Sayntoloji oluşumunun lideri L. Ron Hubbard, 1958'de İngiltere'ye gitti ve Londra'nın 44 kilometre güneyindeki East Grinstead kasabasında bulunan Saint Hill Malikanesi'ni satın aldı.
Burada Scientology Kilisesi'ni kurdu. Malikaneyi yeni binalarla genişletti, hatta bir de kale yaptırarak buraya gizemli bir hava verdi. Malikanenin 1980'lerden sonra başlayan ve en son 2015'te yapılan restorasyon ve inşaat masraflarını büyük oranda Tom Cruise karşıladı.
Vergi kaçakçılığından, şantaja kadar bir dizi suçlama vardı. Hubbard ve bağlıları 1967'de "Sea Org" adını verdikleri çeşitli gemilerde yaşamaya başladılar. Böylece devletlerin baskınlarından korunuyorlardı.
Gemide yaşamak isteyen Sayntologlar, sadece malını mülkünü vermek zorunda değil, "birlikten 1 milyar yıl ayrılmayacaklarına" dair söz vermek zorundaydılar.
1975'te gemileri satıp tekrar çeşitli ülkelere dağıldılar. Hubbar da Kaliforniya'ya yerleşti. Son 6 yılı inzivada geçirdi ve 1986'da burada öldü. Hubbard, başta Budizm olmak üzere pek çok dinden etkilenmişti.
Kendisini mehdi olarak görüyordu. Ama bilinemezci olarak bilinen Tanrı'ya bağlılığı yoktu. Ona göre Tanrı varsa bile o bir ulu varlıktı ve Sayntologlar da kendisini en üst mertebeye çıkarırlarsa onlar da Tanrı ile aynı seviyede olurlardı.
O kişilerin ruhlarının acı çekmesi yüzünden dünyada insanlar da acı çekiyor. Tarikatın inanışına göre yeryüzündeki insanlar bir nükleer felaket sonrası yok olacak ama bu esnada başka gezegende bekleyen tarikat liderlerinin ruhu, uzay aracıyla tekrar Dünya'ya dönecek.
Uzaylıların geri dönerken uzay araçlarıyla iniş yapacakları yeri bile hazırlamışlar. ABD'deki New Mexico Çölü'nde havadan görünen iki çift çember ve ortalarında elmas işareti yapılmış.
Kasabaya 35 kilometre uzaklıktaki katedralin arkasında yerin altında yüzlerce metre uzunluğunda, bir nükleer patlamada etkilenmeyecek özellikte kazılmış gizli tüneller bulunuyor.
Bu tünellerde Hubbard'ın bozulmayacak metaller (altın, titanyum) üzerine yazdığı tarikat sırları saklanıyor.
Paylaş
