Eliz Sakuçoğlu

ELİZ SAKUÇOĞLU

Tarihi 4 Ekim 2016

Sosyal kuzuların sessizliği Out, renk vermeleri İn!

Bu devirde ucundan köşesinden bir şekilde sosyal medya kullanmayan hiç kimse kalmadı artık!
Biliyorum belki biraz ürpertici şimdi söyleyeceğim şey; ama eğri oturup doğru konuşmak lazım...
Facebook, instagram ve Twitter gibi sosyal ağlar bugün hayatımızdan çıksa acaba insanlık ne yapardı? Birebir tanımadığımız ama sanal ortamda 'tanıyıp' neler yaptığını ilgiyle/merakla takip ettiğimiz insanların hayatlarına ya da birebir tanıdıklarımız hakkında bu devirde ulaştığımız tüm o bilgilere artık ulaşamasaydık özellikle Türkiye gibi 79 milyonluk nüfusa sahip bir ülkede 42 milyon aktif sosyal medyada kullanıcısı ile (We Are Social adlı Dijital Pazarlama Ajansı tarafından raporlanan 2016 verilerine göre) acaba ne yapardık? :) Çok eski değil yakın geçmişte bu köşemde yine sosyal medyanın faydalarından ve sahip olduğumuz bu dijital dünyanın yararlarından bahsetmiştim. Tabii ki kendi hayrımıza kullandığımız müddetçe… Ama maalesef gerçek dünyada da olduğu gibi dijital dünyada da nefret, kıskançlık, hazımsızlık gibi birçok duygu yine devrede olduğundan dolayı kimileri için bu, can sıkıcı bir hal alabiliyor. Özellikle ünlülerimizin işi çok zor. Çünkü yüksek takipçi sayısına sahip ünlüler en büyük sosyal kurbanlar ve onlar hiç kuşkusuz bedelini de ağır ödüyorlar. Maalesef popülerliğiniz arttıkça sizi daha çok insan tanıdıkça seveniniz kadar sevmeyeniniz de artıyor. Ama gelin her zaman yaptığım gibi bu konuya da işin olumlu tarafından bakalım. Çünkü hatırı sayılır 203 bin takipçimle ben işin üstesinden böyle geliyorum. :) Bir stadyumun ortasında kendinizi bir yarışmada katılımcı olarak farz edin. Etrafınız 100 bin çığlık atan fanatikle sarılı… Bunun yarısı sizi sevmiyor, hatta nefret ediyor; daha da ilerisi sizden neden hazmetmediklerini de acımasızca dile getirip ağır küfürler dahi ediyor. Gerçek şu ki; biz her gün işimiz gereği sayısını asla tam bilmediğimiz bizi sevmeyen insanlarla dolu bu 'sanal stadımıza' giriş yapıyoruz. Ama keşke onlardan daha çok olsa! Yanlış okumadınız.
'Sevmeyenlerimiz daha fazla olsa' diyorum, neden mi? Çünkü başarınızla sizi sevmeyen insanların sayısı birbiriyle çok doğru bir orantıda ilerliyor. Hatta birçok sosyal medya uzmanına göre başarılı olmanın sırrı bunda yatıyor. Bense bunu şöyle yorumluyorum: 'Sizi sevmeyenleri sizi sevenlerden daha çok sevin.' Çünkü onların nefreti sizin doğru yolda olduğunuzun göstergesidir.
Onlar öyle kişiler ki başarıya giden yolu bildiklerini düşünüyorlar; ama asla o uçağı oraya uçuracak cesarete sahip değiller. Yapılan eleştiri kendini sevmeyen insanın duygularını dışa yansıtış şekli, zayıflığı, korkusu ve kendine olan güvensizliğini temsil ediyor. Sizden nefret ediyorlar; çünkü aslında onlar sizin gibi olmak istiyorlar.
Hatta o kadar acı ki çoğu, gerçek kimliğini saklayıp sahte hesap açıyor ve bir umut dikkatinizi çekebilmek için sizi takibe alıp attığınız her bir gönderinin altına tüm değerli vaktini size yorum yapmakla harcıyor. Ya da bir şekilde onun gibi aynı ruh haline sahip fırsatçı başka boş insanların ilgilisini çekerek onların da size saldırmasını sağlıyor.
Çok acı değil mi?
Instagram sağ olsun yeni güncellemesi sayesinde bu söylediklerimi de bir nevi tasdikliyor.
Ayrıca bizi artık özel bir süzgeç sayesinde kötü yorumlardan da koruyor. Bir hafta önce instagram hesabımdan Beran ile çekildiğim bir fotoğrafı paylaştım. Beğeni sayısı 4 bin 500 olan bu gönderime 700 binden fazla tekel hesap dahil toplamda 886 bin hesap bakmış.
Hatırlatırım; takipçi sayım 203 bin ve bu gönderim keşfet kısmında çıkmadı.
Evet sevgili stalkerler, lütfen beni takip etmeden takip etmeye devam edin :)