İster misiniz?

Biz insanları en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, bizler için ebedî hayat takdir etmiştir. Kendisine inanan ve yönelen mü'minler için de güzelliklerle dolu Cennet'ler yaratmıştır.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Ağustos 2010 Güncelleme 20 Temmuz 2011, 15:41
İster misiniz?

İÇİNDEKİLER

Sözlü ve fiili olarak da kendisinden Cennet'leri istememizi emretmiştir. Bu sohbet yazımızda sizlere Cennetleri istemenin ne anlama geldiğini Dinimizin temel kaynakları olan Kurân ve Sünnet ikilisinden hareketle "İster misiniz" başlığı altında açıklamaya çalışacağız?
Işık hızı ile hareket edebilen, çevresindeki canlı ve cansız sayısız varlıklarla konuşabilen ve onlara bakışlarıyla emirler verebilen dolunay gibi aydınlık, güzeller güzeli ebedî bir rûh-beden varlığına sahip olmak ister misiniz? Dünya ölçeğinde büyük mü büyük, ileri teknoloji ile donanımlı mı donanımlı özel bir ülkenin sonsuza dek sizin olmasını ister misiniz?
Yaşayıp yöneteceğiniz bu ülkede, ormanlarla çevrili, çeşit çeşit meyve ve gül ağaçlarıyla bezeli, içinden değişik renkler ve tatlarda nehirler akan, kaynaklar fışkıran yemyeşil alanlar içinde altın, gümüş ve değişik mücevherlerden yapılmış saraylarınız olmasını ister misiniz?
Sedeflerindeki inciler gibi göz kamaştırıcı eğitimli ve cazibeli hizmetçilerinizin sanat harikası servis takımları ile bin bir çeşit yemekler, meyveler ve misk kokulu mühürlü kaynaklarından alınmış sağlıklı içkilerle size ve dostlarınıza hizmet sunmasını ister misiniz?
Dünya güzeli erkekler ve kadınlardan çok daha cazibeli olacak, ahlâk ve yüz güzellikleri vasfedilemez niteliğe bürünecek eşlerle, kalıcı rûhsal ve bedensel zevkleri zirvede yaşamak ister misiniz? Tabii konuşmaların bile ileri derecede zerâfet ve güzellik kazanacağı bir yaşamda, şaheser salonlarda, dev sanatçıların hiçbir gözün görmediği enstrümanları ve hiçbir kulağın işitmediği büyüleyici sesleriyle sürekli olarak verecekleri, mûsiki ziyafetlerini dinlemek ister misiniz?
İhtişamları karşısında ürperdiğimiz dağların daha büyüklerinin zirvelerine tırmanmak, dev dalgalarından ürktüğünüz denizlerin daha azametlilerinin derinliklerine dalmak, büyülenerek hayranlıklarla izlediğiniz yıldızların daha görkemlilerine ulaşmak ve aralarında bitmeyecek yolculuklar yapmak ister misiniz?
Başta insanlık semasının yıldızları olan Peygamberlerle, tarihler boyu milyonları erdemlere yönlendirmiş alimler ve yöneticilerle, insan hakları ve hürriyetleri uğruna devrimler yapmış, can vermiş yüce şahsiyetlerle, özetlersek, büyük insanlarla ebedî dostluklar kurmak, sohbetler yapmak ister misiniz? Hz. Âdemden beri yaşamış ve Kıyamet Günü'ne kadar yaşayacak inançlı ve fazîletli insanların, cinlerin ve de meleklerin katılacağı, ileri medeniyetlerin yaşanacağı ve barışın hakim olacağı gizemli bir âlemde ebediyen mutluluk içinde yaşamak ister misiniz?
Bütün varlıkların, tüm güzeller ve güzelliklerin yaratıcısı olan Allah'ın tanımlanamaz zatî güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun selâmı ve konuşmalarına muhatap olmak ister misiniz?
Fizik âlemde hiçbir gözün görmediği ve göremeyeceği, hiçbir kulağın işitmediği ve işitemeyeceği ve hiçbir kalbin tasavvur etmediği ve edemeyeceği sonsuz nimetleri, zevkleri ve mutlulukları, fizik ötesi ebedî bir âlemde yaşamak ister misiniz?
Konumunuz, gücünüz ve düzeyiniz ne olursa olsun ergin bir insan olarak bütün bu isteklerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Nasıl mı? Sizleri yaratan ve size pek merhametli olan Rabbinizin emirleri ve yasakları çizgisinde Kurânî bir hayat yaşamakla.

SORULARINIZ VE CEVAPLARI

İSLÂMÎ KURALLAR IŞIĞINDA VEJETARYENLİK NASIL DEĞERLENDİRİLEBİLİR?
Yeryüzündeki bütün canlı ve cansız varlıklar insan için yaratılmıştır İnsanlar, doğrudan veya dolayla olarak bu varlıklardan yaralanma ihtiyacındadır. Bütün bitkiler, sebzeler ve meyvelerden faydalanabileceğimiz gibi bize helâl kılınan bütün deniz ve kara hayvanlarından da yaralanabiliriz. Rabbimiz de yememizi, yedirmemizi ve şükredici kullar olmamızı öğütlemektedir. (Yasin 71-72,Nahl 14) Hiç şüphesiz kesimi helâl kılınan canlılar ancak Allah'ın verdiği izinle ve O'nun adı anılarak yalnızca yemek için kesilebilir ve avlanılabilir. Ancak onların etlerinden yenilebilir. (Enam 118-119) Vejetaryenlerin et yemeksizin yalnızca sebze ve meyvelerle yetinmeleri eleştirilemez. Çünkü et yememizle ilgili ruhsat/izin var fakat farz nitelikli bir görevimiz yoktur. Ancak onların içinden bazılarının et yemeyi hayvanlara sevgisizlik ve acımasızlıkla niteleyip yermeleri ve yasaklanması yönünde eğilim göstermeleri ve söylemde bulunmaları, Yaradanın et yemeyi helâl kılıcı yasasını tanımamak olarak onları kâfirlerden kılacak bir aşırılıktır. Çünkü helâl kıldığı hayvanların etlerinden yememizi farz bir görev kılmaksızın öğütleyen Allah'tır. Allah ise Rahman'dır; sevgisi ve merhametiyle bütün varlıkları kuşatandır. Kaldı ki Rabbimiz genelde helâl kıldıklarını haram kılmaya, özelde cinsel arzularını köreltmek için et yemeyi kendilerine yasaklamaya kalkışanları şöylece uyarmaktadır: "Ey İman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı tertemiz nimetleri kendinize yasaklamayın. Bu konuda aşırılığa gitmeyin. Çünkü Allah, aşırılığa kaçanları sevmez." (Maide 87)

REFERANDUMA KATILMAMAK GÜNAHKÂR KILAR MI?
Müslüman olarak biz İslâm'ı tercih etmekle yükümlü olduğumuz gibi, İslâmî hayatın daha özgürce yaşanabileceği,bir diğer anlatımla insanlık onurumuzun daha iyi korunabileceği, şartları oluşturmakla da mükellefiz. Bu sebeple referanduma katılmalı ve inançlarımız doğrultusunda tercihlerimizi yapmalıyız. Halk iradesinin yönetimlere gereğince yansıtılamadığı, yasal sorgulamanın adalet içre yapılamadığı ve güçlü suçluların suçlarına göre cezalandırılamadığı toplum yapısı, İslâm'a göre de değiştirilmesi gereken Münker'dir. İslâm Dini yanı sıra bilimsel akla da aykırılık olan Münker'i gücümüz ölçüsünde değiştirmeye çalışmak ise Rabbimizin buyruğudur. (Tövbe 71, Lokman 17) Referandum yoluyla dönemimizin Hılful- Fudûl'unu/erdemliler ittifakını oluşturmalıyız. "Def'-i mefasid'in celb-i menafi'den evla/ Zararlıları gidermenin faydalıları sağlamaktan öncelikli olduğu" şeklindeki İslâm onaylı ünlü Mecelle kuralı da unutulmamalıdır. Not: Hılful-Fudûl , Cahiliyet döneminde onurlu insanların zulme ve zalime karşı ve mazlumdan yana kurdukları bir birliktelikti. Peygamberimiz gençliğinde bu birlikteliğe katılmış ve onu Peygamberlik döneminde de onaylayıp övmüştü.

KOLYE VE BENZERİ HAÇ İŞARETİNİ TAŞIYAN SÜS EŞYALARININ KULLANILMASI CAİZ MİDİR?
Değildir. Haç Hıristiyanların inanç sistemini sembolize eden ve Teslis inancını yansıtan bir işarettir. Bu işaret kişinin Hıristiyan olduğunu izlenimini verir. İslâm dışı her hangi bir dinin veya felsefî sistemin bağlısı olduğu izlenimi veren sembol nitelikli işaretlerin/ rozetlerin takılması ve işlerin yapılması onlara benzemedir. a- Doğruluğuna inanarak, yürekten benimseyerek yapılan benzeme kişiyi Kâfir kılar ve ona Kâfir gibi davranılmasını meşrulaştırır.Çünkü Peygamberimiz, "İsteyerek bir topluluğa benzemeye çalışanlar Biz'den değildir, onlardandır." (Ebu Davud Libas 4) buyurmuşlardır. b- Ayırıcı özelliklerinde onlara isteyerek benzeme amacını taşımayan benzemeler de haramdır. Sorumuzla örneklendirirsek Peygamberimiz Hıristiyan iken Müslüman olan Adî b. Hatim'e, taktığı Haç'ı işaret ederek "At o putu ." şeklinde emir buyurmuşlardır. (Tirmizî, Tefsîr'ul-Kur'ân, 10) Sonuç: Estetik duygularımızı, giysilerimizi ve aksesuarlarımızı inançlarımızla çelişmeyecek şekilde oluşturmalı ve geliştirmeliyiz.

BİR AYET
O, gaybı da göru¨nen âlemi de bilendir, mutlak gu¨ç sahibidir, hu¨ku¨m ve hikmet sahibidir. (TEĞÂBUN SÛRESİ 18)

BİR HADİS-İ ŞERİF
İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü "Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)" sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.


* * *

İslam'da kişi ve toplum haklarının önemi

Görevimiz gerçek Mü'min olmaktır

Kur'an'ın tanımı ve mesajları

Teşekkür etmek

İslam karşıtlığına saygı gösteremeyiz

Özür beyan edip af dilemek

Hırka-i Şerif ziyarete açıldı

İşkenceciler lanetlilerdir

Oruç tutanlar için acıktırmayan kurabiye

İslam'ın evrensel çağrısı barıştır

Zina yapanın nikahı bozulur mu?

Her daim bilgiye muhtacız

Sıkıntılar günahlardan kaynaklanır


İbadetin anası, özü Namaz'dır


'Oruç Allah'ın emridir'