Sınırın öte tarafında da olsa terör unsurlarının gün gelip sınırın Türkiye tarafında can alacaklarını biliyor.
İkinci hedef ise Suriye'nin toprak bütünlüğü.
Suriye'de kalıcı çözüm sağlandığında savaştan önceki durum neyse o olsun istiyor. Federasyonlar, özerk bölgeler, kantonlar, devletçikler olmasın.
Suriye'de attığımız tüm adımlar bu iki temel hedefe dönüktü. Fırat Kalkanı'nı da, Zeytin Dalı'nı da terörü sınırımızdan temizlemek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza etmek için yaptık. Barış Pınarı da bundan farklı bir amaç taşımıyordu.
Türkiye bu amacı defalarca en açık şekilde ilan etti.
En son Birleşmiş Milletler kürsüsünde elinde haritalarla Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı.
Bugün de çok şükür bu amaca erişildi. Barış Pınarı Harekatı ile önemli bir toprak parçası teröristlerden temizlendi.
Daha sonra ABD ile varılan mutabakatla harekat sahasından PKK terör örgütünün çekilmesi sağlandı. Nihayetinde Rusya ile varılan mutabakatla da Kuzey Suriye'nin geri kalan bölgeleri için temizlik süreci başladı.
Dönelim başa, Türkiye'nin iki hedefine; sınırı teröristlerden temizlemek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza etmek. Bu iki hedefe ulaşıldı mı?
Evet, ulaşıldı. Gerisi günün sonunda boş laftır. Devletlerin amacı hedeflerine ulaşmaktır, daha çok askeri harekat düzenlemek değil!
UTANACAKLAR AMA VAZGEÇMEYECEKLER
Batı kamuoyu bildiğiniz gibi. Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nda kimyasal silah kullandığından tutun, etnik temizlik yaptığına kadar kendilerinin bile inanmadığı bir dünya yalan sıralıyorlar.
Emin olun gelecekte bundan utanacaklar.
Bugün Almanlar Hitler'in yaptıklarından, Amerikalılar attıkları atom bombasından, Fransızlar Afrika'da işledikleri cinayetlerden nasıl utanıyorlarsa yarın da bugün söyledikleri yalanlar, terör örgütü liderleriyle ve darbecilerle kol kola girdikleri için utanacaklar.
Utanacaklar ama vazgeçmeyecekler.
Üstünlük yanılgıları hatalarına yenilerini eklemelerine neden olacak.
Tıpkı bugün olduğu gibi.
