Devletin kanalında konuşuyor kendisi.
Hani şu bizim vergilerimizle maaşını aldığı TRT'de.
Her hafta karşısındaki Ersin Düzen ile başı sonu belli olmayan futbolu yorumluyorlar akıllarınca… 'Şikenin Amiral Gemisi' Hürriyet'te de köşe yazarlığı yapıyor zat-ı muhterem!
Önceki akşam Trabzonspor Teknik Direktörüne "terbiyesiz" dedi, milyonların gözünün içine baka baka! "Rıza Hoca'yı nasıl tanımazsın" falan filan. O konuştukça Ersin Düzen de gazladı. Taraftarların tepkisi üzerine, "Ben Trabzon taraftarına demedim ki!" gibi saçma sapan sözler sarf etti.
Dedim ki… "Rıza Çalımbay'ı tanımadığını Fatih Terim söyleseydi.
Prandelli söyleseydi. Biliç söyleseydi. Yine aynısını söyler miydin Hakan Ünsal! Yine böyle öfkeli şekilde bağırır mıydın o ekrandan?"
Bağıramazdı, diyemezdi!
Çünkü şikenin başkentinde Trabzonspor'un yerle bir ettiği dukalarla aynı tavanın içerisinde beraber kızarıyorlar.
Haliyle Trabzon'dakiler 'ötekidir' O'nun için!
Ötekilerin takımının her şeyine, başkanına, hocasına, futbolcusuna rahatça sallamak, aşağılamak hatta hakaret etmek bir görevdir O'nun için! Öyle ya; dukalar memnun olsun yeter. Bunları yazarken döndüm baktım tekrardan ekrandaki Hakan Ünsal'ın görüntüsüne… Temiz yüzlü bir adam. Kravatı, gömleği, ceketi; janti! Hali vakti yerinde, beyefendi süsü vermiş kendisine.
Dedim ki, uzatma Ulaş… Yazıyı bitir! Ardından Mevlana'nın sözü geldi aklıma… "Ne insanlar gördüm üstünde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok!"