Tarihi 20 Nisan 2020

Altun neden hedefte?

Telefonum çaldı. Arayan gazeteci bir arkadaşım. "Haberi gördün mü?" diye sordu. "Gördüm ama okumadım. Garanti yalandır." Diyerek cevapladım. Arkadaşım da yalan olduğunu düşünüyordu. Biraz lafladık sonra telefonu kapadık.
Mevzubahis "haber" İletişim Başkanı Fahrettin Altun hocanın boğazda "kaçak yapı" yaptırdığına dair iftiralardı.
Yalan olduğunu anlamak için haberi okumaya gerçekten gerek yok. Çünkü tanıyan Fahrettin Altun'u da tanıyor, haberin yayınlandığı iftira mecralarını da. Zaten daha sonra haberin tamamıyla yalan olduğu ortaya açıktı.
Maalesef ne ilk ne de son yalan haberleri, iftiraları olacak. Ama bu seferkinin üzerinde biraz durmalı.
Daha ince bir işçilik var burada. Tipik karalama kampanyası değil, her zamankinden farklı bir odağı var.
İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin marka kurumlarından birisi. Şüphesiz devletin her bir biriminin ayrı bir işlevi ayrı bir kıymeti var. Ancak İletişim Başkanlığı çalışma sahası, tarzı, yapıp ettikleri ile sistemin özeti diyebileceğimiz bir kurum. Ve tabii ki sistemin başarısını görebileceğimiz bir kurum.
İlk ciddi sınavını Cemal Kaşıkçı cinayetinde verdi. Suudiler parayı bastırarak neredeyse cinayetin faturasını Türkiye'ye keseceklerdi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un birebir çabaları sayesinde tüm dünya cinayetin vahametinden haberdar oldu. Başkanlık gerekli bilgileri uluslararası basınla paylaşarak konunun gündemden düşmemesini sağladı. Nihayetinde Suudiler imajlarını düzeltmek için ne kadar para akıtsalar da günün sonunda cinayeti kabullenmek zorunda kaldılar.
Barış Pınarı Harekatı'nda da İletişim Başkanlığı'nın etkinliğini gördük.
Askerimiz sahada mücadele ederken İletişim Başkanlığı da bir iletişim ve diplomasi mücadelesi yürüttü.
Gazetecilere brifingler verildi, sorular cevaplandı, Türkiye hakkındaki tezvirat kampanyalarına anında doğru bilgi ile cevap verildi.
Geldik Korona salgınına. Mücadele sahasında bu sefer sağlık çalışanları ve Sağlık Bakanlığı vardı. Ve yine İletişim Başkanlığı'nın tamamlayıcı etkinliğini gördük. Türkiye'nin virüsle mücadelesindeki başarısının içeride ve dışarıda anlatılması işini Başkanlık üstlendi. Mükemmel bir kamu diplomasisi yürüttü. Bir kez daha Türkiye doğru yaptığı işi dünyaya doğru anlatabildi.
Son bir söz de Fahrettin Altun hakkında. Siyaset Bilimci ve İletişim profesörü. Alanında Türkiye'nin en önemli akademisyenlerinden. Yıllarca köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı.
Ayrıca yıllara uzanan bir düşüncekuruluşu tecrübesi var. Medya ve siyaset hakkındaki bilgileri kitaplarda yazanlarla sınırlı değil. İşin mutfağından geliyor.
Tüm bu özellikleri ile de yeni sistemin bürokrat profiline uyuyor.
Zaten tam da bu nedenle meyve veren ağaç misali taşlanıyor!