Tarihi 17 Haziran 2022

Tanju Özcan’ın Suçu Ne?

Tanju Özcan… CHP'nin meşhur ve meşum işlere imza atan Bolu Belediye Başkanı. Tanju Özcan'ın belediyecilik namına bir şeyini görmedik. Kendisi daha çok mültecilere 10 kat pahalı su satmaya çalışmasıyla tanınıyor. Aslında bu işte Tanju Özcan tek başına değil. Belediye meclisinin CHP'li üyeleri de kendisini destekliyor. Malum başkanın tek başına su tarifesi belirleme yetkisi yok. O işe belediye meclisi bakıyor.

Adını duyurduğu bir diğer saha ise cinsel göndermeler. Belediye meclisinde nereye çeksen gidecek cinsel imalar içeren laflar ediyor. Kadın belediye meclis üyelerine sataşıyor. Kendisinden söz istemek için elini kaldıran bir belediye meclis üyesine "bana neden el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım" diyor. Sözler onun ağzından çıkıyor ama bu işte de tek başına değil. Belediye meclisindeki CHP'li üyeler bu sözlere itiraz etmiyor. İstanbul Sözleşmesi diye ortalığı yıkan kadın derneklerinden de ses yok. Hoş onlardan hayır beklediğimiz de yok!

Şimdi CHP Tanju Özcan'ı kesin ihraç istemi ile parti disiplin kuruluna sevk etmiş. Cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerinden dolayı… Ama sanki işin iç yüzü biraz farklı. Tanju Özcan seçildiği günden beri ırkçılık ve cinsiyetçilik yapıyor. Yeni bir hadise değil. Ama ihraç istemi yeni. Çünkü Tanju Bey son seferinde baltayı taşa vurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda meydan okumasından sonra bir açıklama yaptı. Genel başkanına hitap ederek "siz aday olmuyorsanız müsaade edin ben aday olayım" dedi.

Tam burada Tanju beyi içine düştüğü çukurda bırakıp genel başkanı Kılıçdaroğlu'na dönelim. Kılıçdaroğlu dün bir kez daha muhafazakâr kadınlara hitap etti. CHP eski CHP değil. Biz artık çok değiştik. İktidara geldiğimizde sizin hayat tarzınıza müdahale etmeyeceğiz, dedi. Doğrusu yüreklere su serpen cümleler. Yaklaşık bir asır sonra CHP zihniyetinin insanlara hayat tarzı dayatmanın aptalca bir şey olduğunu anlaması nereden bakılırsa bakılsın önemli bir gelişme. Tabii eğer inandırıcı bulursanız!

Ama işte insanın pek de inanası gelmiyor. Kendi kendime diyorum ki; beyana itibar edilir. Değiştim diyenin aksi ispat edilene kadar sözü muteberdir. Ama Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin aksinin ispat edilmesini bekleyecek kadar geçerliliği yok. Sizin hayat tarzınıza müdahale etmeyeceğiz diyen bir genel başkanın, partisine mensup bir belediye başkanını güya cinsiyetçi ve İslamafobik söylemleri nedeniyle ihraç istemi ile parti disiplin kuruluna sevk etmekte bu kadar gecikmesini ne yapacağız? O kadar lafı duymamazlıktan gelip mesele Cumhurbaşkanlığı adaylığına gelince yani Kılıçdaroğlu'nun yârinin zülfüne dokununca harekete geçmesi ne olacak?

O belediye başkanını ihraç edip, ihraca neden olan fiillerdeki suç ortakları olan belediye meclis üyelerine bir uyarının bile çok görülmesi tutarsızlık değil mi? Haydi o kadar detaya girmeyelim; daha haftalar önce CHP'li Özgür Özel Kuran eğitimi verilmesini ortaçağ zihniyeti olarak nitelemedi mi?

Tanju Özcan'ın suçu medyatik olması mı?