Tarihi 18 Mart 2024

Seçimden Önce ve Sonra Muhalefet

Yerel seçimlerle ilgili aslında en çok merak edilen şey İstanbul ve Ankara'yı kimin kazanacağı. AK Parti bir önceki yerel seçimde CHP'ye kaptırdığı Türkiye'nin en büyük iki şehrini tekrar kazanabilecek mi yoksa kazanamayacak mı? Aslında her iki durumda da siyasi dengeler açısından çok önemli değişiklikler olmayacak. Ülkede kuvvetli bir iktidar var. Genel seçimlerin üzerinden henüz bir yıl bile geçmedi. İktidardaki parti olan AK Parti her iki ilde de seçimi kazanırsa psikolojik olarak oldukça rahatlar. Kaybederse de bunun siyasi iktidarı etkileyecek kadar önemli sonuçları olmaz. Belki biraz moral bozukluğu. Ama emin olun 2019'da buraları ilk kez kaybettiğinde yaşadığı şok ve sarsıntının onda birini bile bulmaz.

Ancak yerel seçimlerde alınacak sonuçlar muhalefet açısından oldukça kritik. CHP'de yerel seçimden sonra herhalukarda bir parti içi iktidar mücadelesi yaşanacak. İstanbul kaybedilmesi hem Özgür Özel'e hem de İmamoğlu'na ciddi darbe vuracak. İstanbul kazanılırsa iki figür de güçlenecek ve karşılıklı rekabet daha görünür olacak. Bunlar aşağı yukarı hemen herkesin öngörebildiği muhtemel gelişmeler. Ancak İYİ Parti ve HDP'nin seçimlerde alacağı oy oranı da 2028'e giderken muhalefetin yeniden konumlanması açısından kritik olacak. Baştan söylemeli; her iki partinin de muhalefet bloğundan iktidar bloğuna geçeceğini zannetmiyorum. Bu İYİ Parti için mantıksız, DEM için imkansız. Ancak mesele şu; bu partilerin muhalefet bloğundaki yeri neresi olacak. CHP'nin kuyruğuna takılmaya, CHP'ye kazandırmaya devam mı edecekler yoksa AK Parti karşısında kendi tabanları için özgün bir alternatif oluşturmaya mı çabalayacaklar.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ittifakları kolaylaştırmakla beraber yerleşik partileri kuvvetlendirdi. Şüphesiz bu denklem daha ufak partilere de alan açtı. Normal şartlarda iddia sahibi olmayacak partiler benzer ideolojik düzlemde yer aldıkları yerleşik partiler için önemli meydan okumalar oldular. Saadet Partisi, AK Parti için böyle bir meydan okumayı temsil etti bir müddet. Ancak CHP ile gereğinde fazla içli dışlı olması bu hususiyetini hızla kaybetmesine neden oldu. O boşluğu şimdilerde Yeniden Refah doldurmaya gayret ediyor. AK Parti'den ayrılan isimlerin kurduğu Gelecek ve Deva partileri en azından kendi iddialarında bir alternatif oluşturmak peşindeydiler. Ancak onların eşsiz siyaset bilmezliği ve beceriksizliğinin geldiği nokta herkesin malumu.

Muhalefet bloğunda CHP'ye bu türlü meydan okuyacak çeldirici bir parti şimdiye kadar oluşmamıştı. İYİ Parti'nin daha sağa çalan karakteristiği ve kurulduğu ilk günden CHP'nin güdümüne girmiş olması bu pozisyona aday olmasını engelledi. PKK/HDP/DEM'in, CHP ile yaptığı işbirliği ise her durumda CHP'ye kazandıran bir model oldu. CHP bu işbirliği karşısından İstanbul'u kazanırken HDP'nin eline birkaç işçi kadrosundan ve biraz ihaleden fazlası geçmesi. Şimdi İYİ Parti muhalefetin içerisinde ancak CHP'nin dışında bir yerleşim ile giriyor yerel seçime. PKK/HDP/DEM ise bir yandan CHP'den daha çok şey aldığı bir ittifak modelinin parçası olurken diğer yandan -şimdilik- İstanbul, Ankara ve İzmir'de kendi adayları ile seçime giriyor. Her iki partinin özellikle büyükşehirlerde alacağı oy oranı kazanmaya yetmeyecek. Ancak bundan sonra nerede durduklarında ne elde edeceklerine dair bir fikir verecek. Kim bilir belki de CHP'nin mütemmim cüzü olmaktan vazgeçip CHP'ye meydan okuyan, çeldirici partisi olmaya yani karar verirler.