Tarihi 11 Temmuz 2015

Cennetin anahtarı bu dünyadadır

Kişinin âkibeti bu dünyadaki amellerinden kendini belli eder. Fakat nihâyi âkibeti Allah Teâlâ bilir, biz mü'minler hüsn-ü zan ederiz.

Kıymetli
dostlar, sayılı günler geldi ve gidiyor. Efendimiz (sas) Ramazan Ayı'nın son on günü için, "cehennem ateşinden âzad olmak." buyurmuşlardır.
Tövbe ve istiğfar ederek kendimizi affettirip, Rabbimizle açılan aramızı düzelterek, cehennemî fiil ve sıfatlarımızdan âzad olmak için son günler.

* İnsanın cehennemden âzad olunması denildiğinde hep âhirette sanki göreceğimiz bir cennet, hep âhirette karşımıza çıkacak bir cehennemden bahsediyoruz, sanki. Oysa muhakkak sûrette, Efendimiz (sas)'in hadisi şeriflerinde de sabittir, âyeti kerime de işaret etmiştir: Cehenneme uğramadan geçecek tek kul yoktur.
Peygamberler dahi cehennemi görecek; cehenneme uğrayarak, yani bu görme rüzgâr hızıyla mı olur, yıldırım hızıyla mı olur, şimşek gibi mi olur orasını Allah bilir, ama bu kesindir.

İNSANIN CENNETE GİRİŞİ BU ALEMDE BAŞLAR

* Cennet ve cehennem haktır. İnsan dünyadayken cenneti tadamazsa, cennetlik ameli dünyada yapamazsa, cehennemden kurtuluşu dünyada kazanamazsa orada ağız becerisiyle mi, melekleri ikna ederek mi, neyle cehennemden kurtulacak?
Cennete neyle girecek?

* Orada alınacak tedbirle cennete girilecek veya orada yapılacak beceriyle cehennemden kurtulacak değiliz ki!
İnsanın cennete girişi bu âlemde başlar ve cennete giriş alâmetleri kendisinde görülür.
Yine bir insanın, Allah'ın yasaklayıp haram kıldığı fiilleri yaparak ve Allah'la arasını açan zulüm, gadab, cimrilik, hırs, haset, gıybet, şehvet, yalan, iftira gibi cehennemlik sıfatları taşıması da, o insanın bu dünyada âhirete hazırladığı cehennem biletleri gibidir.

* Öldükten sonra kurtulmanın imkânı yok. İnsan ölünce kurtulmaz. Bir tevhid bile edemez. Hiçbir kul gideceği yeri görmeden bu dünya hayatından ayrılmaz. İnsan bu dünyadan ayrılacağı esnada perde açılır ve gideceği yeri görür, cennetlikse cennet, cehennemlikse cehennem. O andan itibaren insan konuşamaz, çünkü bu bir sırdır. Sır dışarı sızdırılamaz. Dünya bir imtihandır, dışarı sır sızarsa imtihan bozulur. Ölmeden beş dakika önce bile olsa insanın tövbe etmesi, ebedi hayatını tamamen değiştirebilir.

ALLAH TERCİHİMİZE BAKAR
* Sahabinin birisi cenkte önce müşrik safındaydı. Savaşta Efendimiz'le karşı karşıya gelince, hiç bir şey yapamadan durdu ve hayranlıkla Efendimiz'i (sas) izledi, "Teslim olmaya geldim. Sana iman ediyorum." dedi ve "Lâ İlahe İllallah Muhammedün Resûlullah" diyerek, Müslüman oldu. Sonra, Efendimiz'e (sas), "Ne yapayım, şimdi?" diye, sordu. Efendimiz (sas), "İstersen savaşabilirsin, istersen de yanımda dur." buyurdular. Sahabi o zaman, "Bende, Sizinle beraber savaşa gireyim." dedi, savaştı ve şehit oldu. 15 dakika önce müşrikken, 15 dakika sonra şehit oldu. Bir vakit namaz bile kılmadan, şehitler safına girdi.

* Kardeşlerim bakın, "Bir Lâ İlahe İllallah" ne kadar önemli. Bir tövbe ne kadar önemli. İnsan cenneti ve cehennemi görecek amelleri burada hazırlar.
Kendisine cenneti kazandıracak amelleri hazırlamazsa, perde açılıp da, cennet ve cehennem kendini gösterdikten sonra bize faydası olmayacak ki! Belki de şu anda aldığımız bir kararla bu işler değişecek.
Çünkü Ramazan Ayı'nda Allah her güzel amelimize bire bin veriyor. Ramazan Ayı'nda Allah, rızasını veriyor. Bu ne büyük müjde bize!

CEHENNEMLİK SIFATLARDAN KURTULMAK İÇİN NERDEN BAŞLAMALIYIM?
* Sizi ilk önce en fazla berbat eden bir günahtan başlayın. Yalan söylemek mi, Sinirlenmek mi? Sinirlenmek günah mı? Hem de nasıl! Evet günah. İslâm âdabında sinirlenmek gadap demek.
Gadap ne demek? Sinirlendiğinde hiçbir şeyi görmüyorsa; "Ben sinirlendiğimde," dedikten sonra, Allah, kitap, ana, karı, koca, çoluk çocuk, haram, helâl hiçbir şey tanımıyorsa bu sıfat, cehennemlik değil midir? Sinirlendiğinde Allah'ın hakkını, kulların hakkını tamamen unutup, kendi nefsinin istediği şekilde hareket etmeye, gadap denir.

* Efendimiz(sas)'e bir adam geldi. "Yâ Resûlullah dünyamı ve ahiretimi kurtaracak bir amel öğret bana." dedi. Efendimiz (sas): "Kızma!" dedi. Adam tekrar; "tamam ama bana bir şey öğret." dediğinde, Efendimiz (sas) kendisine tekrar: "Kızma!" buyurdu. Demek ki bu kişi sinirlendiğinde gözü hiçbir şeyi görmemektedir.

KİMSEYE BU KESİN CEHENNEMLİKTİR DENMEZ
* Kibir, şirk, küfür, cehâlet, hırs, gadap, şehvet, yalan, tamah, cimrilik bunların hepsi cehennemlik huylardır. Fakat bu huylardan birine sahip kişiye muhakkak cehennemliktir, ya da muhakkak cennetliktir, diyemeyiz. Bunları bileceğiz ve düzeltmeye gayret göstereceğiz.

* Kıymetli dostlar, Efendimiz'e (sas), "Kişinin cennetlik mi cehennemlik mi olduğu nasıl anlaşılır, yâ Resûlullah?" diye sorulduğunda, "Uğraştığı şeye bakınız." buyuruyor.

*
Bir insan eğer, Allah'ın yasak ettiği fiillere rağbet ediyorsa, üstelik bunları keyifle, göğsünü gere gere, uluorta yapıyorsa yani nasıl olsa Allah'ın kurallarını bu dünyada şu anda uygulayan olmamasına güvenip, ahiretteki hesabı da tâbir yerindeyse takmıyorsa, o kişi için ehli nâr denilebilir. Dikkat edin, 'ama benim kalbim temiz'e bakmaz bu iş! Cenâb-ı Zül Celâl günah ve sevapları beyan buyururken kalbi, fikri bir tanım yapmıyor, fiilleri direkt olarak emrediyor veya yasaklıyor.

* Yine de burada bir incelik vardır ki, kimse kimseye alenen cehennemdedir diyemez, dememelidir. Çünkü bu Allah'ın rahmetine sınır çizmektir ki, biz mahlûkunun haddine değildir. Mü'min, "en doğrusunu Allah bilir" demeli, zaten kendisini alâkadar etmeyen bir mevzuda, durup dururken başına iş almamalıdır.

* Bu konuda anlatılan meşhur hikayelerden bir tanesidir. Bir âlim vefat ettikten sonra kendisini rüyada görürler. Bir de bakarlar ki; adamcağızın hâli perişan. "Yâhu ne oldu sana? Dünyada iken seni salihlerden bilirdik, ne kusur işledinki azap göresin." diye, sorarlar. Adamcağız, "Sormayın dostlar, dünyada bir adam için kesin cehennemliktir; Allah bunu cennetine koymaz, affetmez, demiştim. Buraya gelince Cenâb-ı Hakk, 'sen kim oluyorsun da, Benim rahmetime hudud çiziyorsun?' dedi. Kendi kendimi azaba attım yok yere anlayacağınız. Neyse ki Allah'ın Rahmeti gazabını geçti de, beni affetti." der.

* Peki hocam, çoluk çocuk demeden Müslümanları katleden yahudiler, esedler, hainler, sinsilere de mi cehennemliktir demeyeceğiz, diyenler olabilir. O kardeşlerim de müsterih olsunlar, Cenâb-ı Hakk hesabı seri görendir, âhirette bize sorulursa şahitliğimizi yaparız, o nereye isterse oraya koyar. Ancak Allah Teâlâ'nın hükmünden âhirette herkes memnun olacaktır, bunu da unutmamak lazımdır vesselâm.

BEN SİZİNLEYDİM, YA SİZ KİMİNLEYDİNİZ?
Sümbül Sinan Hazretlerinin Fatih Camii'nde onlarca insanın bayıldığı hatta ölenlerin olduğu meşhur bir vaazı vardır. Hazrete ısrar etmişler; Çık, konuş.
Ne olur mahrum etme, diye. "Üzerimde bir hâl var, bu hâlle konuşmak istemiyorum." diyerek, reddetmiş Hazret. Halk çok ısrar edince kürsüye çıkmış ve şöyle seslenmiş cemaate: "Ey cemaat! Yarın yevmi mahşerde Allah Teâlâ'nın sizlere nelerden suâl edeceği ve hangi suâllere cevap verirseniz, nasıl gayret ederseniz, kurtulacağınızı merak ediyor musunuz?" Cemaat galeyana gelmiş, ayağa kalkmış ve, "Söyle, ya şeyh!" demişler.
Sümbül Sinan Hazretleri: "Size en kestirme en önemli soruyu ve cevabı söyleyeceğim." demiş. "Anlat, ya şeyh." demişler. Herkes ayağa kalkmış pür dikkat dinliyor.
Hınca hınç dolu Fatih Camii ve Hazret yüksek sesle: "Şöyle bir hitap duyacaksınız:
Ömrü hayatınızda ruhlar âleminde şu müddet sarf-ı içersinde, Ben sizlerden hiç ayrılmadım hep sizinleydim, siz kiminleydiniz?"
demiş ve eklemiş, "Siz kiminleydiniz? suâline cevap verenler, işte o gün bahtiyar zümredir, erenler." deyince, camide bir sayhadır, bir gulguledir kopmuş. Bayılanlar, hatta tarih kayıtlarına göre ölenler olmuş.

* Nasıl oluyor bu? Bunun nasıl olduğuna aklı ermeyenler yaz konserlerinde pop sanatçıları seyrederken fenalık geçiren nesillerine baksınlar, belki bir fikir verir. Her hâlde orada adam bayılıyorsa Sümbül Sinan'ın sözüyle ölmesi lazım.

* Sümbül Sinan Hazretleri İstanbul Fatih'te, Kocamustafapaşa Caminin haziresinde medfundur. Ramazan Ayı bitmeden bir gün çocuklarınızn elinden tutarak İstanbul'un bu mânevî büyüğünü ziyaret edin. Hem siz hem ruhunuz hem evladınız âşinalık kesbedin Allah'ın bir veli kuluna.


AYET-İ KERİME
* "Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: "Bize Rabbimizin vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." A'râf: 44

* Ateşin halkı cennet halkına seslenir: "Bize biraz sudan ya da Allah'ın size verdiği rızıktan aktarın." Derler ki: "Doğrusu Allah bunları inkâr edenlere haram (yasak) kılmıştır."A'râf: 50


HADİS-İ ŞERİF
* "Cennetlikler Cennet'e girdiği zaman Allah (c. c.) şöyle buyuracak: "Size daha da vermemi istediğiniz bir şey var mı?"
Cennetlikler de şöyle derler: "Yüzlerimizi ak çıkarmadın mı, bizi Cennet'e koymadın mı, bizi Cehennem'den kurtarmadın mı? (o yeter)."
Rasûlullah sözlerine devam buyurarak: "Cenâb-ı Hak perdeyi kaldırır, Cennetliklere artık Rablerine bakmaktan daha sevimli gelecek hiç bir şey verilmiş olmaz." Müslim

SORDUM-ÖĞRENDİM
İntihar eden bir kişinin cenaze namazını neden kılarız?
Rahmetli hocam; "İnsanın aklı kürdan gibi bir şeyin üzerinde duruyor, bir dengesi kaydı mı gider." derdi. İslam âlimlerimiz bu kişinin yine de kendi aklıyla kasıtlı olarak yapmadığını düşünerek, cenaze namazını kılar. Müslümanların olduğu yere defnedilir. Hatta malı mülkü de herhangi bir mü'minde olduğu gibi taksimatı yapılır. Efendimiz (sas) buyuruyor ki: "Kim bu şekilde canına kıyarsa ebedi hayatında hep o şekil üzere kalır."

DUA
Efendimiz (sas)'in Duası:
* Allahümme innî e'ûzü bike min fitneti'n-nâri ve 'azâbi'n-nâri ve min şerri'l-ğınâ ve'l-fakri."

* "Allah'ım! Cehenneme götüren fitneden, Cehennemin azabından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden, seninle sana sığınırım." Âmin.