Sevgililer Günü rüyası Günlerce ne alacağını düşündü. Okuldaki bütün erkeklerin peşinden koştuğu kıza öyle bir şey almalıydı ki, kız hediyeyi aldığı zaman adeta büyülensin. Aslında nelerden hoşlandığını bile bilmiyordu. Önce ona şöyle pahalı, göz kamaştırıcı bir mücevher almayı düşündü. Kızlar parlak şeylere bayılırdı ne de olsa. Ama istese de böyle bir şey alacak parası yoktu. Ayrıca onun için değişik bir şey sayılmazdı. Peki ama ne olabilir diye tekrar düşündü. Örneğin bir giysi mi? Ama hayır, bir giysi de sıradan bir şeydi. Onun için yarın ilk işi, eski eşyaların satıldığı semte gitmek olmalıydı. Belki orada anılarla dolu bir şey bulurdu. Artık kimsenin istese de bulamayacağı türden bir şey. Belki de bir gramofon. Bu fikri beğenmişti. Sabah erkenden kalkıp eskicilerin olduğu semte gitmek üzere yattı. Gece düşündüklerinin de etkisiyle olsa gerek rüyasında uçsuz bucaksız bir yeşillikte kızla dans ettiğini gördü. Biraz ötelerinde duran eski gramofonda ise "Sen İçimde Bir Yerdesin" adlı tango çalıyordu. Kız hiç ağzını açmıyordu ama çocuk onun, "Çok mutluyum ve bana beni sevdiğini söylediğin için bu günü asla unutmayacağım" dediğini duyuyordu. Sabah uyandığında rüyasını unutmamak için kendi kendisine tekrarlayıp durdu. Acaba ne anlam çıkartmalıydı bu rüyadan. O gün Sevgililer Günü'ydü. Eskicilerin olduğu semte gitmekten vazgeçti, doğruca okula koştu. Kız geldiğinde, "Bugün Sevgililer Günü, onun için sana bir şey aldım" dedi. "Öyle mi, ne aldın?" diye merakla sordu kız. "Aldım ama veremeyeceğim, çünkü o bir rüya" dedi çocuk. "Rüya mı?" dedi kız. Çocuk, "Evet, bir rüya. Seni çok sevdiğimi anlatan bir rüya. Çünkü bunu anlatmak için gerçek olan hiçbir şey bulamadım." "Güzel bir rüyaymış" dedi kız. "Bunun bugüne kadar aldığım en güzel hediye olduğunu söylemeliyim." www.hikayearsivi.net