Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasa değişikliği paketini referanduma sunulmak üzere onaylaması ile bir seçim sürecine daha girdik. Evet, bu bir referandum ve bildiğimiz anlamda bir seçim değil. Ama milli irade referandumda da bir tercih ortaya koyacak; ya evet diyecek ya hayır.
Peşin peşin söyleyeyim; evet çıkmasını istiyorum ve evet çıkacağını tahmin ediyorum.
Ancak daha referandum yapılmadığı için 'ya evet çıkacak ya hayır' diyorum.
Anlayacağınız ben bir evetçiyim.
Ve tabii bir de hayırcılar var. Hayırcılar arasında da FETÖ'cüler, PKK'lılar, DHKP-C'liler var. Bütün hayırcılar terörist değil ama bütün teröristler hayırcı.
Teröristlerle devletin güvenlik güçleri ilgileniyor. Benimse terörist olmayan hayırcılara söyleyecek sözlerim var;
Sevgili Hayırcı Kardeşim, Tünelin ucunda ışık göründü ve Türkiye referandum sürecine girdi. Çeşitli sebeplerden hayır oyu verecek olmana rağmen sen de benim gibi referandum sonucunda evet oyu çıkacağını az çok tahmin ediyorsun. Bir bakıma olmayacak bir duaya bir umut 'ya tutarsa' diye amin diyorsun.
Neticede insan umut etmeli.
Ama...
Gerçekçi olmalı, hayalperest olmamalı ve mantığı elden bırakmamalı. Gördüğüm kadarı ile hayır cephesinde durum pek böyle değil. Önce 'milletvekilleri görüşünü açıklayamıyor. Gizli oylamada bu tasarı meclisten geçmez' dedin, bütün maddeler rahat rahat meclisten geçti. Teklif onay için Cumhurbaşkanlığına hemen gönderilmedi. Kampanya ve referandum kara kışın ortasına gelmesin diye yasal süre içerisinde bir müddet mecliste bekletildi. Neden bekletildiği aşikarken medyanın tescilli AK Parti muhalifi kesimi 'Teklif geri çekilebilir' masalını anlatmaya başladı inandın.
Neticede teklif meclis tarafından Cumhurbaşkanlığına gönderildi.
Cumhurbaşkanı da aynı gerekçe ile teklifi hemen onaylamadı ve bir müddet bekledi. Daha öncesinde Cumhurbaşkanı defalarca 'teklif önüme geldiğinde onaylarım' dediği halde basının aynı kesimi bu sefer 'anketlerde hayır gözüküyor. Erdoğan kaybedeceği seçime girmez. Onun için teklifi onaylamayacak' söylentisini yaymaya başladı. Maalesef buna da inandın.
Geldiğimiz noktada teklif Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından referanduma sunuldu. Şimdi ise başka başka efsaneler dolaşmaya başladı.
Aynı dedikodu çevreleri 'Erdoğan CIA direktörü Türkiye'ye gelince referandum kararını verdi. Amerika ile evet oyu için pazarlık etti' yalanını anlatmaya başladılar.
İlla hayır diyorsan ve umut etmeye devam edeceksen, et. Ama mantığı elden bırakma! 'Türkiye'deki referandumla CIA'nin ne alakası var' diye kendi kendine sor. Hele ki Türkiye ile ABD'nin ilişkilerinin pek de iyi olmadığı şu dönemde! Yağmurlu havada Erdoğan'a bir bardak su vermeyecek CIA referandum için yardım edecek! Neden ve nasıl?
Bir başka hikaye ise HDP hakkında.
HDP hayır oyu vereceğini ve bunu sadece Erdoğan karşıtlığı ile yapacağını çok önce açıkladı. Şimdi tutuklu olan Türkiye'yi 'PKK Fırat'ın batısına geçecek, siz de mal mal izleyeceksiniz' diye aklınca hafife alan Demirtaş koca bir seçim kampanyasını bunun üzerine bina etmişti; 'seni başkan yaptırmayacağız'.
Taktik icabı HDP bu günlerde daha ağırdan alıyor. Hayır çağrıları yapıyor ama kuvvetli bir propaganda yapmıyor.
Nedeni ise muhafazakar ve milliyetçi seçmenin daha fazla kenetlenmesini istememeleri. Ve basının malum kesimi bunu bile çarpıtıyor; 'aslında HDP evet çıkmasını istiyormuş da ondan kuvvetli bir hayır kampanyası yapmıyormuş' Özetlersek sevgili hayırcı kardeşim.
Bu referandumdan inşallah evet çıkacak.
Gönül ister ki sen de bir daha düşünüp taşınsan, memleket için iyi olacak bu değişikliğe sen de evet desen. Yok illa hayır diyeceğim diyorsan da senin kararın. Ama lütfen bu masallara inanma!