Tarihi 11 Temmuz 2022

Kurban ve sağlık yazısı

ACEMİ kasap, köy yerinde kurban keserken elini kesti. Baktılar durum fena, ilçedeki sağlık ocağını pas geçip doğrudan Giresun'a hastaneye götürdüler.
Giresun'daki cerrahlar durumu tetkik etti. Ameliyat yapılır, yara dikilmesine dikilirdi ama elde işlev kaybı olurdu.
El cerrahisinde ihtisas sahibi bir cerrahin ameliyatı yapması gerekiyordu. Devlet hastayı aldı Giresun'dan Trabzon'a götürdü ve ameliyatı orada yapıldı. Şimdi şifasını bekliyor.
Bu sağlık sistemini kuran AK Parti hükümetleridir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Üstelik AK Parti'nin sağlık sektörüne yaptığı yatırım salt bir iyi yönetim meselesi olmaktan çok daha fazlası. Devletin koruyucu kanatlarının hissedildiği, merhametli elinin görüldüğü alanların başında sağlık geliyor. Muhafazakar bir siyasi hareket olan AK Parti için vatandaşa koşulsuz sağlık hizmeti sunmanın bu yönüyle oldukça ideolojik, değerlere isabet eden bir tarafı da var.
AK Parti'nin kurduğu sağlık sisteminde bugün bazı aksamalar var. Kimisi bunun nedeni olarak salgın sonrası şartları gösteriyor.
Salgında ihmal edilen ya da hastanelerde yoğunluk olmaması için ertelenen tedavilerin birikmesinin sonucu olarak bugün sistemin zorlandığını söylüyor. Kimisine göre sorun hastaların istediği her durumda, istediği her hekime hiçbir ücret ödemeden gözükebilmesi. Kolay ve bedelsiz erişilebilirlik sağlık sistemi üzerinde lüzumsuz yük oluşturuyor. Yüksek sesle dile getirilmese de sistemin bugün yaşadığı sıkıntıda içeriden yapılan sabotajların da payı olduğunu söyleyenler var. İdeolojik hareket eden hekimlerin bir kısmının sistemi baltaladığı söyleniyor.
İnanmıyorum, inanmak istemiyorum.
Şifa dağıtan, fedakar ve cefakar hekimlerin arasından bir azınlığın dahi olsa böyle bir şey yapabileceğine ihtimal vermek mümkün değil. Ancak devlet PKK ile mücadele ederken "Savaş bir kamu sağlığı sorunudur" açıklaması yapan bir Tabipler Birliği var bu ülkede.
İnanasım gelmese de olmaz diyemiyorum.
Bu sorun illaki çözülecektir. Sağlık çalışanlarının rahatsızlıkları halledilecek, terör sempatizanı meslek kuruluşlarının da hekimler üzerindeki tekeli kırılacaktır.
Sağlıkta şiddet meselesi ise bu sorunun içerisine bile dahil edilemeyecek kadar büyük ve ayrı bir sorun. Değil şifa dağıtan sağlıkçıların, günümüz Türkiye'sinde işini yapan, topluma faydalı olmaya çalışan herhangi birisinin vazifesi başında şiddete maruz kalması kabul edilemez.
Sorunlar çözülmeli ki hem hekimler hem de vatandaş rahat etsin. Sorunu istismar ederek siyaset daha ötesinde terör sempatizanlığı yapanlar da ayıklansın, cezasını bulsun!