'Küresel Çete' bastırıyor! Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık savaşına saldırı: Tefecilerden 7'li koalisyona "balayı" vaadi

7'li koalisyon kurulduğu günden bu yana Batı merkezli söylemleriyle, küresel güçler arasında bağımsız politikalarıyla saygın bir konum elde eden Türkiye'yi eski günlere döndürme hayali kuruyor. Yayınladıkları "ortak mutabakat metninde" Avrupa ve ABD ile uyumlu politikaların tahahhüdünü veren koalisyon, Ali Babacan'ın tabiriyle "aferin" beklemeye başladı. FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerinin Avrupa'daki lobileri, Batı basını, küresel çete siyasi tetikçileri koalisyonun arkasına dizildi. IMF'ye göz kırpan ve bağımsız ekonomi politikalarından geri adım sinyali veren koalisyon, faiz lobilerini iştahlandırdı. Son olarak İngiliz Timothy Ash, "Muhalefet kazanırsa bu Batı'yla ikinci bir balayı dönemi olur" ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 17 Nisan 2023, 11:00 Güncelleme 17 Nisan 2023, 11:31
’Küresel Çete’ bastırıyor! Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık savaşına saldırı: Tefecilerden 7’li koalisyona balayı vaadi

İÇİNDEKİLER

7'li koalisyon Avrupa ve ABD'nin takdirini kazanmak adına siyasi ve ekonomik başlıklarda, bağımsız politikalardan vazgeçeceğini sık sık deklare ediyor. Küresel çetenin planlarıyla uyumlu "mutabakat metni yanında", CHP'nin ABD'den ithal ekonomistleri koalisyonun hayalindeki Türkiye'nin nasıl yönetileceğinin adete bir göstergesi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu seçimlerde sadece ittifaklar ve adaylar rekabet etmiyor. Aynı zamanda bu seçimlerde Batı buraya talimat veriyor. İki farklı zihniyet, iki farklı Türkiye hedefi de yarışıyor." sözleriyle tanımladığı kirli ittifak tüm dikkatini seçimlere çevirmiş durumda.

İngiliz tefecilerden Timothy Ash, 7'li koalisyonun kazanmasının Türkiye ile Batıa rasında yeni bir "balayı" dönemini başlatacağını öne sürdü.

KÜRESEL TETİKÇİ THE ECONOMİST DEVREDE
Sansasyonel manşet kapaklarıyla gündem belirleme çabasına girişen küresel kaos tetikçisi The Economist her fırsatta yaptığı gibi deprem üzerinden de Türkiye'yi ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef almıştı.

DEPREMİ SEÇİMLERE BAĞLADILAR
"Türkiye ve Suriye'deki yıkıcı depremler siyaseti de alt üst edebilir"
başlığını kullanan dergi "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mayıs ayında zorlu bir seçimle karşı karşıya" ifadeleriyle algı dolu bir makale yayımladı.

Haberin girişinde depremin büyüklüğünden bahseden The Economist depremin Suriye ve Türkiye'de büyük bir yıkıma sebep olduğunu, yardım çalışamlarının devam ettiğini belirterek daha sonra meseleyi siyasete bağladı.

Algı dolu makalede deprem üzerinden anlamsız bir şekilde Türkiye'nin ekonomi politikası da eleştirilirken "Türkiye'yi yirmi yıldır yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bocalayan ekonomi ve aptalca para politikalarının %50'nin üzerine çıkardığı enflasyon oranıyla kendisi için zaten zor olacak bir seçimle karşı karşıya." şeklinde skandal ifadeler kullanıldı.

KÜRESEL ÇETENİN DESTEĞİ İÇİN REKABET
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmadan önce "küresel çete"yi arkasına alabilmek için ABD ile başladığı icazet gezisini İngiltere ve Almanya ile sürdürmesi, İYİ Parti'nin de Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesinin ardından benzer ziyaretlerde bulunması ve bu ülkelerin desteğini arkalarına almak için arayışta olmaları dikkat çekmişti. DEVA Partisi lideri Ali Babacan'ın da İngiltere ve İngiliz Kraliyet Ailesi ile yakın ilişkileri de bilinen bir gerçek olarak ön plana çıkıyor.

KOALİSYONDA EN KÜRESELCİ BENİM KAVGASI
Türkiye'nin çıkarları yerine "Küresel çete"nin çıkarlarını ön planda tutan 7'li arasında "En küreselci benim" kavgası en başından beri sürüyor. Washington Post, Bloomberg ve Financial Times'ta çıkan yazılar da "Küresel çete"nin masanın üzerindeki etkilerini gözler önüne serer nitelikte.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

ABD merkezli Washington Post ve Bloomberg "Türkiye seçimlerini 2023'teki en önemli seçimler" olarak değerlendirirken, "Sonuç, Washington ve Moskova'nın yanı sıra Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika'daki başkentlerdeki jeopolitik ve ekonomik hesaplamaları şekillendirecek." ifadelerine yer verildi.

Financial Times ise yılbaşı öncesi yaptığı analizde seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını anlayınca manipülasyona başlamıştı. Haberde Türkiye ile ilgili bölümde yer alan "Türkiye'nin Haziran seçimlerinde Erdoğan dönemi sona erecek mi?" sorusuna yanıt veren FT Türkiye muhabiri Laura Pitel'in ifadesi İngilizlerin Başkan Erdoğan karşısındaki çaresizliklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

*Takvim.com.tr'nin ilgili haberini okumak için fotoğrafa tıklayın

Pitel, seçimi Başkan Erdoğan'ın kazanacağını ifade ederken, satır arasında verdiği skandal mesajlarla algı operasyonu çabası içerisine girdi. Pitel soruya yanıtında, "Recep Tayyip Erdoğan azalan popülaritesine karşın iktidarda kalmak için adil ya da hileli bir yöntemler yağmuruna başvuracak. İktidarını üçüncü on yıla genişletmesi, Türkiye'nin zaten sorunlu olan ekonomisinde ağır sonuçlara yol açacak, yaşam standartlarındaki düşüşü kötüleştirecek ve kişisel özgürlüklere daha fazla sınırlama getirecek." ifadelerini kullandı.

TETİKÇİ BOLTON DA DEVREDE
Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce bir televizyon programında kendisini, "başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri" olarak tanımlamıştı. Bolton Türkiye'deki seçimler ile ilgili de skandal ifadeler kullandmıştı.

The Wall Street Journal'a makale yazan Bolton, "Batı'nın, Türkiye'deki muhalefetin yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarı şansı elde etmesini sağlamaya yardım etmek için cesur bir adım atması halinde Erdoğan'ın durdurulma şansı söz konusu" dedi.

Muhalefetin etkili bir kampanya yürütmesi ve birlik içinde kalması halinde Erdoğan'ın seçimde yenileceğini öne süren John Bolton, "Erdoğan'a karşı koyulmazsa, işler daha da kötüye gidecek" iddiasında bulundu.

Bolton skandal makalesinde şu ifadeleri kullandı:

"Eğer Batı, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi iç muhalefetinin adil bir şekilde sarsılmasını sağlamak için cesur adımlar atarsa, durdurulabilme şansı var. Bunu yapmak için ittifakın Ankara'nın üyeliğini kesme tahtasına koyması gerekiyor. İhraç edilmeyi şimdi düşünmek, ittifakın üyeliğinin artılarını ve eksilerini tartışmasına ve -hem Türk seçmenlere hem de NATO üyelerine göre- yaklaşan seçimlerin yüksek çıkarlarını vurgulamasına olanak sağlayacaktır.

Türk seçmenin, Haziran'da veya Sayın Erdoğan'ın seçim takvimini manipüle etmesi durumunda Mayıs'ta ülkelerini geri alma şansı olacak. Muhalefet adaylarının gerçek bir şansı var. 2019'da İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde önemli belediye seçimlerini kazandılar. Bu, Sayın Erdoğan'ın muhalefeti sakatlamak için kovuşturmaları kullanarak ve yenmek için çok uğraştığı İstanbul belediye başkanı da dahil olmak üzere liderlerine karşı uydurma suçlamalarda bulunarak seçim sürecini yozlaştırma çabalarına rağmen oldu."

PKK-KÜRESEL ÇETE-KOALİSYON İŞBİRLİĞİ
Son olarak terör örgütü PKK'nın sözde yayın organına konuşan elebaşlarından Sabri Ok, 6'lı koalisyona verdikleri destek ve küresel çetenin kendilerini gönderdiği mesajları tek tek itiraf etti.

KÜRESEL ÇETE PKK'YI DESTEKLİYOR
Uluslararası çevrelerin kendilerini desteklediklerini itiraf eden Ok, "Şunu söylemeliyim, şüphesiz birçok kişi, birçok devlet, uluslararası güçler, bazen doğrudan ve açık bir şekilde, bazen farklı şekillerde yönetimimize haber gönderdiler, selamlar gönderdiler: 'eğer bir gün eylemsizlik, ateşkes kararı alırsanız biz üzerimize düşen rolü oynayacağız' dediler. Birçok devlet ve yabancı güç ateşkes yapmamızı istedi ve yaptık" dedi.

PKK ELEBAŞI SABRİ OK KANLI ORTAKLIĞI İTİRAF ETTİ I VİDEO İZLE

ABD VE AVRUPA BASINIYLA AĞIZ BİRLİĞİ
Uluslararası basınla ağız birliği yaparak seçimin çok önemli olduğunu belirten OK, "Bugüne kadar yapılan seçimler toplum tarafından rutin ve normal olarak görülüyordu. Ama bu sefer öyle değil. O yüzden gerçekten bu seçim çok önemli." ifadelerini kullandı.

6'LI MASAYA DESTEK İTİRAFI: TERÖRÜ AKLAMA GİRİŞİMİ
Geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK elebaşı Duran Kalkan'ın yaptığı açıklamalarla ilgili de konuşan Ok, "A Haber'i izledik, Heval Abbas'tan bahsediyorlardı. Vay efendim heval Abbas, şunu destekliyoruz, bunu desteklemiyoruz demiş. PKK'yi ne sanıyorlar. PKK zaten ideolojik ve siyasi bir harekettir. Amacımız siyaset yapmak. Tabi ki birilerine destek vereceğiz, birilerine vermeyeceğiz. Kime ne kadar destek vereceğimiz, ne kadar vermeyeceğimiz değerlerimize, ideolojimize, siyasetimize, taktiklerimize, stratejimize ve çalışmalarımıza göredir." şeklinde konuşarak terör örgütünün 6'lı masaya verdiği desteği itiraf etti.

KÜRESEL TEFECİLERE SELAM ÇAKTI: KREDİ DE ALABİLİRİZ
Kılıçdaroğlu, "Eğer iyi bir yönetim, halkına hesap veren bir yönetim saydam bir yönetim olduğu takdirde pek çok kuruluştan yardım da alabiliriz. Pek çok kuruluştan düşündüğümüzden çok daha uygun koşullarda kredi de alabiliriz" dedi.

CHP lideri, Türkiye'yi IMF'ye mahkum etmeyi planladığını açık etti.

Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri gündemdeyken İngiliz ekonomist Bluebay Portföy Yönetimi yatırım uzmanı Timothy Ash benzer bir yorumda bulunmuştu

Timothy Ash, Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması durumunda Türkiye'ye batıdan para akacak diyerek Washington ve Brüksel'i işaret etti.

Ash Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda şunları söyledi;

"Kılıçdaroğlu Mayıs'taki seçimi kazanırsa, Türkiye kollarını yeniden Batı'ya açacak. Kılıçdaroğlu ilk ziyareti kesinlikle Washington ya da Brüksel'e yapacak. Büyük miktarda Batı finansmanı, yaklaşan Türk canlanmasıyla geri dönecek."

DÜŞÜK FAİZ POLİTİKASI PARA BARONLARINI RAHATSIZ EDİYOR
Başkan Erdoğan'ın düşük faiz politikasını benimsemesi para baronlarını rahatsız ediyor! Geçtiğimiz gün İngiliz Reuters Millet İttifakı'nın seçimi kazanması durumunda, Ali Babacan'ın ekonominin başına geçeceği ve tam tersi bir politika izleyeceğini yazmıştı.

ASH TÜRKİYE'NİN IMF'YE TESLİM OLMASINI İSTİYOR!
Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması halinde Batı'dan para geleceğini söyleyen Ash geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada Türkiye'nin neden IMF'den borç almadığını sorgulamıştı.

Timothy Ash geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada TL'nin değerinin 'çılgınca' bir noktada olduğunu öne sürerek Merkez Bankası'nın dolar satarak duruma niçin müdahale etmediğini ve Türkiye'nin neden IMF'den borç almadığını sormuştu.


Twitter hesabından Türkiye ekonomisine dair paylaşım yapan İngiliz ekonomist, paylaşımında şu ifadelere yer vermişti;
"Anlamadığım şey, niçin yine döviz satarak müdahale etmedikleri. Bu yöntemin sorunu nihai olarak çözmeyip Merkez Bankası'nı sadece negatif faiz oranı bölgesine daha derin şekilde ittiğini bilsem de; eğer faiz artırmak istemiyorlarsa, TL'ye istikrar kazandırmak için en azından bir miktar dövizi kullanabilirler. Türk Lirası için herhangi bir çapa kalmamış gibi görünüyor. Eğer Merkez Bankası'nın faiz oranlarını artırma yetkisi yoksa ve döviz rezervlerinin yeterliliği sınırlıysa, IMF yoksa, o zaman geriye ne kalıyor?..."

ASH'TEN YENİ OPERASYON: İKİNCİ BALAYI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kazanması durumunda Batılı finansmanın Türkiye'ye yeniden akacağını söylemişti.

Muhalefet kazanırsa ikinci balayı yaşanacağını söyleyen Ash, "Yabancı yatırımcılar muhalefetin ekonomi ekibini iyi tanıyor ve saygı duyuyor. Eğer muhalefet kazanırsa bu dönem Batı'yla ikinci bir balayı dönemi olur. Batılı yabancı büyük bir sermayenin Türkiye'ye akacağını göreceğiz. Muhalefet bu yatırımcı rüzgârını arkasına alacak. Mali kurallarda Ortodoks politikalara dönmek oldukça önemli. Ancak benim endişem altı partiden oluşan bir koalisyonun ülkeye siyasi istikrar getirip getirmeyeceği" ifadelerini kullandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN