle geçirdiğim son Ramazan bu diyebilmeli. O gün diyemediyse bari bugün demeli, demeli ki Ramazan'ın son günlerinde cehennemden kurtuluşun müjdelerini almalı.

* Nasıl alacak bu müjdeyi?
Cehennemlik fiillerden uzaklaşarak.
Öfkeyi, sinirlenmeyi, gıybeti, Allah'ın yasakladığı şeylere gitmeyi basit görmeyi terk ederek cehennemden kurtulduğunu anlayabilir, insan.

* Çünkü bu huyları terk etmek, kişiyi cehennemden uzaklaştırıp cennete yaklaştırır. Hem de sadece âhirette değil dünyada bile rahata erer insan, hayatından bu ve benzeri fiilleri çıkartırsa.

* Mübarek Ramazan imanı elle tutulur, gözle görülür hâle getirir.
Efendimiz (sas): "Sakın Ben, sizi kendi döşeğinizde kurulmuş, tahtınızda kurulmuş, kibirli bir vaziyette sırtınızı dayamış sadece Bana Kur'ân yeter derken görmeyeyim." buyurmaktadır.

* Kıymetli dostlar, Hz. Peygamber (sas)'i bu dinin dışında bırakırsanız aslında kendinizi dinin dışında bırakmış olursunuz. Efendimiz'in (sas) hayatı saadetini al.. Kur'ân da orada, namaz da orada, oruç da orada, arandaki husûmeti kaldıracak ahlâk da Onda. En önemlisi âlemlere rahmet olarak gönderildiği için rahmet de Onda. Efendimiz Habibullah olduğu için muhabbet de Onda, aşk da Onda. Sevgiye susamış insanlar!
Muhammed'siz muhabbet olmaz. Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, Muhammed' siz muhabbetten ne hâsıl.

CİMRİ HOCA
Eyüp Sultanda bir hoca varmış, biraz eli sıkıymış. Meczubun biri gelmiş: "Bana biraz yoğurt ver"demiş. Hoca da: "Hadi git, başkası versin yoğurdu" diyerek meczubu terslemiş. Meczup ısrarla 'Yoğurt ver!' diye tekrarlayınca etrafına toplanan adamlardan utandığı için hoca yoğurdu meczuba vermiş. Bir de ekmek parası isteğinde, hoca; "Hadi yürü, ekmeği de başkası versin" demiş. O gece hoca efendi bir rüya görmüş. Rüyasında cennet, yeşillik, su, sebil... Ne güzel bir yer diye dolaşmaya başlıyor, birkaç adım atıyor, karnının ağrıdığını çok aç olduğunu anlıyor. "Yiyecek bir şey yok mu?" diye etrafına bakınırken, bir adam görüyor; adama, 'Neresi burası' diye soruyor. Adam, 'Cennet' diyor. Hoca inanmayıp, "Ama cennette her şey olur, âyeti kerimede öyle geçiyor." diyor ve "Nefsiniz ne istiyorsa, onu bulursunuz orada" âyetini okuyor. Adam, "Sen o âyeti biraz farklı anlamışsın" diyor ve ekliyor, "Hoca sana bir iyilik, biraz yürü bak karşıda bir tabak yoğurt duruyor"; Hoca yoğurdu yemeğe başlıyor, "Yanında da ekmek olsaydı." diyor. Adam da, "Burası cennettir ama gönderirsen olur. Yoğurdu gönderdin buldun, ekmeği de gönderseydin bulacaktın." diyor. Hoca kan ter içerisinde uyanıyor ve hanımına, "Galiba biz yanlış iş yapıyoruz" diyor. Bu olaydan sonra evini de, kasasını da, kasasını da açıyor. Âbat oluyor. Allah için vermekten korkmayın. Huysuz ve geçimsiz olmayacaksın. İkna edeceksin, iktisat yapacaksın, harcamalarını ona göre yapacaksın. İktisat yapmak cimrilik değildir.

CİMRİLİK EMANETE HIYANETTİR
* Cimrilik, pintilik, hasislik, harcaması gereken yere parayı harcamayan, Allah'ın razı olduğu işlere elinde imkân varken o imkânları kullanmayan, para olarak, nefis olarak, zaman olarak, vakit olarak bunu Allah'ın yolundan esirgeyen kimseye cimri denir. İşte cehennemin müşterisi bu insanlardır.
* Cimriliğin esas yıkıcı olan yanı cimrinin aslında imanındaki zayıflıktan dolayı bunu yapıyor olmasındandır. Peki cimri neyi esirgiyor? Nefesini, sözünü, malını, canını, vaktini. Bunların başına kimin takısını ekleyelim, yani; Kimin canını esirgiyor? Sonra şunu ilave edelim soruya; Kimden? Kimin canını, kimin malını, kimin vaktini, kimin imkânını, kimden esirgiyor?

* Sıkıntı gayet net ortaya çıktı değil mi? Evet dostlar cimri, Allah Teâlâ'nın ona lutfettiği ve bir çok âyet ve hadisle gücü, imkânı, parası olmayanlarla paylaşması için verdiğini beyan buyurduğu nimetleri, başkalarından esirger.

* Allah nefsi yarattı ve sordu: "Sen kimsin? O da şöyle dedi; ben benim, Sen Sensin. Yaktı çıkardı tekrar sordu; sen kimsin?
O tekrar; Sen Sensin, ben benim dedi. Aç bıraktı, oruç yani. Allah tekrar sordu; Kimim ben? Nefis şöyle dedi; Sen Allah'ımsın, Rabbimsin." dedi.

*
Cenâb-ı Allah şöyle diyebilir: "Allahlığımı beğenmiyor olabilirsin, bir anlaşma yapalım Benim olanı Bana ver sendeki sende kalsın, mallarımızı ayıralım. Beğenmiyorsun ya; kendine ayırabileceğin ne var?" "Kendim diyebileceğim neyim var?" diye düşündüğünde berbat bir şey çıkıyor ortaya. Allah'ın mülkünde, Allah'ın mülkünü vermeğe hasislik, cimrilik yapıyorsun. Allah'ın vaktini Allah için harcamaktan cimrilik yapıyorsun.
Allah'ın Habibine salât u selâm okumaktan gocunuyorsun. Allah Teâlâ ne kadar sabırlı ve merhametlidir.

* Cimriliğin birde ikinci kısmı var.
Efendimiz (sas) buyurdu ki: "Cimri insan ateştedir." Şöyle bir kâide vardır: Bir insan ne kadar günahkâr olsa da, ne kadar farklı işlerin içinde bulunsa da, eninde sonunda iman etmişse hele ki son nefesinde son sözü Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlullah olduysa cennete girer.
Peki, cimri olan imanlı bir adam nasıl cennete giriyor? Cehennemde ne kadar yansa da eninde sonunda cennete girecektir, o insan.

* Cimriliğin aslında ne mânâya geldiğini saymaya kalksak; emanete hıyanet mi dersiniz, Allah'ın emrini tutmamak mı dersiniz, Resûlullah Efendimiz'i (sas) örnek almamak mı dersiniz, uzar da uzar.

* Ancak diyor ki âlimler bu hadis-i şerif'te bir incelik vardır: "Cimri adam cehennemdedir." demek sadece cimrilik yaptığı amele işaret etmez. Cimri adamın vermemesinde ki sebep; Allah'a itimatsızlıktır.
Kazandıklarımı harcarsam geri vermez korkusu vardır, çünkü onda. Bu iş Âmentü'den bozuktur. Allah'a itimat etmediği, Allah'ı cimri zannettiği için
cehennemlik olur.


AYET-İ KERİME
İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infâk etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder.
Allah ise Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan) dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar sizin benzeriniz de olmazlar. Muhammed: 38

HADİS-İ ŞERİF
"İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdem-oğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır." Müslim

SORDUM-ÖĞRENDİM
Zekat veya sadaka-i fıtır cami inşaatı için verilebilir mi?
Zekatın ve fıtır sadakasının geçerlilik şartlarından biri de temliktir. Temlik, bir malı, mal edinmeye ehil bir kişinin mülküne geçirmektir. Cami, okul, köprü, yol vb. yerlere temlik söz konusu olmadığından, buralara zekat ve fıtır sadakası sarf edilemez. ?

Camide Farzı kıldıktan sonra Sünneti kılmak için neden yer değiştiririz?
Çünkü hadisi şerifde, "Mü'minin secde ettiği yerler kıyamette ona şahadet edecektir." buyurur. Bu nedenle mescitte secde ettiği yerleri artırmak için kişiler farklı yerlerde namaz kılarlar. İkincisi de hep aynı yerde namaz kılmamaktır. Neden? Çünkü camide hep aynı yerde namaz kılarsan bir nevi orda yer tutmuş gibi olursun. Mescit, Allah'ındır. Camide hep aynı yere oturmamak lazım, oturuyorsanız da, başkası oturduğunda kaldırmamak lazım. Orası Allah'ın mescididir.

DUA
"Allah'ım razıyım Sen'den. Sen de razı ol benden." Âmin.