Davutoğlu'ndan önemli açıklamalar

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Atv-A Haber ortak canlı yayınında A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün moderatörlüğünde gerçekleşen "Başbakan ile Gündem Özel" programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu

Giriş Tarihi 26 Aralık 2014, 00:00 Güncelleme 27 Aralık 2014, 03:01
Davutoğlu’ndan önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

ÇÖZÜM SÜRECİ
- Sürecin doğası içinde kendi seyri devam ediyor. Biz bu sürecin en başından itibaren sürecin sonunda neye ulaşmak istediğimimzi biliyorduk. Türkiyenin demokratikleşme süreci içinde rahatla yaşayabildiği bir Türkiye ideali.

- Türkiye'de siyasi talepler şiddetle silahla yapılmayacak. 6-7 Ekim olaylarının bir daha olmaması için adımlar attık atacağız. Şimdi olması gereken bu sorunların sadece bir tarafla değil tüm taraflarla görüşülmesi gerektiği bundan sonra atılacak adımların o çerçevede yürümesi gerekiyor.

- (Pervin Buldan'ın açıklamaları) Ortak açıklama mütabakat değil ama olabilirde. Kimsenin spontane ayak üstü açıklamalarla sürecin engellememeli. Bizim kanattan açıklamaların kim tarafından yapılıyor belli, aynı şeyin HDP tarafında da olması gerekiyor. Şu zaman bu olur demek yanlış. Pervin hanımın söylediği doğru bir şey ayda bir kere açıklama yapılmalı

İşte AK Parti'nin son oy oranı!

TÜRKİYE'Yİ KİMSE TEHDİT EDEMEZ

- Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'ne dönük imalı da olsa tehdit cümlesi kuramaz. Bölge halkında tekrar bir güven hissi oluşmaya başladı. Kamu düzeni çerçevesinde adımlar atıldı. Silahların terk edilmesi sanki bazı şartlar yerine getirilirse olacakmış gibi böyle bir şey yok

MÜZAKERELER YENİ BAŞLAMADI İVME KAZANDI

Müzakere konusunda tek bir taslak yol. Bir Oslo görüşmeleri var yürüyen çalışmalar var 2012 Aralık'ından itibaren doğrudan görüşmelerle milli bir şekilde gerçekleşmesi. Bu süreç 2 kez yavaşlatıldı söz verildiği halde silahları bırakıp terk edilmedi. Çözüm sürecinde ileri bir aşamaya gelindiğinde bir başka provokasyon çıkartılıyor. Atılması gereken adımlar ertelendi. Demokratikleşme paketini açıkladık silahlı unsurların silahlarını bırakması konusunda bir ilerle sağlanamadı. Bu sefer de 6-7 Ekim olayları çıkartıladı. Biz tekrar tren rayına oturttuk. Herkesin dikkatli olması lazım. Daha somut hedefe doğru ivme kazandığı doğru.

- Silahlı grupların silahlarını bırakıp Türkiye'yi terk etmeleri konusunda adımlar atıyoruz.

- Son derece dikkatli pozitif bir yaklaşımla bunu yürütmeye çalışıyoruz. Adım adım atılacak çalışmalar var. Öncelikle görmek istediğimiz iyi niyet ve ciddiyetin ortaya konulması.



GENEL AF GÜNDEMİMİZDE YOK
Her birisi benim başkanlığımda yapılan çözüm süreci toplantılarında, 15 günde bir en geç bu konuları ele alıyoruz ve burada talimatlandırıyoruz. Yani Başbakan Yardımcımız Sayın Akdoğan'ın yapacağı görüşmelerde söyleyeceği şeyler de orada söyleniyor, Kamu Güvenliği Müsteşarımızın İmralı'ya yaptığı ziyarette ele alacağı konular da orada beyan ediliyor, bölgede sivil toplum kuruluşlarıyla yapılacak görüşmeler ya da diğer siyasi partilerle yapılacak görüşmeler de; Sayın Arınç son dönemde gerçekleştirdi, onları da orada belirliyoruz, belli bir görev dağılımı içinde. Ayrıca İçişleri Bakanlığımız da kamu düzenini sağlama yönünde atılacak adımları tespit ediyor. Bu anlamda son derece entegre, koordineli, herkesin ne yaptığının tespit edildiği bir süreç işliyor.

Zaten MİT Müsteşarımız başından beri olayın içinde ve bize arzda bulunuyor. Her 15 günde bir, gerekiyorsa da daha erken toplanıp 'süreçte şimdi buradayız, şu adım atılabilir, şunu yapabiliriz' diye son derece dikkatli, kararlı, pozitif ve vizyoner bir yaklaşımla bunu yürütmeye çalışıyoruz. Bundan sonraki aşamalarda ne olacağı konusu da bu şekilde ele alındı. Adım adım yapılabilecek çalışmalar var. Heyetin genişlemesi ya da bazı unsurların tekrar aktif olarak sürece katılmaları konuları hep ele alınabilecek hususlardır. Ama öncelikle görmek istediğimiz bu konularda bir iyi niyet ve ciddiyetin ortaya konulması.

Başbakan Davutoğlu, "Genel af bu adımların neresinde" sorusuna "Şu ana kadar böyle bir konu görüşülmedi ve gündemimizde de yok. Çok net ifade ediyorum" yanıtını verdi.



YENİ GÜVENLİK PAKETİ
- Molotof kokteylini bir insan neden eline alır. Gelişmiş demokrasilerde olmayan hiçbir şey yok hangi ülkeyi istiyorlarsa çıkarsında hepsini inceledik o ülkelerde özgürlüklerin korunması için atılan adımlar var. Dünyanın hangi yerinde molotof kullanma özgürlüğü var varsa göstersinden ABD'de ömür boyu hapse kadar çok ağır cezalar var. 6-7 ekim olaylarını düşünün. Bir tek size mi ait toplantı ve gösteri yapmak. Bu pakette evrensel demokrasi dışı hiçbir şey yok

- Yasin börünün annesinin babasının çığlıklarını ben dinledim Ama bazı kesimler benim olduğum yerde benim sözüm geçer diyor en çok da kürt vatandaşlara zulüm uyguluyor.

- Kaleşnikofla molotof kokteylile toplantı ve gösteri özgürlüğünden bahsedilebilir mi. Bu ülkede kamu düzeni oluşturulacak. Bundan da herkes istifade edecek.

Başbakan:

YARGITAY'IN HANEFİ AVCI KARARI
- Burada hala biz güçlüyüz mesajı var bir ara sembollenmişti 'dokunan yanar diye'. Ben yargı süreçleriyle ilgili hep dikkatli konuştum ama bunun zamanlaması son derece sembolik bir davada böylesine acil bir karar almak biz haal burdayız bizimle ilgili kanaat sarfedenlerle hesabımızı görürüz mesajı veriyorlar.

- Tahşiye denilen grubunda işlediği suç paralel yapının hoşlanmadığı şeyler söylemek ve getirmek. Bunlar kendilerine eleştiri getirenleri dahil ceza vermeye ve tasfiye etmeye çalışıyor

- Hanefi Avcı örgüt üyesiyse hangi örgüt üyesi o kiabı yazmamış olsaydı bu cezayı alır mıydı.

BİZ BU YAPIYA SESSİZ Mİ KALACAĞIZ
Paralel yapının amacı kendileri gibi düşünmeyenleri sindirmek ve bastırmak. Şimdi biz bu yapıya karşı sessiz mi kalacağız. Özgürlüklerimiz tehdit altına girdiğnde sessiz mi kalacağız. Ya onlar başarılı olsaydı Türkiye'de neler olurdu?



ŞU ANDA YÜZDE 48 İLE 52 BANDINDAYIZ
2015 seçimleri Türk siyasetinin en önemli seçimleri. Şu anda oy oranlarına baktığımızda AK Parti'nin oyları düşmedi. Şu an yüzde 48 ile 52 arasında. Öyle veya böyle hayalleri AKP Parti'yi yüzde 40 bandına indirebilir miyiz amacındalar.

10 Ağustos öncesi ne yorumlar yapıldı 3 dönemlikler şöyle olur böyle olur diye açıklamalar yaptılar. AK Parti teşkilatlarına teşekkür ediyorum her yerde büyük bir heyecan var AK Parti'de 12 yılın yorgunluğu yok. Bir CHP'nin yaptıkları toplantılara bakın bir de bizim. Bir tarafta kilitlenme var diğer tarafta şişli üzerinden neredeyse 3'e 4'e bölünecekler. Seçimlere kadar bir çok şeyle üzerimize gelebilirler.



12 YILDIR HANGİ GAZETEYE, TELEVİZYONA EL KONULDU

Programda Akgün'ün; "Bugün internette belki dikkatinizi çekmiştir, şöyle bir mektup var; size ve bazı önemli üst düzey yetkililere, Zaman Grubu'nun Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın gönderdiği bir mektuptan bahsediliyor. Bu mektupta basın özgürlüğünün ciddi tehdit altında olduğundan dem vurulduktan sonra Zaman ve Samanyolu Televizyonu Gruplarına el konup kayyuma devredileceği iddia ediliyor, basın özgürlüğü ciddi tehdit altında deniliyor, bunlara da kaynak olarak benim anlayabildiğim kadarıyla Fuat Avni kaynak gösteriliyor. Daha önce söyledikleri doğru çıktı denilerek. Böyle bir mektup size ulaştı mı, bu iddialara ne dersiniz? Sorusuna Davutoğlu:

Öyle bir mektup bize ulaşmadı. Bu bahsi geçen yayın organları hükümete yapılabilecek eleştirilerin sınırını aştılar. Bu gazetelere el mi koyuldu. Kendileri böyle bir şeyleri çıkartarak biraz da bir baskı atmosferi oluşturup tahrik ediyorlar. O gazetelerin kurulması için Anadolu'dan ne paralar toplandı. Onlar bu katkıları bulunurken hayır konuşulacak diye bu katkıları yaptılar. Açın bunların kanallarını bir tane olumlu bir şey yok. Toplumda karamsarlık oluşturacak yayınlar, her türden sadece siyasi değil cinayet haberlerinden umutsuzluk haberlerine kadar. Hala da devam ediyorlar. Bunlara yardımda bulunan kardeşlerimiz bir mukayese yapıyorlardır. Türkiye dışından Türkiye'yi kötüleyen başka bir yapı yok. Türkiye'yi kötülemek için ne söylenecekse söyleyeceksiniz artık herkesin bir mukayese yapmaları lazım . Neler yayınladılar herhangi bir kısıtlama mı geldi.

Bu ülkenin ağır sorumluluğunu üstlenmiş bir vatandaş olarak söylüyorum bu devleti bir daha bu yapılar üzerinden dini olsun seküler olsun hiçbir topluluğun vatandaşlarımızın bir kesimine baskı yapamayacak. 12 yıldır bir gazete televizyon kapatıldı mı var mı böyle bir şey. Herkes yine görüşünü söyleyebilir ama başkasını özgürlük alanına giremezsin. Burada yapılan gazetecilik faaliyeti değil. Bir operasyon sonrası olmuştur.

GÜLEN'E KIRMIZI BÜLTEN
Hukuk devletinde kimsenin imtiyazı yoktur hiçkimseye pozitif yada negatif ayrım yapılmaz. Bunun bir prosedürü var gereken neyse yapılır. Bir vatandaşa ne işlem yapılırsa Fethullah Gülen'e de o işlem uygulanır. Normal süreç neyse o işleniyor. Herkes de hesabını verir.

ÜLKELER ARASINDA ANLAŞMALAR VAR
Ülkeler arasında anlaşmalar vardır bunun gereği neyse ABD'nin onu yapmasını bekliyoruz.



TİB'İN GÖMÜLMESİ
Burada bir tedbir alacağız TİB bu anlamda haksız yasadışı dinlemelerin yapıldığı insanların mahremiyetinin yok edildiği bir çok uygulamaya şahit oldu. Böyle bir kurumun yeniden yapılandırılması da zaruridir. Vatandaşlarımızın hukukunu zedeleyen hiçbir tedbir alınmayacak. Devlet kurumunda maalesef yanlış yapılarla istismar edilmiştir. Buna dönük olarak da her ürlü tedbir alınacak.

BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN PARALEL YAPIYLA İTTİFAK YAPILDI AÇIKLAMALARI
Bu çok önemli br açıklama. CHP'nin geçmişten beri antidemokratik yapılarla ilişki içindedir. Ben siz darbecisiniz dediğimde alındılar. Kendileri halktan destek alamayacaklarını bildikleri için 17 ve 25 Aralık'ta fırsat doğduklarını düşündüler. Bunlar Ak Parti'yi yıpratsın biz de daha sonra onlarla ittifak kuralım. Nitekim öyle de yaptılar. Her yerde AK Parti dışında kim yüksekse onlar desteklenecek diye yayınlar yapıldı.



CUMHURBAŞKANLIĞINA HAKARET DOĞRU DEĞİLDİR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretten tutuklanan ve daha sonrasında serbest bırakılan lise öğrencisi M.E.A ile ilgili olarak Davutoğlu) Dosyanın detayını bilmiyorum ama Cumhurbaşkanı'na hakaret bir hukuki süreçtir ve soruşturmayı gerektirir. Son zamanlarda cumhurbaşkanımıza hakaret öyle bir noktaya getirildi ki çocuklarımıza da kötü örnek oldu. Şunu mazur mu göreceğiz; Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret doğru değildir. Büyüklerde hakaret yaygınlaşınca çocuklara kadar sirayet ediyor. Şu hakaret dilini bir terk etsek.

BENİM ÇOCUĞUMLA İLGİLİ YALAN YANLIŞ HABERLER YAPILDI
Bundan üç dört gün önce bir gazete benim kızım ile ilgili manşet atıldı. Sırf Başbakanın çocuğu olduğu için linç edilircesine yalan yanlış bir haber yapmak nasıl bir şeydir? Ayrıca ben çocuğumu özel bir muamele yapsam özel okula gönderirim. Bir dergi yalan bir haberi neden basar? Tekzip gönderdiğimizde neden yayınlamaz? Başbakan çocuğu olmak orada yaşayan travmayı mazur gösterir mi? İsyan ediyorum. Çocuğun bir gözyaşına dünyayı feda ederiz. Bu yayını yapanlardan özür bekliyorum.