Tarihi 30 Eylül 2022

Bu filmin sonu da aynı olacak

MAŞALLAH muhalefetin 6'lı masası ergenlerin papatya falını geçti. Dağılıyor, dağılmıyor, dağılıyor, dağılmıyor, dağılıyor... Yorumcular bir gün Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakıp "Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kesinleşti" diyorlar. Ertesi gün Akşener konuşuyor ve aynı isimler bu sefer "Akşener'den Kılıçdaroğlu'na veto, masa dağılıyor" yorumu yapıyorlar.
Bu gelgitlerin sebebi ise bu türden açıklamaların arka planında bir analitik değerlendirmemeye dayanmaması. Yorumlar günlük olunca, yapılan açıklamaya göre içerik değişiyor.
Aslında olan şu; 6'lı masa dediğimiz birliktelik yapısal olarak imkânsız. Her ne kadar Erdoğan karşıtlığı ile seçmen kitlelerini mobilize etseler de aynı anda hem HDP'lileri hem de vatansever seçmeni memnun edecek bir aday bulmak çok zor. Bir tarafa çekilse ayakları, diğer tarafa çekilse başka bir yeri açık kalıyor.
Bu malzeme yeterli değil!
İkincisi, paylaşamadıkları şey çok büyük. Muhalefet bence oldukça aşırı bir özgüvenle 2023 seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yeneceğine neredeyse garanti gözüyle bakıyor. Aday gösterilen kişinin garanti seçimi kazanacağını düşünüyorlar.
Haliyle Türkiye'nin en önemli koltuğunu paylaşmak da o kadar kolay değil. Tabanın tepkisini dindirmek için ortaya sürülen bir Muharrem İnce'den veya hala kimin nasıl olduğunu anlayamadığı Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığından bahsetmiyoruz. Kendilerince bu sefer kazanacaklarından eminler.
Bölüşülecek pasta büyük, haliyle kavga çıkıyor.
Diğer taraftan ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkartmaya yetmese de 6'lı masa öyle ya da böyle muhalif seçmen nezdinde bir yere oturdu. Yani aslında 6'lı masanın mümkün olduğuna, ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkartabileceğine muhalif seçmeni inandırdılar. Şimdi masayı yıkmanın da bir maliyeti var. Kimse o maliyeti yüklenmek, muhalif seçmenin öfkesini üzerine çekmek istemiyor. Ancak masadan da bir ortak aday çıkmıyor. Onun için her gün farklı bir açıklama var. Ve yorumcular her açıklamaya göre pozisyon değiştiriyor.
Kılıçdaroğlu masayı yıkmak istemiyor çünkü başka türlü aday olup ikinci tura kalması imkânsız.
Eğer masa yıkılır da muhalefet cephesinden birden fazla aday çıkarsa Kılıçdaroğlu'nun en az oy alan muhalif aday olması muhtemel. İkinci tura kalamadığı gibi siyasi hayatını da riske eder.
Diğer adaylar ise seçmenin gözünde "oyun bozan" olmadan aday olmak istiyorlar. "Ya masa dağılsın ya da çoklu aday kararı çıksın, biz de aday olalım" diyorlar.
Bir kere aday olduklarında diğer muhalif adaylardan daha fazla oy alıp ikinci tura kalabileceklerini tasarlıyorlar. Böylece seçmenin ortak adayı haline gelecekler.
Bu tabloda masa bir tek Kılıçdaroğlu'nun işine yarıyor.
Diğerleri masayı istemiyor ama yıkılmasının maliyetini yüklenmeyi de göze alamıyor.
Gelelim benim öngörüme; herhalde adayın açıklanacağı zamana kadar bu iş böyle devam eder. Bir gün yıkılır, ertesi gün kurulur. Böyle böyle seçmenin enerjisi de kalmaz. Muhalif seçmen iyice yılar, heyecanını kaybeder. Son dakika da zor şer bir formül bulunur. Haliyle seçimi de kaybederler. Sonra gelip yok seçim özgür değildi, şartlar eşit değildi, şu oldu, bu gitti diye bizim kafamızı şişirirler.